CHP’de Değişen Bir şey YOK
CHP Gen. Bşk. Ö. Özel’in, AKP Gen Bşk. R. T. Erdoğan’la sürdürdüğü* “normalle politikasına” karşı, bir yandan eski Gen. Bşk. K. Kılıçdaroğlu’nun, diğer yandan bir kısım CHP’li bilinen medyanın tırmandırdığı tartışmanın CHP’ye zarar verdiği bir gerçek.
Bir parti üyesi olarak daha önce yazıya döktüğüm bazı gerçekleri bir daha anımsatırsam, partime karşı uyarı görevimi yapmış olacağıma inanıyorum:
xxx
Genel Bakanım Deniz Baykal’ın, 2004’de, Mustafa Sarıgül’ün başını çektiği parti içi muhalefete karşılık şu saptamasını hiç unutmam: “İçinde kavga olan eve kız vermezler”. İma ettiği “Parti içi kavga dinmeden seçmen CHP’ye oy vermez” idi.
81 milyonun adayayım diyen Muharrem İnce’yi, göreceli de olsa 2018 cumhurbaşkanlığı seçim başarısını kutlamak için aradığımda, şunları söylemiştim: “Genel Başkan gel dese de, hemen partinin başına geçmeyin. Ülkede ve hedeflerinden saptığı tartışılan ve oyu düşmüş CHP’de, yakın bir yerel seçim öncesi yapısal bir değişim sağlayamazsınız. Üstelik milletvekili değilken (mecliste yokken) var olan Genel Başkanın belirlediği ve çoğunluğu size karşı 146 milletvekiliyle, çelişmeden ve hatta çatışmadan partinin önünü açamazsınız. Lütfen sabırlı olun ve Anadolu’ya açılın”.
Ayna günkü yazımda ise, “CHP’de, yapısal bir değişim artık kaçınılmazdır. Genel Bakan Kılıçdaroğlu’nun, yakın çevresi ne derse desin, üzerindeki sorumluluğun altında daha uzun süre kalmayı sindiremeyeceğini seziyorum. Ancak, yine de soğukkanlı bir değerlendirme yapmalı ve bu ortamın yükünü hemen Muharrem İnce’nin üstüne yıkmamalıdır. Bu seçim sonuçları her açıdan ve ayrıntılı biçimde irdelemeden, yakın çevresinin de Muharrem İnce’yi sıkıştırmamasını, deneyimli bir partili olarak uyarmak isterim”.
San ki, tam tersi olacakları, yani K. Kılıçdaroğlu’na “sen git ben geleyim” diyerek kendi geleceğini de partinin durumunu da daha kavgalı ve karışık hale getireceğini ben gördüm de, Genel Bakan K. Kılıçdaroğlu ve “Genel Başkan olacağım!)” diyen M. İnce görmedi mi sanıyorsunuz!
Hepimizden önce gördüklerini adım gibi biliyorum. O nedenle, özellikle Sayın İnce’nin, “soğukkanlı değerlendirmesini ve çevresinin kurultay heyecanına kapılmamasını” önermiştim.
Bunları söylerken geçmişte benzer çok olay yaşayan bir partili olarak aklımda, yukarıdaki hiç unutmadığım o “kavgalı eve kız vermezler” sözüne, ondan sonraki her olağan ve olağanüstü kurultay da, ne Genel Başkan Baykal’ın kendisinin, ne de muhaliflerinin uyduklarını gördüm.
Evde kavga hala bitmedi ve görülen bitmeyecek de. Ne yazık ki olan, Muharrem İnce’nin kampanyada yeşerttiği “genç kuşakların solan umudu” oldu.
Umarız, laik demokratik yaşamı tasfiye etme inadındaki AK Saray’ın, akıl ve gerçek dışı politikalarının kendisine de dokunduğunu gören seçmenin tepkisi çok gecikmez. Ve Çetin Altan’ın bilgelik döneminde hep yinelediği gibi, “ne olursa olsun hiç bir zaman enseyi karartmayalım”.
xxx
(*) AK Saray, anayasa değişikliği için CHP’yi parti olarak yola getiremeyeceğini anlayınca, DEM ile elleşmeye yöneldi. Bu nedenle, aldandığını ve atlatıldığını görmüş olmalı ki, son hafta Gen. Bşk. Ö. Özel o yanlışından geri dönmeye çalışıyor.,
Not: Bu gün 14 Ekim 2024; Bu anımsatmamdan öte sözüm yok artık.