ÇİFTÇİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

Bir 14 Mayıs çiftçi bayramı daha geride bıraktık. Tüm önemli günlerde olduğu gibi o gün hangi kesim için kutlanıyor ise o kesimin sorunları sadece o gün dile getirilir sonrasında da unutulur gider zaten. Bir sonraki yılın aynı gününe kadar çok da hatırlanmaz.
Dünya Çiftçiler Günü’nde tüm mecralarda çiftçinin sorunları dile getirilir. Dünya Çiftçiler Günü’nde çok güç şartlar altında çalışan çiftçilerin ekonomimize katkıları anlatılır. Seminerler düzenlenir, koca koca adamlar çıkar, çiftçiler hakkında methiyeler düzenler. Ama maalesef ertesi gün bunlar unutulur. Ülkemizde her şey ertesi gün unutulduğu gibi çiftçilerin sorunları sıkıntıları bir günlüğüne akla gelir ve sonra unutulur.
Ülkemizde çiftçilerimiz yanlış politikaların, örneğin tarım arazilerinin uzun yıllar imara açılması gibi uygulamaların sonucu olarak tarlasını ekemeyen, toprağını işleyemeyen çiftçiler çoğalmış ve tarımda da dışarıya olan bağımlık artmıştır. Çiftçinin üretim maliyeti artmış durumda, çoğu üretici ekilecek alanını ekemiyor.
Her mevsim gece gündüz, yaz kış demeden. Yağmur çamur demeden borç yapan çiftçilerimiz artık üretim yapmıyor. Yapmak istese de yapamıyor. Çiftçinin sıkıntılarını bilmeden ve her ortamda konuşan insanlar var peki neden?
Bazıları çiftçinin sorunlarını görmezden geliyor bazıları ise sadece muhaliflik yapmak için çiftçiyi düşünür gözüküyor. Çünkü konuşmanın ötesinde çare olabilecek, çiftçiyi yeniden toprakla bir araya getirecek plan projeleri yok. Konuşmak için konuşuluyor maalesef.
Tarım bir ülkenin bel kemiğidir. Yerleşik hayata geçirilip de insanlar ekip dikmeye başladıklarından bu yana ülkelerin ayakta durmasını sağlayan en önemli faaliyet alanıdır tarım. Ülkemizin 1930’lı yıllarda başladığı 5 yıllık kalkınma planlarının temelidir tarım. Yok var olma mücadelesini veren bir ülkenin küllerinden doğmasını sağlayan alandır tarım. Sonraki 5’er yıllık kalkınma planlarında farklı sektörler lokomotif sektör seçilmiş ve onlara öncelik verilmeye çalışılmışsa da beklenilen sonuçların alınamaması yine tarımın sürükleyici sektör seçilmesine neden olmuştur.
Tarımın önemi tartışılmaz ancak ülkemiz için tarımın önemi öncelikle pandemi dönemi ve sonrası, sonrasında da Rus-Ukrayna savaşı ile birlikte daha da arttı. Savaş patlak verdiği anda nasıl ürünlerin fiyatları arttı hepimiz şaşkınlıkla izledik durduk.
Bu nasıl olabilirdi? Tarımdan var olmuş, kökleri tarıma dayanan bir millet nasıl olurdu da tarımda dışarıya bağımlı bir hale gelebilirdi. O kadar verimli topraklarımız neden boş dursun ki?
Tarım, bütün sektörlerin başında yer almaktadır. Üretmeyen, dışarıya bağımlı bir millet her zaman en ufak bir rüzgar esse savrulmaya mahkum olmaktadır. Bu nedenle tarıma artık gereken önem verilmedir. Çiftçi üretmeli ve bereketli topraklardan istenilen ürünler alınmaya başlanmalıdır.
Çünkü çiftçi üretirse bolluk olur bereket olur, dışarıya bağımlılık kalmaz.