Çocukluğumuzda ve gençliğimizde az da olsa büyüklerimizden “Kellim-kellim la yenfa’” diye bir tabir duyardık. Ergin ve ünlü gazete yazarları da kullanırdı bu ifadeyi. Arapçadan geliyor; “Konuş-konuş, yararsız” demektir. Yani, karşınızdakine bir olayı ne kadar uğraşsanız da anlatamıyorsanız ya da anlattığınız halde saplantısından kurtaramıyorsanız, cuk oturacak deyimdir. Biz de 15 gündür Adanalıların “Havaalanımız kalsın!” bağlamındaki içten, dokunaklı ve bazen de sitemli yorumlarını sunup duruyoruz. Belli ki, gerçek muhatabımız anlamıyor veya anlamak istemiyor yahut da duymamış gibi yapıyor. Aslında artık bıkkınlık verir hale gelen yorum yayımlarını kesmeyi de düşündük. Fakat öyle güzel yazılar geliyor ki, okurlarımızla paylaşmamak elden gelmiyor… Bu nedenle hafta sonuna kadar sürdürüyoruz.
LİSTE 15
DÜZGÜN COŞKUN: Saygıdeğer meslek büyüğüm; Adana denilince akla “beyaz altın” olarak nitelendirilen kütlü pamuk gelirdi.
Yine Adana denilince aile şirketlerinin devasa Sanayi işletmeleri gelirdi. Örneğin (SASA, BOSSA, PİLSA, GÜNEY SANAYI, PAKTAŞ, YURTTAŞ, AKDENIZ, ÖZBUCAK, EKSA, ÇUKOBİRLİK, MİLLİ MENSUCAT vs.)
Adana denilince beyaz perdeye uyarlanmış zengin iş insanları gelirdi.
Adana denilince Konya’dan sonra Türkiye’nin en büyük buğday ambarı gelirdi.
Adana denilince; tarıma dayalı sanayi hamlesini 1950’li yıllarda başlatmış bir kent akla gelirdi.
Yine Adana gelince; bundan 80 yıl önce uçakların kalkıp iniş yaptığı dünyanın sayılı havalimanlarından Şakirpaşa Havalimanı gelirdi. Şimdi bu cumhuriyet kazanımı da elden gitti gidecek!
Adana denilince yoksulun fakirin iş bulup karnını doyurduğu bereketli topraklarında ter döktüğü ırgatlar gelirdi. Sonradan geçici Tarım işçisi oluverdi.
Adana denilince ürettiği malları ihraç ederek kent ve ülke ekonomisine yüksek katma değer sağlayan şehir gelirdi.
Adana denilince Doğu ve Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere ülkenin tekstil ihtiyacını İstanbul’dan sonra en fazla karşılayan karşılayan kent gelirdi.
Adana denilince akla Ortadoğu’nun en büyük işletmeleri olan 34 kooperatiften oluşan Çukobirlik, Sümerbank, Tekel Sigara Fabrikası, Bira Fabrikası gelirdi.
Adana denilince akla iş ve aş gelirdi, istihdam gelirdi. Yoksul insanların yüzünün güldüğü huzur bulduğu ailesi ile mutlu olduğu bir kent gelirdi.
Adana’dan alınıp Mersin’e verilen kamu kurumlarını saymak bile istemiyorum. Bunları yazarken içim daralıyor. Nefes alamıyorum. Neden diye yakınıyorum . Bu kentin dinamikleri, iş insanları seçilmiş ve atanmışlar ne yapıyor? Şapkayı önlerine koyup düşünmelerinin zamanının gelip geçmediğini söylemek bile bana zul geliyor.
Adana artık o eski Adana değil. Olmayacaktır da. Müsebbibi Adana’da ikamet eden herkestir.
NERİMAN GÖKCAN ULUGAY: Yani boşaltılıyor Adana… Nasrettin Hocanın fıkrasındaki gibi, yorganı alıp, taşınıyoruz diye hırsızın peşinden bizi de yollamasınlar… Hey Güllü türküsünü de götürürlerse bakın çok kızarız, hem de çook!.. Düğünlerde gelinin kuşağını hangi türküyle bağlar ADANALI… Ha bir de ciğer kebabı yemeye Mersine gidenleri de benden duymuş olmayın…
SAFFET KÖSE: Yeni yapılan havaalanına gidiş geliş büyük zulüm olacak, Şakirpaşa’ya pist ilavesi de yapılabilirdi. Bu kadar masrafa ne gerek vardı? Havaalanı ranta kurban gitmese bari…
TEMEL ÇÜRÜK: Çukurova radyosu deyip gittiği gibi, havaalanının adı da Çukurova havaalanı anlayın gari, indira gandi…
SÜLEYMAN ESER: Siz hiç merak etmeyin. İktidar değişikliğinde ora kapanır, Adana hava alanı yeniden açılır
SÜRECEK
