BU ZİHNİYET, T.C. VATANDAŞI ZİHNİYETİ ASLA OLAMAZ..

“Cami ve minareyi kaldırdılar, yerine duman koydular!
Yoldan çıktılar yani!
İstanbul’un simgesini, kimliğini, karakterini değiştirmeye kalkışmanın bedeli ağır olur, haberleri olsun!
Şu mudur yani?
Makro planda;
Önce büyük Kürdistan sonra büyük Ermenistan, Final de ise büyük İsrail!
Bu mudur yani?”

Ben böyle bir mantık taşıyan  bir gazeteciye hiç rastlamadım..  Yukarıdaki  yazıyı kaleme alan Karadeniz bölgesinden bir kişi.. Varlığı kendinden menkul, sözde köşe yazarı.. Abdi İpekçi’ye de, Hasan Pulur’a da, Uğur Mumcu’ya da saygıyla anılan yorumcu olarak anılıyor. Ne yazık ki bu adama da yorumcu diyorlar ya çıldırıyorum..

Yahu eline kalemi almış, insanları birbirine kışkırtıyor.. Bu nasıl bir sorumsuzluk.. Bu gazetenin Genel Yayın Yönetmeni, Yazı İşleri Müdürü yok mu? Hic denetlemezler mi? Daha da önemlisi, basın savcısının görevi ne? Cumhuriyet’in savcıları ne yapıyor?

Önce büyük Kürdistan, sonra Büyük Ermenistan, finalde de büyük İsrail’miş makro planda..

Kimin miş bu plan?.. CHP’nin..

Şeytan diyor ki, aklına gelen ilk şeyi yaz.. Ama şafak vakti kapımıza polis dikilir..

Bak, cehaletin simgesi adam!.. Ülkeyi, düşman işgalinden kurtaran, Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıyla, bu ulusun kahraman evlatlarıdır.. Önce bunu bil.. Sonra Türk siyasi hayatına çoğulcu demokrasiyi getiren, yani çok patili sisteme girilmesini sağlayan CHP’dir bunu da bil.. Kuzey Kıbrıs’ta yurttaşlarımız Rum zulmü ile ezim ezim ezilirken, tüm dünya engel çıkarırken, dinlemeyip müdahale eden de CHP Genel Başkanı ve Başbakan Bülent Ecevit ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kahraman ordusudur…

Otur, oturduğun yerde.. Artık saygısızlığın ve kışkırtıcılığın bardağı taşırıyor..

Özür dilemeni beklemiyoruz.. Özür dilemek, erdemli kişilerin işidir.. Ama akıllı ol. Gazetecilik, aklına geleni yazmak değil, düşünerek gerçekleri yazmak, kamu oyunu kışkırtmak değil, bilgilendirmektir..

Haydi bir bayanın namusuyla oynadın “Fotoğrafını yayınlayacağım” dedin fos çıktın.. O baba ile kızının Büyükşehir Belediyesi’nde işe başladığını yazdın, fos çıktın.. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar aleyhine bir sürü yazı yazdın fos çıktın.. Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin’in aleyhine yazı yazdın, fos çıktın..

İnan bana.. Aynı şey benim başıma gelse, bir dakika durmam istifa ederdim.. Zaten istifa etmeme gerek kalmaz, yazı denetimden geçtiği an kovulurdum, kovulur..

Gazetecilik soytarılık değil, sorumluluk isteyen bir onurlu bir meslektir ..

………………….

NEREDEYDİK, NERELERE GELDİK!

Bizden önce ve bizim dönemimizde Adana delikanlılar kentiydi.. Ağızdan çıkan bir söz kanun gibiydi.. Söz verildi mi, bedeli ne olursa olsun yerine getirilirdi.. Sahtekarlık, üç kağıtçılık, yalan-dolan olmazdı.. Adana’dan yağız delikanlılar çıkardı, okur-yazarları boldu.. Çukurova için filmler çevrilirdi, romanlar yazılırdı..

Her alanda Türkiye’nin dördüncü büyük kentiydi.. Siyasetçiler en saygın kişilerdi, işadamları da öyleydi, çalışanları da, tarladaki ırgatlar da..

Dün, sadece başlıklara baktık Adana haberleriyle ilgili.. Başlıklar aynen şöyle;

-Adana’da 39 silah ele geçirildi, 173 hükümlü yakalandı.

-Adan’da 3 bin litree kaçak akaryakıt ele geçirildi.

-Adana’da 10 torbacı tutuklandı.

-4 yaşındaki çocuk tüfekten çıkan saçma ile yakalandı.

-80 yaşındaki kadını darp eden zanlı tutuklandı.

-Teslimat bekleyen kargoları görevlilerin yerine geçerek çalanlar yakalandı.

Neredeydik, nerelere geldik..

O nedenle, sayın Adana Valisi’nin başkanlığında, tüm Belediye Başkanlarının, mahalle muhtarlarının, işadamlarının, oda başkanlarının katılacağı seri toplantılar yapılmasını ve bu konunun enine boyuna tartışılmasını öneriyoruz..

NEREDEYDİK,NERELERE GELDİK bu konu tartışılmalı, çözüm yolları bulunmalı..

Bu görev de, bu kentin akil insanları aracılığıyla yapılabilir.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor