Cüzzamın kökü hala tam kazınmış değil!
HABER: Yener EKİNCİ
ADANA (BÖLGE)-Bulaşıcılığı son derece düşük olsa da tarih boyunca en korkulan hastalıklarından biri olan cüzzamın insanlarda yarattığı tahribat nedeniyle hastalar daima toplum dışına itilmişler. Yapılan başarılı çalışmalar sonucunda günümüzde artık çok fazla görülmese de geçmişte büyük bir sosyal yara olan cüzzama dikkat çekmek için her sene Ocak ayının son haftasında özel etkinlikler düzenleniyor.
“Cüzzam, günümüzde artık tamamen iyileşebilen bir hastalık haline gelmiş
durumda. Ancak Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada hala yaklaşık 4 milyon,
ülkemizdeki ise 2.500 civarında cüzzam hastası olduğunu tahmin ediliyor” diyen Medline Adana Hastanesi Dermatoloji Uzmanı
Dr. Nalan Kükürt, Dünya Cüzzam Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu.
Cildi ve sinir sistemini etkiliyor
Norveçli bilim insanı Gerhard Armauer Hansen tarafından 1876 yılında keşfedilen
cüzzamın öncelikle deri ve sinir sistemini tutarak belirtilerini gösteren
kronik seyirli bir enfeksiyon hastalığı olduğunu anlatan Dr. Nalan Kükürt, “Hastaların
dünyanın geri kalmış ülkelerinde; daha çok kırsal bölgelerdeki yoksul ve sağlık
hizmetlerinden yeterince yararlanamayan bir kesimde yoğunlaştığını görüyoruz. Cüzzam
genellikle çok çocuklu ailelerde yaygınlaşmış durumda. Tek odada yaşayan, aynı
kaptan yemek yiyen, yetersiz ve tek tip beslenen, direnci düşük ailelerde
enfeksiyon daha çabuk yayılıyor” diyerek cüzzamın bebeklik çağından ileri yaşlara
kadar her iki cinste de görülebileceğini söylüyor.
İnsandan insana bulaşıyor
Verem hastalığını yapan basille hemen hemen aynı türde olan bu mikroba
karşı doğal bağışıklığın bulunmaması ve cüzzam mikrobu taşıyan bir hastayla
uzun süreli ve yakın temas sonucunda hastalığa yakalanmanın mümkün olduğunu ifade
eden Dr. Nalan Kükürt, bu hastalığın tek taşıyıcısının insan olduğunu belirterek
ekliyor: “Günümüzde erken teşhis ve sonrasında tedavi edildiğinde cüzzam tamamen
iyileşen bir hastalıktır. Ayrıca hala bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar listesinde
yer almaktadır.”
Erken teşhis ile tamamen tedavisi mümkün
Teşhisi gecikmiş veya hiç tedavi almamış hastalarda 10 ila 15 yıl sonra
sakatlıklar gelişebileceğini anlatan Dr. Nalan Kükürt, “Hastaların ilk teşhis
ve tedavileri deri hastalıkları uzmanları tarafından yapılır. Aynı verem
tedavisinde olduğu gibi birden fazla ilaçtan oluşan bir kombine tedavi ile en
fazla 2 yıl içinde hastalar tamamen iyileşebilirler. Tedavide etkin ilaçların
varlığı ve bulaşıcılık durumu baskı altına alınabildiğinden hastalar sadece ön
tedavi için hastaneye yatırılırlar” diyerek meydana gelmiş şekil
bozukluklarının ise ancak ameliyatla düzeltilmesi yoluna gidilebileceğini
söylüyor.
Cüzzamın belirtileri
– Vücudun herhangi bir yerinde deriden açık renkte, oval veya yuvarlak, kabarık olmayan, hiçbir şikâyet yaratmayan kepeksiz, bazen hafif duyu kusuru gösteren lekeler
– Çocuklarda ve gençlerde burunda sürekli tıkanma ve sık tekrarlayan burun kanamaları
– Deri üzerinde bir veya daha fazla kabarık, plak şeklinde, kılsız, terlemeyen, kepekli ve mutlaka duyu kusuru olan lezyonlar
– Vücudun belirli yerlerinde, özellikle ön kol iç yüzeyinde duyu eksilmesi
– 4. ve 5. parmakların elin iç kısmına doğru kıvrılması, avuç içi kaslarda erime başlangıcı, kol ve bacak sinirlerinde kalınlaşma ve ağrı
– Kaşların uçlardan dökülmesi
– Yüzde ödem, alın derisi ve kulakların mora çalan kabarık ve sert nodüllerle dolması
– Alt göz kapaklarının kapanmaması