CHP’DEKİ POLİTİKA DEĞİŞİKLİĞİ

Cumhuriyet Halk Partisi’nde 25-26 Temmuz 2020 tarihlerinde 37.Olağan Kongre bitti ama yankıları hala devam ediyor. Bu gidişle de devam edeceğe benziyor.

Kongreye İstanbul egemenliği yansıdı. Seçmen ağırlığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın yıllar sonra kazandırılmasının bunda etkisi doğal olarak olacaktı.

Ancak bu olağan olanların dışında, bu avantajları da yanlarına alarak partinin anatomisini değiştirenler ‘CUMHURİYET HALK PARTİSİ İŞLEVİNİ TAMAMLAMIŞTIR, KAPATILMALIDIR’ veya ‘VAKFA DÖNÜŞTÜRÜLMELİDİR’ diyen ANAP’taki 10 Aralıkçı grup; partiyi kapatmayı başaramayınca partide çöreklenerek, partiyi ele geçirme çalışmalarına hız verdiler.

Bu çalışmalara tek adaylı ilçe-il kongreleri ile başladılar ve tek adaylı genel başkan seçimiyle istediklerini başardılar gözüküyor.

Partinin 37.kurultayında salondaki oturma düzeni, partideki yeni politikaya göre dizayn edildi. Örgüt yok sayıldı. Oysa örgüt olmadan ne milletvekilliği seçimi, ne de belediye başkanlığı seçimini almamız mümkün mü?

Mahallelerdeki seçim sandıklarını kurnaz AKP’lilere karşı belediye başkan adayları mı koruyor, yoksa mahalle temsilcilikleriyle onların oluşturduğu sandık görevlileri ile müşahirler mi koruyor.

Hiçbir belediye başkan adayı tek başına 100 adet sandık görevlisi ve müsait yazdıramaz. Ama; özellikle Örgütden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’nın başını çektiği yapılanma örgütleri ve partiyi belediye başkanlarının uhtesine teslim ederek ilçe başkanlarının ilçe belediyesindeki grup başkanhlığını, il başkanının da grup başkanlığını filien çalışmaz hale getiriyor.

Bu partide emeği ve liyakatı da allak bullak ediyor. Örgütü belediye başkanlarının emrine teslim ediyor. Zaten bu sistem beş-on yıldır belediye başkanlarının ilçe ve il kongrelerine müdahalesiyle fiilen başlamıştı.

37.olağan kongrede salonda bu anlattıklarıma uygun yerleşme şekli uygulandı.

En önde Genel Başkan-tek aday

Arkasında 11 Büyükşehir Belediye Başkanları (örgüt ağaları)

Onların arkasında il ve ilçe belediye başkanları (örgütün küçük ağaları)

Onların arkasında da il başkanları (Belediye Başkanlarının tutmaları)

Oysa genel başkandan sonra il başkanları yer almalıydı. Genel başkanı illerde il başkanları temsil ediyor.

Sayın Oğuz Kaan Salıcı, Sabancı Holding’in sioluğundan etkilendiği paranın gücünü parti örgütlenmesine yansıtmaya kalkıyor. Ama yanıldığını hala anlamamış anlaşılan.

İstanbul il başkanı iken İstanbul örgütlerini tarumar etmişti. Genel Başkan sayın Murat Karayalçın’ı çağırıp şu İstanbul’u kongreye hazırlayacak şekilde dizayn et dediğinde sayın Karayalçın 9-10 ay otel köşelerinde barınarak Salıcı’nın tarumar ettiği İstanbul’u kongreye hazır hale getirmişti.

Ama ne hikmetse sayın Kılıçdaroğlu, İstanbul’u tarumar etti dediği Salıcı’ya milletvekili yaptı. İlk kurultayda da Parti Meclisi’ne ve MYK’ya taşıyarak Örgütden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’na taşıyarak tüm ülkedeki CHP örgütlerini ona teslim etti.

Karayalçın’ı da bırakın mielletvekili yapmayı, CHP’nin İş Bankası’ndaki Atatürk’ün hisselerini korumak adına bekçiliğe atadı.

Bu sistemle CHP’nin hızla AKP’lileştiğini söylemeye, yazmaya gerek var mı? Tek adamlı kurultaylara cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra eğer sayın Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül’e sahiplenir ve aday ederse; Ekmeletdin vakası yaşanacağı kesin!..

O zaman da Sabancı’nın SİOSU mu bu oturma düzeni ile gele başkan olacak. Hep beraber sağ kalanlar izleyeceklerdir.

İl yöneticilerinin belediyelerden maaş almasıyla başlayan süreç, örgütleri belediye başkanlarına teslim etme sürecinin başlatılması değil midir?

Belediyeden maaş alan il yöneticisi partinin mi emrinde, belediye başkanın mı emrinde olur?

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor