Çukurova Bölge Hayvan Hastanesi Adana’ya çok yakıştı
Adana’da ilk ve tek olma özelliği taşıyan Çukurova Bölge Hayvan Hastanesi, 7 gün 24 saat boyunca, hayvan dostlarımızın sağlığını korumak için hizmet veriyor. Her türlü tıbbi olanağa sahip olan tam teşekkülü hastanede, alanlarında uzman veteriner hekimler; bütün tür, cins ve ırktaki hayvanlara özveriyle tedavi uyguluyor. Hastanenin kurucusu veteriner hekim Mahir Kaya, çalışmaları hakkında gazetemizin sorularını yanıtladı.
***
RÖPORTAJ: Yener EKİNCİ
Araştırmacı, titiz, yenilikçi, çözüm odaklı ve başarılı çalışmalarıyla mesleğinde fark yaratan; sempatik, sıcakkanlı ve sevecen kişiliğiyle de hayvanseverlerin gönüllerinde taht kuran veteriner hekim Mahir Kaya, hiçbir fedakarlık ve masraftan kaçınmayarak, Çukurova bölgesine hitap eden tam teşekkülü bir hayvan hastanesini Adana’ya kazandırdı. Turgut Özal Bulvarı, eski Dermancan kavşağı civarında kurulan Çukurova Bölge Hayvan Hastanesi, uzman kadrosuyla 24 saat hizmet veriyor ve her gün onlarca hayvanı sağlığına kavuşturuyor. Avrupa standartlarında hizmet veren hastanede, yoğun bakım üniteleri, muayene odaları, toplam 150 yatak ve hatta hastayla beraber kalınabilecek özel VİP hasta odaları da yer alıyor. Çukurova Bölge Hayvan Hastanesi’ni ziyaret ederek, Mahir Hoca ile bir röportaj çalışması gerekleştirdik. İlgiyle okuyacaksınız.
Kısaca sizi tanımakla sohbetimize başlayabilir miyiz?
Aslen Hatay’ın Dörtyol ilçesindenim. 1986 yılında İskenderun’da dünyaya geldim. Ben 2 yaşındayken ailece Adana’ya yerleştik. Sırasıyla; Vakıfbank İlkokulu, Mustafa Kemal Atatürk Ortaokulu, Şehit Temel Cingöz Anadolu Lisesi ve Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden mezun oldum. Hatay Mustafa Kemal Atatürk Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda da yüksek lisansımı tamamladım. Eğitim hayatımın ardından İzmir, Osmaniye ve Adana’da çeşitli kliniklerde çalışarak mesleki alanda tecrübe edindim. 2019 yılında açtığım Pegasus Veteriner Kliniği binamızı, depremden dolayı hasar aldığı için tahliye etmek durumunda kaldık. Akademik açıdan güçlü kadromuz ve yeterli teknik donanımızla hastane açmayı hak edişimiz söz konusuydu. Bunu değerlendirerek, bölgeye tam teşekkülü bir hayvan hastanesi kazandırdık. Evli ve bir çocuk babasıyım.
Veteriner Hekim olmaya nasıl karar verdiniz?
Dörtyol’da yaşayan dedemin, geniş bahçeli bir evi vardı. Burada 2-3 köpek ve 7-8 kedi beslerdi. Küçük bir çocukken o evde kaldığım zamanlarda, kuzenlerimle beraber yatağa girdiğimizde yanımıza birer kedi alır, ona sarılıp yatardık. O dönemde başlayan hayvan sevgisi, yıllar geçtikçe benimle beraber büyüdü ve ‘onlar için ne yapabilirim?’ felsefesine dönüştü. Üniversite çağına gelince de tek tercih olarak veteriner fakültesini yazdım. Şu an bir veteriner hekim olarak, sevdiğim bir işi yapmanın ve hayvanlara yardımcı olabilmenin gururunu yaşıyorum.
Sizce iyi bir veteriner olmanın ilk şartı nedir?
Her mesleğin zor tarafları vardır. Veteriner hekimliğinin meslek olarak yapılabilmesi için her şeyden önce hayvanları sevmek gerekir. Uzun ve zor bir eğitim sonrasında veteriner hekim olunur. Mesleğinde başarılı olabilmek için çalıştığın alanda uzmanlık yapmak ve yeni gelişmeleri sürekli takip etmek lazım gelir.
Hastanenizde ne gibi hizmetler veriyorsunuz?
Hastanemizde, küçük dostlarımızın her türlü sağlık problemine teşhisten tedaviye itina ile yaklaşıp, hiç bir detay atlamadan gereken tetkikleri yaparak problemi tespit ediyor ve mevcut probleme yönelik tedavi seçenekleri uyguluyoruz. Amacımız dostlarımızın sağlıkla ilgili bütün gereksinimlerini karşılamak, daha sağlıklı ve uzun bir yaşam sürebilmelerini sağlamaktır. Minik dostlarımızın yaşam kalitesini yükseltmek, koruyucu hekimlik ve iyileştirici sağlık hizmetlerini veteriner tıbbın ulaştığı en üst düzeyde, bütünleşik bir yapı içerisinde, uygun ekonomik koşullarda topluma sunabilmek, veteriner hekimlik alanındaki akademik çalışmaları ve bilimsel araştırmaları yakından izleyerek hayvan sağlığıyla ilgili her konuda yeni bilgi ve uygulamaların gelişmesini desteklemekteyiz. Batın ve göğüs boşluğu cerrahisi, göz cerrahisi, tüm kulak kanal ablasyonu, kırık, çapraz bağ, patella luksasyonu gibi ortopedi operasyonları ameliyathanemizde yapılabilmektedir. Merkezimizde kısırlaştırma, sezaryen, komple veya kısmi meme operasyonları rutin olarak güvenli anestezi altında gerçekleşmektedir.
Hastanede kaç personel bulunuyor?
Cerrahi, dahiliye, mikro biyoloji bölümü profesörleri ve uzman hekimleri dahil üzere 10 kişilik bir kadromuz var. Bunun yanı sıra, 3 teknikerimiz, 4 de yardımcı personelimiz olmak üzere toplam 17 kişi ile 7 gün 24 saat hizmet veriyoruz.
Hayvanlar dilsiz canlılardır. Beslediğimiz bir hayvanın hasta olduğunu nasıl anlayabiliriz ve teşhis koyarken yanılma ihtimaliniz olabiliyor mu?
Yanılma ihtimali her hekim için geçerlidir. Genelde sahibinden aldığımız bilgilere dayanarak ve son teknolojik cihazlarla sağlıklı bir teşhis koyabiliyoruz. İnsanlar, kendi besledikleri hayvanların özelliklerini biliyorlardır. Mesela, muhabbet kuşu çok öter ama hastaysa sesi çıkmaz ve burun akıntısı olur. Bu gibi bilgiler verildiği zaman biz de ona yönelik sorular yönlendiriyoruz ve bir sonuca varıyoruz.
Hangi hayvanı besleyeceğimize karar vermeden önce ne gibi kriterleri esas almalıyız?
Her şeyden önce sık sık taşınıyor veya hayatınızda büyük değişiklikler düşünüyorsanız, bunları gerçekleştirip sabit bir yaşama başlayıncaya kadar evcil hayvan sahiplenme düşüncenizi ertelemelisiniz. Ayrıca çok sık seyahat ediyorsanız; kedi ve köpek gibi her gün bakım ve ilgi isteyen evcil hayvan yerine özel yemlikleri uzun süre yem ihtiyacını karşılayan ve daha az ilgi ve bakım isteyen balık ve kuş gibi evcil hayvanlar sahiplenmelisiniz. Evcil hayvanlara cinslerine göre boş alan, zaman ve bakım gerekmektedir. Köpeklerin farklı cinslerinin bile farklı ihtiyaçları vardır. Uzun tüylü köpekler daha çok kuaföre, tazı gibi köpekler de daha fazla egzersize ihtiyaç duyarlar. Kediler egzersiz, ilgi ve diğer günlük bakımları yönünden birbirlerine oldukça benzerdir. Seçeceğiniz evcil hayvan, yaşam tarzınıza uygun olacak evcil hayvan olduğundan emin olmanız önemlidir. Seçim esnasında her evcil hayvan için bazı genel bilgileri aklınızdan çıkarmamalısınız.
Evcil hayvan sahibi olmanın ne gibi avantajları bulunuyor?
Evcil hayvanınız size her zaman değer verecektir. Günlük rutininizde yaşadığınız sıkıntıları gelip minik dostunuza anlattığınızda emin olun ki sizi meraklı gözlerle ve ilgiyle dinleyeceklerdir. Evcil hayvan sahibi olmanın faydalarından bahsetmeden önce, uyarmamız gereken bir nokta var. Evde evcil hayvan besleme kararı alırken çok iyi düşünmelisiniz. Hediye olarak alınıp, karşı taraf sıkılınca kapı önüne konulan hayvanlar ile empati yapmalısınız. Ayrıca, barınaklarda sahipsiz bir sürü kedi ve köpek dostlarımızın olduğunu da hatırlatmadan sorunuza cevap vermek istemedim. Yaşadığımız stresi azaltmak için çabalamakla geçer günlerimiz… Stresi minimuma indirmek konusunda evcil hayvanlarımızın da etkisi çok büyüktür. Stres, trafik, iş ve mutsuzlukla yoğun geçen bir günün ardından, size sevgi gösterisinde bulunan evcil hayvanınızın hayatınıza ne kadar renk kattığının farkında mısınız? Eğer yalnız yaşıyorsanız, çoğu zaman sizin anahtarı çevirme sesinizi bile tanıyan birinin evde sizi beklediğini bilirsiniz. Belki siz aşk acısı çekerken size sarılıp teselli edemez ama, türlü şaklabanlıklar yaparak sizi güldürebilir. Minik bir hareketiyle anında kahkaha krizlerine girmenize sebep olabilir. Hayvanlar ile ilgilendiğiniz zamanlarda serotonin ve dopamin salgılanmasını sağlayarak mutluluk seviyenizi yükseldiğini biliyor musunuz? Evcil hayvanınız unutmayın ki bir birey değildir ? Size ihtiyacı vardır ve dolayısıyla size muhtaçtır. Onlara verdiğimiz değer, zaman, bakım sayesinde hiç farkında olmasak da kendi hayatımızı düzene sokmuş oluruz. Küçük dostlarımız bizim mutluluğumuza gözle görülür bir şekilde fayda sağlıyorlar. Düşünsenize, sizi ne olursa olsun seveceğini bildiğiniz ve hareketleriyle bunu belli etmeye çalışan bir canlı var hayatınızda! Eğer evinizde evcil bir hayvan olan köpek besliyorsanız, arkadaşınızın gün içerisinde mutlaka gezdirilmesi gerektiğini de biliyorsunuzdur. Onu yürüyüşe çıkardığınızda kendiniz için de mükemmel bir adım atmış olacaksınız: Onunla beraber yaptığınız yürüyüşün sağlığınıza olumlu etkileri yansıyacaktır. Aynı zamanda, köpeğiniz sosyalleşmenize de yardımcı olur. Köpeğinizi dolaştırmaya çıktığınızda birçok insanla tanışabilir, yeni arkadaşlıklar kurabilirsiniz. Evcil hayvan sahibi olmak bir sürü yükümlülüğü, almanız gereken sorumlulukları da beraberinde getiriyor: Temizliği, beslenmesi, bakımı, yaptırılması gereken aşıları, yürüyüşe çıkartılması gibi! Evcil hayvan beslemenin çocuk gelişiminde de faydası olduğunu unutmamalıyız. Çocukların sosyalliği evde beslenen bir hayvanla maksimum düzeye çıkabiliyor. Yapılan araştırmalar çocukların, evdeki kedi ya da köpek arasında kurulan iletişim sayesinde öğrenme ve dil becerisi geliştiğini gösteriyor. Uzmanlar evlerinde hayvan beslenen çocukların özgüveninin ve kendisine olan saygısının daha gelişmiş olduğuna dikkat çekiyor.
Hayvanlardan insanlara bulaşan 200’den fazla hastalık olduğunu biliyoruz. Korunmak için ne yapmamız gerekiyor?
Evlerimizde beslediğimiz evcil hayvanları ve kendi sağlığımızı çeşitli viral, bakteriyel ve paraziter hastalıklardan korumanın en pratik ve ekonomik yöntemi koruyucu hekimlik uygulamalarıdır. Bu uygulamalar; viral hastalıklara karşı spesifik aşı uygulamaları, iç ve dış paraziter enfestasyonlara karşı antiparaziter uygulamalar ve çeşitli çevre koşulları sebebi ile oluşabilecek bakteriyel hastalıklara karşı yapılan uygulamalar olarak basitçe özetlenebilir. Yapılan uygulamaların başarılı olabilmesi için kullanılan materyallerin kaliteli olması ve gerekli hijyenik koşullarda yapılması gerekmektedir. Veteriner hekimlerin koruyucu hekimlik misyonlarını gerçekleştirebilmesi için evcil hayvan sahiplerinin gereğince bilinçlendirilmesi, yapılması gereken uygulamaların sizlere açık ve net bir şekilde anlatılması gerekmektedir. Bunun sonucunda evcil hayvan sahiplerinin hem hayvanının hem de kendi sağlığı için veteriner hekimin sunmuş olduğu uygulama programına riayet etmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki koruyucu hekimliği gereği gibi yapılan evcil hayvan, her açıdan daha kaliteli bir hayat süreceği gibi uzun vadede bu uygulamaları düzenli olarak yaptırıyor olmak çok daha ekonomik olacaktır.
Adana’ya yaşayan hayvanlarda genellikle hangi hastalıklarla sık karşılaşıyorsunuz?
En sık rastladığımız sorun sevgisizlik… Hayvanlarla ilgilenmiyor ve ihtiyaçlarını yeterli olarak karşılamıyorlar. Buna bağlı olarak çeşitli semptomlar ve psikolojik problemler şekilleniyor. Yanı sıra, mevsim geçişlerinde solunum sistemi hastalıkları sık görülüyor. Bunun yanı sıra sindirim sistemi problemleri azımsanmayacak ölçüde sık karşılaştığımız vakalar arasında.
Veteriner hekimlik, diş hekimliği ile beraber şu an meslek tercihi yapma aşamasında olan gençlerin gözdeleri arasında yer alıyor. Buna istinaden birçok üniversitede veterinerlik fakülteleri açılıyor; fakat donanımları yetersiz. Sizce bunun sonu nereye varacak?
Yüzde 4,2’lik oranla, ülkemizde en düşük işsizlik oranı bizim mesleğimizdedir. Yüzyıllar öncesinden bu yana gelen en eski meslek gruplarından biri olmanın yanı sıra, insanlık var olduğu sürece de devam edecektir. 2000’li yıllarda, Türkiye’de 5 tane veteriner fakültesi vardı. Bunların tamamı da kadrosunu ve alt yapısını tamamlamış durumdaydı. Şu an 35 adet veteriner fakültesi var ve bunun 15 tanesinin kadrosu ve alt yapısı bulunmuyor. Planlama yapılmadan, kalburüstü fakülteler kurarak veteriner hekim mezun etmek, orta vadede problemler doğuracaktır. Avrupa’da ve hatta hayvancılığı bizden 10 kat daha ileride olan ülkelerde, bizdeki sayının 5’de 1’i kadar veteriner fakültesi bulunmuyor. Şu an Almanya’da toplam 3 tane, Hollanda’da 2 tane veteriner fakültesi var. Bizde 35 fakülte var ama 15’inde hastane var, gerisinde yok. Laboratuvarları bile bulunmuyor. Hastane olmadığı için hocalar tedavi yapamıyor, öğrenciyi eğitemiyor, ilaç yazamıyor. Veteriner fakültelerinin son sınıfında öğrenciler intörn hekim olarak görev yaparlar ama fakültenin hastanesi yok, nasıl yapacak?
Bu sohbetin gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim
Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim.