Çocuğunuzun okula başlamasına ne kadar hazırsınız
ADANA (İHA) – Özel Adana Ortadoğu Hastanesi Uzman Klinik
Psikologu İpek Kızıloluk, hem ebeveynlerin hem de çocukların okula uyum
döneminde yaşayabileceği sorunların doğal ve geçici olduğunu bu süreçte de
çocuklara karşı anlayışlı ve destekleyici olunması gerektiğinin altını çizdi.
Uzman Klinik Psikolog İpek Kızıloluk, çocukların her ne olursa olsun evdeki
ortamdan, annesinden veya bakım verenden ayrılma konusunda zorlanabileceğini
belirterek, “Çocuklar, okula veya öğretmene alışma konusunda zamana ihtiyaç
duyabileceğinden bahsetti. El bebek gül bebek, korunaklı, güvende, sevgi ve
ilgi ile büyütülen çocuğun artık arkadaşları ile olabileceği dış dünya ile
tanışacağı okula başlama sürecinde aile ve çocuk okul şemasının bilinmezliği
ile ilgili bir takım kaygı düşünce ve duygular yaşayabilir. Örneğin; ‘fiziksel
özelliklerine göre diğer çocuklardan zayıf ve küçük olması, kişilik özellikleri
olarak kendini koruyabilecek mi? Arkadaşı olacak mı? İlişkilerini sürdürüp
çözümleyebilecek mi? Okula alışıp başarılı olabilecek mi?’ Bu ve benzeri
kaygılar her anne babanın veya bakım verenin duyabileceği kaygılardır. Çocuk ve
ailenin kaygıları ayrıştırılmalıdır. Ailenin kaygısı ile çocuğun bilinmezlik
kaygısı birbirinden farklı olabilir” dedi.
Okula neden gitmek istemezler?
Anne ve babanın duygularının çocuk için çok önemli olduğunu ifade eden Uzman
Klinik Psikolog İpek Kızıloluk, anne-baba kaygılı ise çocuğun da kaygılı
olacağını, anne-babanın güven veren, destekleyici ve açıklayıcı olması
gerektiğini belirtti. Kızıloluk, çocukların okula gitmek istememesinin birçok
nedeni olabileceğini söyleyerek bunları şöyle sıraladı: “Belirsizlik ve
bilinmezliğin verdiği kaygı, evde okula veya öğretmene yapılan olumsuz
konuşmalar, çocuğun karakter özellikleri (utangaç, kaygılı, hassas olması vb.),
aile bireylerinin birbirlerine çok bağlı ya da bağımlı olması, aile içinde
kural kavramının olmaması ve bu durumdan kaynaklı kuralların olduğu okul
ortamına girmek istememesi, çocuğun değişim ve yeniliklerle baş etmede
zorlanması, ebeveynleri tarafından terk edilme korkusu, aşırı hoşgörülü veya
aşırı koruyucu ebeveyn tutumları, anne babanın hasta olması, yeni kardeş doğumu
ve ya annenin hamile olması, evde kalan kardeşi kıskanma.”
Ebeveynler neler yapmalı?
Çocukların okula uyum sürecini sağlıklı geçirebilmesi ve ailelerin kaygılarını
giderebilmeleri için önerilerde bulunan Kızıloluk, çocukların duygusal olarak
hazırlanılması gerektiğini belirterek, “Ebeveynler çocuklarına okulla ilgili
olumlu konuşmalar yapmalı, sadece oyun ve eğlencenin olduğu bir yer olarak
anlatılmamalı. Okula başlama konusunda resimli bir hikaye okunabilir. Ailenin
tüm bireyleri çocuğun düzenli olarak okula gitmesi konusunda kararlı olmalıdır.
Okulun olumlu yanları anlatılarak okula gitmesi özendirilmeli” dedi.
Ebeveynlerin kendi okul dönemi anılarından bahsederek çocuklarının kişisel
ilgisine hitap eden özelliklerden bahsetmesinin çok yararlı olacağını
vurgulayan Klinik Psikolog Kızıloluk, sözlerine şöyle devam etti: “Okula
gitmekte kaygı yaşayan çocuk ile alay edilmemeli, kimseyle kıyaslanmamalı veya
baskı yapılmamalıdır. Çocuğun okula alışma sürecinde çocuğun düzeni ile ilgili
ritüelleri değiştirilmemeli. Çocuk evden ayrılırken stressiz, mutlu
ayrılmasına, ev içinde koşuşturma olmamasına özen gösterilmelidir. Eve
döndüğünde gününün nasıl geçtiği sorulmalı ancak ısrarcı olunmamalıdır.
Paylaşmak istediği zaman anlatmasına izin verilmelidir. Okulda yardıma ihtiyacı
olabileceği durumlarda öğretmenin yardımcı olabileceğini ve gerekli gördüğü
durumlarda aileye ulaşabileceği söylenerek güven ortamı oluşturulmalıdır. Okula
uyum sürecinde en önemli şey ebeveyn tutumudur. Anne-baba güven duyarsa çocuk
da şüphesiz güven duyacaktır. Okula gitme sürecinde ayrılık kaygısı ve okul
fobisine yönelik olumsuz duygu ve düşüncelere bedensel semptomlar eşilik
edebilir. Tıbbi bir nedene bağlı olmayan baş ağrısı, mide bulantısı, karın
ağrısı veya davranışlarda aşırı uyarılmışlık gibi bedensel semptomlar kaygının
fizyolojik belirtileridir ve tedaviyi başlatan kapı anahtarı görevi
görmektedir. 15 günü geçen bedensel semptomlar profesyonel yardım ile duyarsız
hale getirilmeli ve iyileştirilmelidir.”