Çocuğun cinsel istismarı, nedenleri ve sonuçları
HABER: Eylem USNEKER
ADANA (BÖLGE)-Psikolog Gülcem Yıldırım, son günlerde çoğalan çocuk istismarları ile ilgili önemli bilgiler verdi.
Gülcem
Yıldırım, “Son günlerde medyada çıkan haberler nedeniyle çocuğun cinsel
istismarı tekrar gündeme geldi. Cinsel istismar; çocuğun kendisinden daha
güçlü gördüğü bir yetişkinin ya da yaşıtının çocuğu cinsel doyum sağlamak
amacıyla kullanmasıdır. Çocuk kendisinden güçlü olarak gördüğü bu kişiden
korktuğu için onun isteklerine boyun eğer. Cinsel taciz, güçlü olan
tacizcinin çocuğu öpmesi, okşaması, cinsel ilişkiye zorlaması olabildiği
gibi tacizcinin vücuduna, cinsel organına çocuğun dokunması için çocuğu
zorlaması da olabilir.
NEDENLERİ; Cinsel tacize uğrayan çocukların çoğunluğu içe kapanık, sessiz,
kendi halinde çocuklardır. Bu çocuklar ailede ihmal edilen, yeterinde ilgi,
sevgi ya da şefkat görmeyen, yalnız büyüyen çocuklardır. Tacizci kendisine
kurban seçerken özellikle bu tip çocukları tercih eder. Bu tip çocukları tercih
etmesinin sebebi tacizinin ortaya çıkmamasıdır. Tacizci, istismar ettiği çocuğu
tacizi hiç kimseye anlatmaması gerektiği konusunda ikna eder, çocuk direnirse
tehdit eder. Ama çoğunlukla bu durumdaki bir çocuk direnç göstermez. Yaşadığı
duygunun ayıp olduğunu kendisi de hissettiğinden tacizi saklar.
Tacizci
çocuğu tamamen çaresiz olduğuna ve direnmesinin boşuna olduğuna inandırır. Çoğu
çocuk tacizcisinin doğaüstü güçleri olduğuna dair bir inanç geliştirir. Tacizci
onun düşüncelerini okuyabilir, hayatını tamamıyla kontrol edebilir zanneder.
Tacizi saklamasının sebebi de çoğunlukla budur.
Cinsel tacize maruz kalan çocukların bir diğer özelliği ise ailenin çocukla
kurduğu fiziksel temasın azlığıdır. İnsan doğduğu andan itibaren fiziksel temas
kuracağı birini arar. Yapılan araştırmalar fiziksel temasla büyüyen çocukların
beyin gelişimlerinin yaşıtlarına oranla daha yüksek seviyelerde olduğunu
göstermiştir. Dokunulmanın beyinde yatıştırıcı, sakinleştirici bir etkisi
vardır, ayrıca bağlanma hormonu dediğimiz oksitosin salgılanmasını da sağlar.
Fiziksel temastan yoksun büyüyen çocuklar bu ihtiyaçlarını etraflarındaki
kişilerden karşılamaya çalışır. Çocuğun bu ihtiyacını gören tacizci ise çocuğu
kendi cinsel duygularını tatmin etmek amacıyla kullanmaya başlayabilir.
Çocuk küçük yaşlardan itibaren cinsel duyguyla sevgi almayı öğrenmişse cinsel tacize açık hale gelir. Aile içinde çocuğa sevgi gösterme şekli cinsel organına dokunarak oluyorsa, örneğin aile büyüklerinden biri erkek çocuğun büyüyüp büyümediğini pipisine dokunarak ölçüyorsa, çocuğun altı temizlenirken cinsel organı öpülüyorsa çocuk sevgi alırken cinsel duygular da hisseder. Bazen de bu durum örtük bir şekilde gelişir ve aile bunu bilmez. Çocuğun yanında cinsel ilişkiye girme, evin içinde küfürlü konuşmalar, ailenin çocukla çıplak banyo yapması, ailenin çocuğun yanında soyunması, çocuğun yanında anne babanın birbirine erotik duygular vermesi de çocuğun cinsellik ve sevgi arasında bir bağ kurmasına sebep olur. Dolayısıyla dışarıdan biri çocukla bu şekilde bir ilişki içine girdiğinde çocuk bunu sevgi olarak algılayabilir.
SONUÇLARI; Borderline kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler üzerinde yapılan araştırmalar bu kişilik bozukluğuna sahip kişilerin yüzde ellisinin çocukluk döneminde tacize uğradığını gösteriyor. Çocukluk döneminde yaşanan taciz kimlikte dağılmaya, bölünmeye sebep olur. Çocuk yaşadığı bu duyguyla baş edemeyeceği için bu duyguyu dondurur. Yani tacize uğrayan kişinin benliğinde birbiriyle temas kurmayan ayrı ayrı parçalar vardır. Tacize uğrayan parçası aktifleştiğinde kişi kendisine yabancılaşma, boşluk, anlamsızlık, intihar duygularına kapılabilir.
Tacize uğrayan çocuk etrafındaki insanlardan uzaklaşmaya başlayabilir. Kendisine bakım veren yetişkinlerin onu korumadığını düşünebilir, ya da tam tersi taciz sonrası bu çocuklar cinsellikle aşırı ilgilenmeye başlayabilir, flörtöz davranışlar sergileyebilir, cinsel oyunlarında artış olabilir, mastürbasyon yapmaya başlayabilir.
AİLELERE
ÖNERİLERİM
Çocuk doğduğu andan itibaren çocuğun yanında cinsel ilişkiye girilmemesi
gerekir. Çocuğun altını değiştiren yetişkinin mümkünse tek bir kişi olması
uygundur. Anne olabilir bu kişi anne müsait olmadığında baba devreye girebilir.
İki yaşından sonra çocuğun aileden herhangi biriyle uyuması uygun değildir,
özellikle anne babanın arasında yatması uygun değildir. Çocuğa tuvalet eğitimi
verilirken çocuğun yanında çocuğa öğretmek amaçlı anne veya babanın tuvaletini
yapması uygun değildir. Çocuk mümkünse tuvalette tek başına tuvaletini yapar
anne veya baba kapıda bekleyip çocuk ihtiyaç duyduğunda onları çağırabilir.
En önemlisi çocuğun kendi ruhsal ve bedensel bütünlüğü kavramasıdır. Bu da
ruhsal olarak çocukla sağlıklı iletişim ve etkileşimle mümkün olur. Anne ve
babanın çocuğun ruhsal ve bedensel olarak kendilerinden ayrı bir insan olduğunu
görmesi çok önemlidir. Çocukla çocuğun ihtiyacı olduğu zamanlarda fiziksel
temas kurmak da değerlidir.
İstismara uğrayan çocukların mutlaka ruhsal bir destek alması gerekir.
Çocuklarda oyun terapisi çocuğun yaşadığı travmatik anının duygusu boşaltmasını
sağlar. Çocuklarla yapılan oyun terapisinde anne babanın katkısı da çok
önemlidir. Aile çocuğa bu konuda ne kadar destek olursa çocuğun iyileşmesi de o
oranda hızlı olur.”