CHP NE YAPMALI?*

Geçen haftaki yazımda AK Sarayın CHP dosyasını buzdolabına kaldırdığını yazmıştım. YSK’nın İstanbul kongresinden sonra da, CHP’nin üstüne gelen parçalama hücumlarının şimdilik savuşturulduğu söylenebilir.
- İmamoğlu’nun adaylığının da, CHP’nin aylardır kitlesel baskı düzeyine çıkardığı Kasım seçiminin de, R. T. Erdoğan’ın aday olabileceği bir erken seçime kadar olamayacağı artık bir gerçek.
Dolaysıyla, AK Sarayın Beyaz Saraydan döndükten sonra öncelikli gündemi, Mecliste en az 360 sandalyeyi bulacağı D. Bahçeli aracılığı ile başlattığı İmralı ve DEM planı olacak.
Bu durumda CHP’nin asıl gündemi de, başından beri ilk sırada tutması gereken halkın gerçek gündemi Aş-İş’dir. Adalet konusu ikinci başlık olabilir.
Bundan böyle CHP, yeni bir boyut kazanan AK Sarayın dış politikası konusunun üzerine çokça gitmemelidir. O konuyu sürekli tartışmak seçmenin kendi güncelinin çok alt sıralarına düşmüş durumda.
PKK ve dolaysıyla SDG (YPG) konusunun nereye gideceği, son Beyaz Saray toplantı ve görüşmelerinde ABD’nin tam açıklamadığı Suriye ve Gazze planına bağlı kaldı.
Ne var ki, Boeing, F35 ve F16 başta, askeri ve sivil ticaret konuları ABD ile ilişkilerde ön plana geçti. Bu nedenle Öcalan’da Erdoğan’la pazarlıkta, sınırımızdaki Kürt federe devleti konusundan çok, içerdeki kendi durumuna daha ağırlık vermek zorunda.
Bu gelişmelerden CHP için çıkarılacak ders ve fırsat, her hafta yeni bir büyük(!) çıkış yapan D. Bahçeli’yi artık yok saymak. Erken seçim baskısını soğutmak ve var gücüyle emekçi çalışan halkın Aş-İş sorununun ve somut çözüm önerilerinin üzerine gitmek olmalıdır.
(*) yazının içinde kaynamasın diye ayrı bir not düşmek istedim: CHP, Meclisteki komisyondan uygun bir gerekçe ile çekilmelidir. Çünkü oradan sonuç olarak halkın yararına ne yasal ne de güncel gündem açısından hiçbir şey çıkmayacağı belli oldu. Çıkacaklara da alet olmamak gerekir.