ÇALIŞAN YOKSULLAR!

İşçi, işveren ve hükümet yetkilileri görüşmeye devam ediyor. Asgari yaşayanlar için verilecek ücreti belirlemeye çalışıyorlar.
Neresinden bakarsanız bakın, ortaya çıkacak rakam yoksulluk sınırının da, açlık sınırını da altında olacak.
Zira hayat her dakika biraz daha zorlaşıyor.
Yine de bu mevzu çok önemli.
Zira memleket asgari yaşayanlarla dolu… Bakanlık çalışanların yüzde 38’i asgari ücretli diyor ama resmi rakamlar bunlar. Daha aşağısını veren, bankaya yatırıp elinden geri alan, hatta maaş kartını çalışana hiç vermeyen patronlar da var.
Uç örnekler olması bu işin realitesini değiştirmiyor.
Ayrıca asgari ücretin çok az miktar üzerinde çalışanlar da çoğunlukta…
Bütün bunlar üst üste konulduğunda ülkemizdeki çalışanların çok büyük bir kısmının asgari ücrete mahkum olduklarını görebiliyoruz.
Yani hem çalışıyorlar, hem de yoksullar!
Türk – İş Başkanı Atalay, “9 bin liranın altını görüşmeyiz” dedi ve masadan kalktı.
Seçime kilitlenen hükümet kabul eder. Mesele patronlar kulübünün bu rakama onay vermesi.
Tabi rakamın kabulü için devreye yine iktidar girecek ve patronlara bazı kıyaklar geçilecek.
Vergi düzenlemesi, asgari ücrete verilen desteğin artırılması gibi konular eminim masadadır.
O halde soru şu; madem asgari ücret bu kadar yükseltilebiliyordu, neden daha önceleri milyonlarca insan yoksulluğa terk edildi?
İnsanlar illa her şeyi asgari yaşmak zorunda mı?..
En kötüsü de asgari ücret zamlanmadan, iğneden ipliğe gelecek olası zamlarla çalışanların cebinin yine boşalacak olması…
Sendikacıların sıkça dile getirdiği ve haklı oldukları , “Kaç ekmek alabiliyordun” hesabını yapmayalım şimdi…
Lafın özü piyasadaki fiyat artışlarını önleyecek ekonomik tedbirler alınmazsa, asgari ücretteki artış yine bir işe yaramaz.
Dolayısıyla insanlar, “Çalışan yoksullar” olarak hayatlarını sürdürmeye devam ederler.
Tabi buna hayat denilirse!