DAĞLIOĞLU ÇOCUKLARININ SAYIN KARALAR’DAN RİCASI

61 yıldır bir ayağım yerel basında. Muhabir, karikatürist, ressam, sayfa sekreteri, köşe yazarı olarak emeğim geçti. 40 yıldır köşe yazıyorum, belgesel diziler sunuyorum.
Heyecan ve onur duyduğum nice zamanlar oldu. Fakat hiç biri bir mahallenin çocuklarından gelen rica kadar etkilemedi. Dağlıoğlu Mahallesinden T, R, M isimli erkek ve S, G, Z isimli kız çocukları
Atatürk Parkı’nda önümü keserek el öpmek istedi.
Zaten adresimin peşindeymişler. BÖLGE’nin nerede olduğunu öğrenmişler bile. Amaçları, Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar (Amcalarına) iletebilmekmiş. Bir büyükleri, “Başkanla görüşmeniz zor olur, gazete aracılığıyla ulaşmanız daha kolay olur” demiş. Naçizane, Internetten tanımışlar.
DERT BÜYÜK
Bir banka oturdum. Yer gösterdim ama oturmak istemediler. Üç sözcük ondan, iki sözcük bundan, bir tümce şundan derken bülbül ahengindeymiş gibi gelen cıvıltılarını süzmeye çalıştım.
Efendim; bu yavrularımız Dağlıoğlu Mahallesi sakinlerinden. Maşallah sağlıkları iyi. Okuldaki durumları da sağlıkları gibi. Sorunlarıı, mahallelerindeki çocuk parkını kullanamıyor olmaları. Nedenini de şöyle anlattılar: “Belediye bizim için park yapmış. Çocuklar gelip oynasınlar, eğlensinler diye. Teşekkür ediyoruz. Ama bizim parkı bir kahvehane kullanıyor ve hakkımız olanı kullanamıyoruz. Parka masalarını bile koyup kapatmış. Bu doğru değil ki!.. Belki bir yetkili gelip müdahale eder diye bekledik. Oğretmenlerimizin de haberi var ama düzelmiyor bir türlü. Siz lütfen bu dileğimizi yazarak Belediye Başkanımız Zeydan Amca’ya iletebilir misiniz…”
ASLI VAR MI, VAR!..
Basın ilkeleri arasında haberin doğruluğundan emin olmak da var. Çocukların içtenlikli konuşmalarına karşın aklıma gelen bir tanıdığımdan bilgi aldım. Şikâyetlerinde haklı oldukları belli. Gidip görebileceğimi söyledi. Dağlıoğlu Mahallesi dediğimiz alan koca bir ilçe kadar geniş. Parkın tam nerede olduğunu bilemiyorum. Yerini uzun uzun tarif etti, etti de, nereden sağa dönüp ne kadar düz gittikten sonra sola döneceğim aklımda uçtu. Çünkü verdiği referans noktalarından hiç birini bilmem. Sadece Sağlık Ocağını çıkarabildim; onu da yanlış çıkardım. Meğer birbirine yakın iki sağlık ocağı varmış. Baktım, konum olarak benden hayır yok, koskoca Adana Büyükşehir Belediyesi bulamayacak da ben mi bulacağım diyerek kolayına kaçıp topu Sayın Zeydan Başkan’a atıyorum.
BEKÇİ SORUMLULUĞU
Aytaç Durak anlatmıştı. Sanırım yine o taraflarda bir inceleme gezisindeyken çocuklar etrafını sarıp “Başkan amca bekçi bizi çocuk parkına sokmuyor” diyerek yardım istemişler. Başkan “Hadi gelin birlikte gidelim bakalım” deyip çocukların ardına düşerek parka gelmiş. Başkan, “Bak çocuklar senden şikâyetçi, parka sokmuyor muşsun. Doğru mu?” sorusunu yapıştırmış. Bekçi, gururlu ifadeyle, “Evet efendim, sokmuyorum. Yasak!..” deyince konuşma şöyle devam etmiş:
- Neden yasak?
- Efendim kırıyorlar onun için.
- Peki, bundan sonra kırmayacaklar. Yasağı kaldırıyoruz ve çocuklar serbestçe gelip oynayacaklar.
- Emredersiniz efendim.
Bize düşeni yaptık. Darısı dileğin sahibine ulaştırılmasına.