CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINI KUTLARKEN

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’yla yurdu yedi düvelin elinden kurtarıp başta eğitim, dil, sanat, tarih, ekonomi ve kalkınma önceliğiyle uygarlık, cumhuriyet ve demokrasiye açılan güneşli bir yaşam penceresi olarak Atatürk ilke ve devrimlerinin harcı olduğu, birçok alanda evrensel olarak örnek gösterilebilecek bir yapısallıktan gelen yetkinlik ve teklikle kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’miz 29 Ekim 2023 tarihinde, bilindiği üzere 100. Yılını yaşadığımız bir haftaya girmektedir. Devlet ve özel kurumlar bu konuda çeşitli projelerle kutlamalar hazırlarlarken; sanatçılar ile yurt ve Atatürk sevgisinin egemen olduğu bir yurttaşlık bilincini taşıyan halkımızın da çeşitli katılımlarla yüzyılda gelen bu onursal tarihi fırsatı çeşitli yönlerden dâhil oldukları katılımlarla renklendirmek istediği görülmektedir. Bu bir şeyler yapmak isteme istencine katılmak isteyen naçizane bendeniz de kitap, kültür, sanat üçgenindeki ilgi alanımızın sonucu olarak biri 2. Baskı olmak üzere dört şiir ve inceleme kitabım Günce Yayınları tarafından yayınlanmış bulunmaktadır. Adana Sokak Çocukları Derneği yararına 2001 yılında yayınlanan şiir kitaplarımdan olan  “Sevmek” adlı kitabımın yanı sıra ilk baskı olarak “Atatürk ve Sanat”, “Atatürk’ün Sanat Nutku” ve “Koca Sakarya” adlı şiir ve inceleme kitaplarımı yayınlanmasını sağlayan Günce Yayınları’na teşekkür ederim. Bu gün bu zamanlamada sizlere “Sevmek” adlı Atatürk ve kahramanlık şiirlerinden oluşan kitabımdan söz ederken, bir süre sonra da diğer kitaplarımız yazılarda yerlerini alabilecektir. Yazınsal anlamda kitap konusuna girmeden önce ise, özellikle yurtseverlik, Atatürk ve Cumhuriyet gibi ulusal bir konu olması nedeniyle bu kitapları okurlarımızla paylaştığımı vurgularken; Cumhuriyet’imizin 100. Yılını içtenlikle kutlar, nice yüzyıllar yaşamasını dilerken; başta Atatürk ve silah arkadaşlarını, askerlerimizi, halkımızı, şehitlerimizi saygı ve rahmetle anmak isterim.

            *”SEVMEK” ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ

            Kitapların girişindeki yazar konusu önemli olduğundan biz de onunla başlayalım sözümüze…

“…Dünyada eşi ve benzeri olmayan çağların öncüsü bir dâhinin yurdunu işgal eden yedi düvele yokluklar içinde meydan okuyup, böylesine bir askeri ve siyasi evrensel başarıya ulaştığı dünyanın hiçbir tarihinde yazılmış değildir… Askerleriyle, silah arkadaşlarıyla, halkıyla bir olarak ortaya konan özgürlük iradesi sonucunda kazanılarak elde edilen ulusal özgürlük, Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’mızın onurlu bir madalyası olarak uygarlık yolunda boynumuza takılmıştır.” Vurgulamasıyla konunun öz ve önemine dikkat çekerken; “…bir içe doğuşun kalıplarına sevgiye dökülen bir şükran duygusuyla, … yurtseverlik yolundaki ödev ve mutluluğunu bilinçle ortaya koymaktadır.” (Sevmek-Ön Söz)

Öykü, deneme, gezi notu, inceleme, eleştiri ve söyleşi vb. çalışmalarıyla gazetelerden dergilere, televizyonlara sanat tarihi merakıyla uzanıp; “Cumhuriyet Kitap”, “Dünya Kitap”, “İnsancıl”, “Agora”, “Çağdaş Türk Dili”, “Yelken”, “Çalı”, “Tay”, “Şiir Defteri”, “İlkyaz”, “Günce”, “Söylem” ve “Mersin Edebiyat” gibi dergilerle; spor ve köşe yazarı olarak 38 yıl süren haftalık yazılar ve 31 yıllık sanat sayfası maratonunun bir kıvam istenci yarattığı bu yoğunluğun ardından yeniden bir perfonmans startı verilen “Bölge”deki bu günlerli zamanlamada ilerlerken, “Ön Söz”deki o yedi düvelin zaferini hangimiz bir “memleket türküsü”nde gururla sürdürmek istemeyiz ki…

Çamlıbel’den aşağı yankılanır…

Ata’mın memleket türküsü.

Yedi düvele direnir Mehmetçik.

Sakarya’dan Polatlı’ya;

Tokat’a Sivas ötesinden… (-s.26)

             “Sevmek”in ilk şiiri olan “Çağların Öncüsü”nde “… / Yürürüz bir asır senin izinden. / Gurur duyar senle dünya ve her Türk; /…” Dizelerindeki seslenme;  Mustafa Kemal Paşa’nın Suriye dönüşünde, “Ben de bu vekayiin ilk hiss-i teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da vücud bulmuştur.” Sözleriyle ortaya koyduğu yurdu kurtarma esini ve özgüvenini bulmasına götürür bizi:

Kükredin halkınla Anadolu’dan.

Ölmek var, dönmek yok senin yolundan.

Kurtuluş’a ilham var Adana’dan…

Gurur duyar senle dünya ve her Türk;

Çağların öncüsü yüce Atatürk.(s.11)

            “Dağ, taş, Mustafa Kemal. / Akan pınarlarda / Esen rüzgârlarda gizli nefesi /…” dizeleriyle başlayan “Mustafa Kemal” adlı şiirine; “… / Dudaklarda ezberlenmiş/Seksen beş milyonun türküsü /…” dizeleri eklenirken; Atatürk sevgisinin aşkın, özgürlüğün sonsuzluğuna ve kudretine meydan okumak, o sevmenin derinlik ve boyutunun baba ve evlât sevgisi gibi olduğunun da altı çizilir… “Gökyüzünün çelik pençeli kasırgasına / Doğanın zincirlere vurulamayan tayfununa / …” benzeyen o sevgi; “… / Bilinçli sevmenin onuru”nun “Ruhları okşadığıyla katmerlenir. Kan ve bataklıktan öte barıştan geçen O’nun yoluna doğan güneşi gösteren şiir insancıl ve tarihi bir gerçekliği yadsımadan son sözünü söyler:

Ne top yıkar, ne düşman kurşunu.
Ne yıldırımlar sarsabilir yerinden.
Ne kadar kolaysa Atatürk’ü sevmek.
O kadar zordur yüreklerden silmek.
Dönmez bu ulus yemininden. (s.13)

         Şiirdeki yalın eğilimden payını alan “On Kasım Sabahı”, “zamanın zor nokta koyduğu bir sabah olarak” tarihin altın sayfalarını hüzün çığlarıyla kapatan bir tufana benzer ki; “…/Dalga dalga saçları rüzgârlarda. / Mavi gözleri yine fırtınalı bir deniz.” Dizelerindeki betimleyiş; “…/ Düşümle Ata’mla vermiştik el ele. / Dalmıştık memleket meselelerine.” Dizelerindeki somut görsel izlerin buluştuğu halkalarla örtüşerek tamamlanır:

Can verip öderken kutsal diyeti.

Yoktan var ettiler bir hürriyeti.

Başlara taç diye Cumhuriyeti

Hayranım ölüp de gelip takana. (s.18)

            “Sevmek” adlı kitabın “Kahramanlık Şiirleri” adlı 2. Bölümünde yer alan “Memleketim” adlı şiire; “O ezgilerin ardına takılıp giderken, ipe giden hayalini seyreden Kelkit Çayı’ndan su içen kanadı kırık serçe”nin fotoğrafı düşerken; somutla soyutun şiirsellik adına buluştuğu o düzlemdeki Niksar Ovası’nda sarkan Romalı gladyatörün ne işi vardı diye sorulabilir:

Çağlar ötesi bir öfkeyle

Ruhunu rehin verirken

Kırılan hayallerinin yüz görümüne

Bir uçtan bir uca Niksar ovasında

Zaferini yazan Romalı gladyatörün

Adı saklıdır şiirlerimde. (s.25)

            “Yeni bir silkinişin fırtınasında kopar / Erer sonsuzluğun kalbine özgürlüğün türküsü / Ne zaman gözükürse yine Gazi Mustafa Kemal / ‘İleri… İleri…’ diye Kocatepe’de” dizeleriyle başlayan “Yenice” şiiri bölüm başlarında yatay girişleri olan çift yönlü bir akrostiş özelliği taşırken; “Kanlı gömlekleri onurla dalgalandırmanın” mutluluğunu yaşayan kahramanların olduğu “Özgürlüğün Destanı” adlı “Vatan namus… / namus ölüm… / Ölüm-aşk-toprak” vurgularıyla gözü kara bir yurtseverliğin içtenliği görülen şiir ise “Toroslar’dan Çanakkale’ye uzanan bir kanlı hikâyenin rüzgârında Cumhuriyet ve demokrasinin nasıl kurulduğu gibi bir tarihi gerçekliği yansıtır:

Kalır mıydı İngiliz’e, Fransız’a? ..
“Geldikleri gibi giderler” diyordu Gazi Kemal
Toroslardan Akdeniz’e, Çukurova’ya
Seyhan Ceyhan gibi kan nehirleri dökeriz…
‘Ben de bu vekayiin ilk hissi… (s.28)

            Kurtuluş Savaşı’nın uzantısında “ ar, namus bilinen dalgalanan bayrak” ile Kemalist duygularla gönüllerde kurulan özgürlük dağının eteklerinde verilen yurtseverlik mücadelesinin diri söylemi dizelere hâkimdir…

Uyan kahraman asker, uyan bu günleri gör!

Bak nasıl torunların yaşıyor bu yurtta hür .

Dindi senin kanınla akan o kızıl nehir.

Ne miraslar bıraktın sen bu asil soyuna.(s.31)

 

*(Sevmek/Şiir/Günce Yayınları/124 sayfa/Ekim 2023)

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor