Çataklı: Artık göçü yönetiyoruz
ADANA (İHA) – İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı,
Adana’da ikincisi düzenlenen ‘Göç, Güvenlik ve Sosyal Uyum Akdeniz Bölgesel Üst
Düzey Çalıştayı’nda, “Ülkemiz göçü yönetme hususunda muazzam bir mesafe aldı.
Bugün artık geldiğimiz noktada göçü yönetiyoruz. Bundan sonra dantel dantel
işlemek, yoğurmak ve bir istikamet verme gayesi güdüyoruz” dedi.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile Birleşmiş
Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) iş birliğinde düzenlenen göç,
güvenlik ve sosyal uyum konularının bölgesel düzeyde ilgili kurum ve
kuruluşlarının üst düzey temsilcilerinin katılımıyla istişare edileceği “Göç,
Güvenlik ve Sosyal Uyum Bölgesel Üst Düzey Çalıştayları”nın ikincisi Adana’da
başladı.
“Türkiye, en fazla mülteci barındıran ülke”
Kentteki bir otelde düzenlenen çalıştayın açılışında konuşan BMMYK Türkiye
Temsilcisi Vekili Giulua Ricciarelli-Ranawat, “Bu yıl dünya genelinde her gün
44 bin kişi yerinden ediliyor. Her 2 saniyede bir kişi yerinden ediliyor.
Mültecilere sadece 10 ülke ev sahipliği yapıyor. Türkiye, en fazla mülteci
barındıran ülke” diye konuştu.
Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz da konuşmasında, “Rakamların hepsi birer
insan. Hikayeleri var. Ülke olarak da en yoğun göç hareketiyle karşı
karşıyayız. Ülke olarak 2011 yılından bu yana çok yoğun sınav verdik.
Önümüzdeki dönemde de göç ve göçmenler olacak. Suriyelilerin hepsi gitse bile
başka göç hareketleriyle muhatap olacağız” ifadelerini kullandı.
Adana Valisi Mahmut Demirtaş ise, Adana’da 240 bin mülteciye ev sahipliği
yaptıklarını belirterek, “Tarihten bugüne pek çok medeniyete ev sahipliği yapan
Anadolu, transit yollar üzerinde bulunan konumuyla, her dönem Asya’dan
Avrupa’ya yaşanan göçün de ana güzergahlarından biri olmuştur. Bu durum
dünyanın en stratejik bölgesinde yer alan ülkemizin göç, güvenlik ve sosyal
uyum hususlarında da tedbirlerini en üst seviyede almasını beraberinde getirmektedir.
Malumunuz 2011 yılından bugüne Suriye’de yaşanan insanlık dramının sebep olduğu
düzensiz göçe maruz kaldık. 3 milyon 700 bin Suriyeli, evini, ocağını, yurdunu
terk edip ülkemize sığındı. Bu sığınmacılardan 240 binine de Adana olarak
bizler mihmandarlık yapıyoruz” şeklinde konuştu.
“Göç, yeni fırsatlara yürüyüştür”
İçişleri Bakan Yardımcısı Tayyip Sabri Erdil de, göçün insan gelişiminin bir
parçası olduğunu ifade ederek, “Göç aslında uygarlıkla birlikte başlayan bir
olgudur. İnsanlığın bir parçası. İnsanlığın gelişiminin bir parçası.
Mobilizasyon ve insan hareketliliğiyle oluşan bir olgu. Yeni fırsatlara yürüyüş
aslında göç. Temel bir olgu. Biz de aslında tarihi olarak baktığımızda Türk
tarihinin önemli bir parçası. Türk medeniyeti göçler üzerine inşa edilmiş
medeniyettir. Türkiye’de geçtiğimiz 100 yıllık tarihte çeşitli göç dalgalarını
kendi bölgesinde yaşadı” dedi.
Erdil, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Son 5 yıldır bu göç dalgası sınırlardaki duvarlar aşağı çekildikçe bu göç
dalgası devam edecektir. Artarak devam edecektir. Son 3-5 yıldır ülkeler
duvarlarına düzenlemeler getiriyor ama bu küreselleşme dalgasını önlemek mümkün
değil. Koruyucu önlemler küreselleşme rüzgarını önlemek için uygun değil. Bizim
içinde bulunduğumuz süreçte iki temel ayrım var. Bir tanesi göçün oluşturduğu
güvenlik ve göçün oluşturduğu sosyal uyum sorunu.”
“Muhalefet göçü manipüle ediyor”
Türkiye’deki muhalefet siyasetinin göçü manipüle ederek toplumsal olaya
çevirmek istediğini belirten İçişleri Bakan Yardımcısı Tayyip Sabri Erdil, daha
sonra şunları söyledi:
“Bütün dünyada yüksek bir göç yaşanıyor. Bunların çoğu uluslararası göç
kapsamında. 2018 yılında bu rakam 70 milyon. Almanya ve İngiltere’de ve diğer
ülkelerde olmayan sorun var bizde. 1, 2 ve 3’üncü kuşak diye geriye gittiğinizde
nüfusun yüzde 60’a yakını göçle oluşmuş nüfustur. Bizde siyaset semboller ve
simgeler üzerinde çalışıyor. Muhalefet siyaseti daha etkin, daha az sorumluluk
taşıyarak simgeler ve semboller üzerinde çalışıyor. Türkiye’de maalesef siyaset
göç sorunu aslında sorun olmaktan bence çıktı. Yönetilen bir olgu halinde.
Türkiye’de muhalefet siyaseti göçü manipüle ederek toplumsal olaya çevirmek
istiyor. Burada bir mutabakat oluşturmamız lazım. Bu oluşmazsa, iş biraz daha
zorlaşıyor.”
“Göç bu hayatın bir parçası”
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı ise Türkiye’nin göçten kurtulmasının
zor olduğunu belirterek, “Aslında bu hayat iki göç arasında bir göç. Tarihe
baktığımızda çeşitli sebeplerle toplumların göç ettiğini görüyoruz. Amerika ve
Avustralya göçlerle oluşuyor. Bizim tarihimizde Orta Asya’dan göç var. Bir çoğu
inançları gereği göç ettiler. Göç etmeye de devam ediyorlar. Göç bu hayatın bir
parçası. Hele bizim gibi 3 kıtanın ortasında bulunuyorsanız, tarih boyu
mücadele merkezinde bulunuyorsanız kısa vadede kurtulmanız gözükmüyor. Coğrafi
konumumuz nedeniyle ve bu sınırların çok ötesinde gönül coğrafyamız var. Bu
sebeple göçten kurtulmamız zor. Yemen’de ve Kırım’da bir Müslümanın başına bir
şey gelse biz yardımcı oluyoruz” diye konuştu.
Suriye’de istikrarlı bölge oluşturmak için Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
operasyon düzenlediğini belirten Çataklı, “2 operasyon sonucu 360 bin insan
ülkelerine geri döndü. Türkiye’ye 2011 yılında gelen çocukların barınma,
yiyecek ve giyecek ihtiyaçları oldu. Ülkemiz bunlara katlandı. Sosyal
sorunların olmaması için uyum faaliyetleri hayati önem taşıyor. Göç idaremizin
yoğun bir gayreti var. Ülkemiz göçü yönetme hususunda muazzam bir mesafe aldı.
Bugün artık geldiğimiz noktada göçü yönetiyoruz. Bundan sonra dantel dantel
işlemek, yoğurmak ve bir istikamet verme gayesi güdüyoruz” diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından sunumlar düzenlendi. Çalıştaya Akdeniz
bölgesindeki valilerin yanı sıra çok sayıda protokol temsilcisi katıldı.