Devleti yönetenler Devlete sorun olan unsurlarla anlaşabilir. Geçmişte bunun örneği çok görülmüştür.
Ancak bu anlaşma Kadim Devlet geleneği ve kurumsallığını yaralayacak şekilde, yine Devletine bağlı vatandaşlarının gururunu kıracak, onları örseleyecek şekilde olmaz.
Ülkemizde son yaşanan olaylar Türk Devlet geleneğinden uzak, vahabi gelenekleriyle bezenmiş çadır görüşmelerini andırmaktadır. Bu hem Devlet yapısını tanıyamamış olmakla ama en önemlisi Vatandaşını insan yerine koymamakla ilgilidir.
Unutulmamalıdır ki; Devletler Vatandaşını var ettiği sürece varlığını sürdürebilirler. Kendisini Türkiye Cumhuriyetinin akıldanesi olarak tanıtan muhterem kişinin ağzından basına verilen metin içler acısıdır.
Bu açıklamada teröre destek veren bir partinin üyesine bu ülkeyi birlikte demokratikleştireceğiz gibi inanılmaz bir söz sarf edilmiştir. Demokrasi güzel bir yönetim şeklidir.
Ancak kendi içinde demokrasiyi geliştiremeyenlerin ülke demokrasisine katkısı mümkün değildir. İnsanları tehdit edip aba altından sopa göstermek Türkiye’de hiç tutmadı bundan sonra da tutmayacaktır.
Bu ülkenin insanları hep birlikte kurtuluş destanı yazmış Atalarının torunlarıdır .Bu işi yapanlar hem toplum vicdanında hem de tarih huzurunda yaralanmışlardır.
Son olarak yıllar önce yaşadığım bir anımı paylaşmak istiyorum.
O zamanlar Devlet büyüğü sandığımız şahsı ziyaretimde aynen şunu söyledim. Bu iktidar dine inancı sarstı, şimdi sıra Milliyetçiliğe geldi. Bunun sonu kötü diye ilavelerim olmuştu.
Şimdi sayelerinde Hem dine hem milliyetçiliğe inanç sarsıldı. Artık sıra büyük oyuna geldi. Ancak bu Millet tüm bu oyunları bozacak akla sahiptir.
Selam ve saygılarımla.
