CHP İÇİNDEKİ AKBABALAR VE TEBERDAR ÖZDOĞAN

Yerel seçimlere sayılı günler kalmasına rağmen birçok il ve ilçede henüz aday belirlenmemiş olmasının yanı sıra, parti içindeki tartışmaları içeren ve “Deniz Baykal’a açık mektup” başlığıyla bir yazı kaleme aldık.

Amacımız, hasta yatağında olmasına rağmen Türkiye’nin ve CHP’nin içinde bulunduğu duriumu yakından takip eden, zaman zaman da önerilerde bulunan bir devlet adamının, CHP tabanını rahatlatacak, kısa bir açıklama ile parti tabanını sükunete davet etmesiydi.

Yıllardan beri tanıdığımız avukat Teberdar Özdoğan, bu yazıyı okumuş, içeriğini bir tarafa bırakıp, şahsıma ve BÖLGE’ye ağır dille saldırıda bulunmuş.

Hukuk eğitimi gören birinin sosyal medyadaki kişiye yönelik saldırısı karşısında elbette sessiz kalamazdık ve kalmamalıydık.

40 yıla yakın süredir tanırım Teberdar Özdoğan’ı.. Kendisi de beni çok iyi tanır..

Hayatım boyunca  hiçbir siyasi partinin veya siyasi içerikli derneğin üyesi olmadım..

Çukurova  Gazeteciiler Cemiyeti ve Hukukçular Derneği’nin kurucu üyesiyim. O kadar..

Teberdar Özdoğan, bir vatandaş ve hukuk eğitimi almış bir kişi olarak yazımı sonuna kadar eleştirebilir ve buna saygı duyarım.. Ancak, şahsıma yönelik saldırı karşısında, hele hele hakarete varan sözlerine sessiz kalmam mümkün değildir..

Hayatımda hiç kimse hakında davacı olmadım. Gazeteci kimliğimle toplumsal olaylarda dayak yedim, saldırıya uğradım, yolum kesildi “Gazetecinin kaderidir” dedim, ama kimsenin karşısında hazır olan vaziyetinde durmadım, hep dik kaldım.

Teberdar Özdoğan benim soyadımı tartışmaya açıyor..  Teberdar Özdoğan; benim adım Nevzat soyadım UÇAK..

50 yıldır bu mesleğin içindeyim.. Çalıştığım her gazetede son derece başarılı oldum, hep takdir gördüm ve tüm ayrılışlarım İSTİFA ile olmuştur. Bunu en iyi kendi meslektaşlarım ve birlikte çalıştığım arkadaşlarım bilir..

Ögünmek gibi olmasın ama ben hem iyi gazeteciyim, hem de mağdura bir “Bir tekme de benden” değil, mağdurun sonuna kadar yanında yeralanlardanım.

Benim  soyadımı tartışmaya açarken, Selahattin Çolak ve Aytaç Durak’ı ima etmeye çalışıyorsun, ayıp ediyorsun, mertçe söyle Teberdar Özdoğan..

Selahattin Çolak, bu memlekette iki dönem Belediye Başkanlığı yaptı.. İhtilalde tutuklandığında, sen partinin Belediye Başkanının adını söylemeye korkarken, aleyhinde konuşurken ben Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde  suçsuzluğunu savunuyordum..

Çünkü suçsuz olduğunu biliyordum..

  Aytaç Durak’ı Belediye Meclis üyeliğinden buyana tanırım. Kişisel olarak hiçbir zaman yıldızımız barışmadı. Ancak, kumpas kurulurken, gözaltına alınırken ve tutuklanırken hep yanında yeraldım, çünkü mağdur olduğunu , tezgah kuranları biliyordum bir gazeteci olarak. Bunların bir kısmını yazdım ve yalanlanmadım.

Benzer örnekler çoktur ve bir kısmına da sen tanık oldun Teberdar Özdoğan..

Şimdi durup dururken bizzat adımı vererek bana neden saldırdın ?

Çünkü, benim yazımı gerekçe göstererek,  Atatürk Parkı’nda sana yönelik gerçekleri yüzüne söylediğim  ve  hazmedemediğin için!

Bir insan omurgalı olmalı.. Bir yandan kapı kapı dolaşıp AK Parti’ye oy isterken öte yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu karşılamaya giderse, o insan ilkesizdir, omurgasızdır.

Bugün hala birçok ilde il ve ilçe belediye başkan adayları belirlenememişse, meclis üye seçimi  arap saçına döndürülmüşse, bunu eleştirmek bir gazetecinin görevidir. Beni bu konuda eleştiren değil, saygı kurallarını aşan, hakarete varan sözlerine merhum İsmet İnönü’nün şu sözüyle noktayı koymak isterim Teberdar Özdoğan;
“Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur” 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor