Bülent Zerengök’ten gençlere ‘Maden Mühendisi olun’ çağrısı
Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Bülent Zerengök, ‘’Bir maden mühendisinin iş bulması, diğer birim mühendislerine göre çok daha kolaydır’’ diyerek, üniversite tercihi yapma aşamasında olan gençlere, ‘’Maden mühendisi olun’’ çağrısında bulundu. Zerengök, ‘’Kaza bakımından inşaat ve makine mühendisliği çok önde olmasına rağmen mesleğimizin iş kazalarıyla gündeme gelmesi nedeniyle, gençlerin tercihlerinde bir düşüş oldu. Şu an bölgemizde, 100’den fazla maden mühendisine ihtiyaç var’’ dedi.
***
RÖPORTAJ: YENER EKİNCİ
Türkiye, madencilik yönünden bor zengini olarak bilinir; ancak bu tanım Akdeniz Bölgesi için geçerli değil… Paslanmaz çeliğin hammaddesi olan kromun, hemen hemen hiç bor yatağı bulunamayan Akdeniz’in en önemli doğal kaynağı olduğu belirtildi. Bor fakiri madenlerine karşın, yeraltında çıkarılmayı bekleyen tonlarca krom yattığını ifade eden Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Bülent Zerengök, 2,5 ton kromdan 1 ton çelik elde edildiğini, paslanmaz çeliğin ise tonunun 2 bin 500 dolara satıldığını söyledi. Başkan Zerenkök, ayrıca bölgemizde 100’den fazla maden mühendisine ihtiyaç duyulduğunu ifade ederek, ‘’Kaza bakımından inşaat ve makine mühendisliği çok önde olmasına rağmen mesleğimizin iş kazalarıyla gündeme gelmesi nedeniyle, gençlerin tercihlerinde bir düşüş oldu. Gençlerimizi, işsiz kalma oranı yok denecek kadar az olan mesleğimizi tercih etmeye davet ediyorum’’ dedi. Birkaç ay önce göreve seçilen Bülent Zerengök, ülke ve bölge madenciliğiyle alakalı merak ettiğimiz soruları yanıtladı.
Sohbetimize kısaca sizi tanımakla başlayabilir miyiz?
Adana’da, 1979 yılında dünyaya geldim. Sırasıyla; 23 Nisan İlköğretim Okulu, Adana Erkek Lisesi ve Çukurova Üniversitesi Maden Mühendisliği Fakültesi’nden mezun oldum. Eğitim hayatımı tamamladıktan sonra sektörde delme-patlatma ile alakalı bir açık olduğunu fark ettim. Taş ocağı, açık işletme maden ocakları, köprü, baraj ve HES projeleri, kara yolu, sanat yapıtları ve yol şantiyeleri, tünel ağzı, doğal gaz boru hattı gibi inşaatlarla ilgili aklınıza gelebilecek her alanda delme-patlatma teknik ve yöntemleri kullanılmaktadır. Bölgede, ‘Ateşçi’ tabir edilen alaylı bir ekip bu hizmeti veriyordu. Bilimsel, teknik ve mühendislik bazlı hesaplarla, delme-patlatma işlemleri sağlayan bir şirket kurarak mesleğe giriş yaptım. TEKFEN gibi büyük kuruluşlarla uzun yıllar çalıştıktan sonra İzmir’de çinko-kurşun ocağı işletmeciliği yaptım. Şu an, Musabeyli’de bir taş ocağı ortaklığım var. Zerengök Madencik çatısı altında mesleki faaliyetlerimi devam ettiriyorum.
Odanızın kuruluş ve amaçları hakkında bilgi verir misiniz?
6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kanunu ve Ana Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak kurulan, kamu tüzel kişiliğine sahip Maden Mühendisleri Odası, Anayasa’nın 135’nci maddesinde tanımlanan, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. Türkiye genelinde yaklaşık 20 bin, Adana’ya bağlı bin 300 üyemiz bulunmaktadır. Şube faaliyetlerimiz ise 2000 yılında başlamıştır. Doğal kaynakların bulunmasında, işletilmesinde, sanayinin gereksinimine uygun olarak hazırlanmasında ve pazarlanmasında, ülke ve kamu yararı doğrultusunda madencilik politikaları üretmek, bu hedefe ulaşmak için gerekli görülen bütün girişim ve etkinliklerde bulunmak gibi bir görevimiz var. Yanı sıra, bazı sorumluluklarımız da bulunuyor. Bunları kısaca şöyle sıralayabilirim: Maden mühendisliği mesleğinin gelişmesi, üyelerinin hak ve yetkilerinin sağlanması ve meslek onurunun korunması için gerekli çalışmaları yapmak; madencilik alanında her türlü bilimsel ve teknik etkinliklerde bulunarak, bunları üyelerinin ve madencilik sektörünün yararına sunmak; madencilik sektörünün gereksinimi olan her aşamadaki teknik iş gücünün planlanması, personelin yetiştirilmesi ve eğitilmesi konularında çalışmalar yürütmek; maden mühendislerinin gelişen teknolojilere ve değişen koşullara uyumunu sağlamak üzere meslek içi eğitim çalışmaları yapmak, belge, sertifika vermek ve bu madde hükümleri doğrultusunda her türlü yayını yapmak; İş güvenliği ve işçi sağlığı ile madencilik ve çevre konularında maden mühendislerinin yetki ve sorumluluklarını belirlemek, ölçüm, test ve kontrollere bağlı olarak hazırlanacak raporların ilgili standartlara uygunluğunu sağlamak; madencilik sektörü ile ilgili konularda meslekle ilgili bütün mevzuatı, normları, şartnameleri ve benzeri bütün evrakı incelemek, gerekli değişiklikleri yapmak, geliştirmek ve uygulamalarını denetlemek; üyeler arasında dayanışmayı sağlamak ve haksız rekabeti önlemek.
Üyeleriniz adına şu an mücadele verdiğiniz belli başlı sorunlar nelerdir?
Madenin üzerini açmak için orman kesmek zorunda kalmamız nedeniyle, zaman zaman çevrecilerin haksız tepkisiyle karşı karşıya kalıyoruz. Haksız diyorum; çünkü bizler de çevreci bireyleriz. Kıymetli maden veya mineral yoksa bir taş ocağını mümkün olduğu kadar orman vasfını yitirmiş yerlere kurmaya çalışıyoruz. Bir ormanın altında bakır, kurşun veya çinko bulunuyorsa ve bu da ülke olarak bizlere endüstride lazım ise ormanları kesmek zorunda kalıyoruz; ancak karşılığında 10 katı para yatırıyoruz. Yani, bir ağaç kesiyorsak 10 ağaç parası ödüyor, farklı ormanlar kurulmasına vesile oluyoruz. Ayrıca, cevheri aldıktan sonra bölgeyi rehabilite edip bırakıyoruz. İşimiz biter bitmez alanı ağaçlandırmamız, projeyi hayata geçirmek için verdiğimiz taahhütler arasında yer alıyor zaten. Çevreciler bizi çalışma esnasında gördükleri için ne yazık ki yanlış tanıyorlar. Bunların yanı sıra; ücret politikamızın belirlenmesi için oda tarifesi açıklıyoruz. Meslektaşlarımızın belirlenen tarifeler üzerinden maaşlarını alabilmeleri, sigorta primlerinin asgari ücretten değil de gerçek rakamlardan yatırılması ve sosyal haklarına kavuşması için önemli mücadeleler veriyoruz.
Çevreci kimliğinizin anlaşılması için kendinizi yeterince ifade edemiyor olabilir misiniz?
Genel merkez bazında çalışmalar yürütüyoruz aslında. Bizler, TMMOB üyesiyiz ve çevreciler de TMMOB üyesi… Aynı çatı altında icraatlarımızın içeriği hakkında doğru bilgiler paylaşmaya özen gösteriyoruz. Mesela, ülke bazında kestiğimiz ormanların oranı yüzde 7 iken orman gelirlerinin yüzde 65 madencilerden sağlanmaktadır.
Adana ve çevresinde ki madenlerden en çok neler çıkarılıyor?
Adana, jeolojik konumu nedeniyle çok çeşitli ve önemli yer altı kaynaklarına sahiptir. Bunlar, başta krom olmak üzere demir, kurşun-çinko, barit, kuvars, agregave mermer olarak sayılabilir. 2,5 ton kromdan 1 ton çelik elde edilir ve paslanmaz çeliğin ise tonu 2 bin 500 dolara satılmaktadır. Yani, Adana’nın geleceği kromda diyebiliriz. Çukurova’da 100 milyar dolarlık krom zenginliği olduğunu tahmin ediyoruz. Gerekli ferrokrom tesisinin kurulması, ülkemizdeki çelik endüstrisini de buna uyarlayarak kendi kaynaklarımızı kendimizin ortaya çıkarmasının önünü açacaktır. Kromdan yaklaşık 10 kat daha fazla katma değer sağlayan ferrokrom, ülkemiz ekonomisine ve iş yaşamına uzun vadede büyük katkı koyacaktır. Aladağ ilçesi Türkiye’nin krom ihracatının yüzde 25’ini tek başına karşılayan bir yapıdadır. Geçmiş yıllarda Adana’nın Aladağ ilçesine yapılan maden yatırımları ekonomiye, ihracata ve istihdama katkı koyduğu gibi kentten köye yeniden dönüşün de önünü açmıştır. Bu gerçekler ışığında vurgulamamız gerekiyor ki krom ve ferrokrom zenginliği olduğu düşünülen bölgelerde iş makinelerine dayanıklı yollar yapılması, yeterli enerji ve su temin edilmesi, tamamlanmış altyapı olanaklarıyla sektörün rahatlıkla yatırım yapabileceği ortamlar da sunulmalıdır.
Maden Mühendisliği geleceği olan bir meslek grubunda yer alıyor mu?
Bir maden mühendisinin iş bulması, diğer birim mühendislerine göre daha kolaydır. Şu an bizde işsiz maden mühendisi bulunmuyor. Sosyal yaşantısından fedakarlık etmeyi göz önüne alan bir arkadaşımız, kesinlikle iş bulabilir. Mesela, şu an bölgemizde 100’den fazla maden mühendisine ihtiyaç var. Maden Mühendisliği, biraz zor şartlar altında icra edilen bir meslektir. Bununla bağlantılı olarak farklı bir sorun baş göstermeye başladı. Kaza bakımından inşaat ve makine mühendisliği çok önde olmasına rağmen mesleğimizin iş kazalarıyla gündeme gelmesi nedeniyle, gençlerin tercihlerinde bir düşüş oldu. İnsanlar, çocuklarını yer altına göndermek istemiyorlar. Bizim bölgemize metalik madenler yer alıyor. Metalik madenlerde kaza oranı kömüre göre çok azdır. Kömür ile metalik madenleri birbirine karıştırmamak lazım. Liseleri giderek, mesleğimizi anlatıyor ve gençlerin maden mühendisliği bölümünü seçmeleri için tavsiyelerde bulunuyoruz. Çalışma şartlarımızla ilgili hiçbir bilgisi olmayan gençlerin, maden mühendisliğini tercih etmelerini sağlıyoruz.
Kalifiye maden işçisi bulmakta zorluk çekiyor musunuz?
Türkiye genelinde vasıflı işçi sorunu var; ancak bizim bölge için bu geçerli değil. Örneğin, Aladağ köylerinde yaşayan insanlar babadan oğula geçen düzeyde madenci oldukları için bu konuda Adana’da bir sıkıntı yaşanmıyor.
Amerika ve Avrupa’ya kıyaslaTürkiye’de madencilik ne durumda?
Maliyetler yüksek oluşu nedeniyle iş güvenliği açısından iyi bir seviyede değiliz. Bu noktada kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Amerika, Avusturya ve Kanada gibi ülkelerde, devlet madencilik faaliyetlerine destek veriyor. Maalesef Türkiye’de bu yok. Örneğin, madenci iş yapmak, sahasını genişletmek istiyor ama 6 aydan önce izin çıkaramıyor. Küçük ve orta ölçekli madenci kalmadı artık. Madenciliğin gelişmesi için Türkiye’de kesinlikle Maden Bakanlığı kurulması lazım. Çünkü madenlerimizi gerektiği gibi kullanamıyoruz. Gerektiği gibi kullanılsa ekonomisi güçlü bir Türkiye ortaya çıkar. Madencilikle alakalı odamızın görüşlerine başvuruyorlar, dinliyorlar; ama değerlendirmiyorlar. Yine kendi bildiklerini yapıyorlar.
Bu röportajın gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim
Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim