“DİJİTAL DÜNYADA GÜVENLİ KALMAK ADANA ZİRVESİ” PROGRAMI YAPILDI

Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Adana Bölge Müdürlüğü koordinesinde Mersin Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi ve Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İletişim Fakültelerinin paydaşlığında yürütülen “Pedagojik Yaklaşımlarla Dezenformasyonla Mücadele ve Dijital Medyanın Etkileri” projesi kapsamında düzenlenen panel öncesinde fuaye alanında bulunan sergiyi inceledi.
HABER: ALİ AKILLI
Adana Valisi Yavuz Selim Köşger’in katılımıyla, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Adana Bölge Müdürlüğü’nce düzenlenen “Dijital Dünyada Güvenli Kalmak-Adana Zirvesi” gerçekleştirildi.
Vali Köşger, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Adana Bölge Müdürlüğü koordinesinde Mersin Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi ve Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İletişim Fakültelerinin paydaşlığında yürütülen “Pedagojik Yaklaşımlarla Dezenformasyonla Mücadele ve Dijital Medyanın Etkileri” projesi kapsamında düzenlenen panel öncesinde fuaye alanında bulunan sergiyi inceledi.
Programda bir konuşma gerçekleştiren Vali Köşger, içinde bulunduğumuz çağda bu projenin son derece önemli olduğunu dile getirdi.
Salondaki katılımcıların büyük bir çoğunluğunun genç öğrencilerden oluştuğunu aktaran Vali Köşger, “Burada 2000 yılı ve sonrasında doğmuş bireyler çoğunlukta. 1995 sonrası doğanlar ‘dijital yerli’ olarak tanımlanırken, bizler artık bu alanda ‘dijital göçmen’ hatta espriyle ifade edecek olursak ‘dinozor’ kuşağına dâhil ediliyoruz. Salonun büyük çoğunluğunu dijital yerlilerin oluşturması, aslında bizlerin söyleyeceklerine çok da ihtiyaç duymayan bir kitleyle karşı karşıya olduğumuzu göstermekte. Bu nedenle her konuşmamda, ‘tereciye tere satmak’ endişesini taşırım; yani zaten bildiğiniz şeyleri tekrar etmekten çekinirim. Sevgili gençler, bizler yalnızca kendi gördüğümüz ve algıladığımız kadarıyla bazı hususları paylaşacağız. Şüphesiz sizler bu konulara bizlerden çok daha hâkimsiniz.” dedi.
İlginç bir dönemde yaşadığımızı belirten Vali Köşger, “Özellikle bizim kuşak, dünyadaki neredeyse tüm büyük dönüşümlere tanıklık etti. Şairin de dediği gibi, ‘Ben yaşarken oldu her şey, ben yaşarken koptu tufan.’ Adem’den bu yana kullanılan üretim yöntemlerinin hemen hepsini görmüş bir kuşaktan bahsediyoruz. Kağnıyı, kara sabanı, atı ve öküzü gördük; en ilkel üretim ve yönetim biçimlerine tanıklık ettik. Elektriğin olmadığı dönemleri biliyoruz. Türkiye açısından söylüyorum; dünyada dahi elektriğin 1980’lerden, hatta 1990’lardan sonra ulaştığı ülkeler bulunmaktadır. Bununla birlikte dijital çağı da deneyimledik. Bu durum, bizlerde son derece güçlü bir tecrübe ve görsel hafıza oluşturdu. Dolayısıyla biz dijital göçmenler, dijital yerliler tarafından üretilen içerikler karşısında zaman zaman tedirginlik duyuyoruz ve bu tedirginlikte de haklıyız.” dedi.
Çünkü bilgiye erişim son derece kolaylaşmış olsa da doğru, sağlıklı ve güvenilir bilgiye ulaşmanın aynı ölçüde zorlaştığını söyleyen Vali Köşger, “Parmaklarımızın ucunda her türlü bilgiye ulaşabiliyoruz; ancak bu bilginin doğru mu, gerçek mi, manipülatif mi, dezenformatif mi olduğunu ayırt etmek her geçen gün daha da güçleşmektedir. Bizim kuşağımızın sıkça kullandığı bir söz vardır: ‘Gerçek, ayakkabılarını giymeden yalan üç kere dünyayı dolaşır.’ Bu durum, dijital çağda artık milisaniyeler içerisinde gerçekleşmektedir. Siz doğru bir açıklama yaparsınız; on ya da otuz kişi görür. Ancak yalan ve manipülatif bir bilgi, çok kısa sürede milyonlara ulaşabilmektedir. Bundan faydalanmak isteyen karanlık odaklar, insanların zihinlerini karıştıracak dezenformatif ve manipülatif içerikleri son derece cazip paketler hâlinde, özellikle gençlere sunmakta ve dünyayı yönlendirmeye çalışmaktadır.” şeklinde konuştu.
Konuşmasının devamında Arap Baharı’nı anımsatan Vali Köşger, “Genç kuşaklar belki birebir yaşamamıştır; ancak yaklaşık 10–15 yıl önce başlayan bu süreç dijital mecralar üzerinden şekillenmiştir. Dezenformasyon, yani yanlış bilginin yayılması, belki de en masum görünen yönüdür. Ancak bunun ne kadar tehlikeli olabileceğini deprem sürecinde açıkça yaşadık. Deprem sırasında yayılan bazı manipülatif haberler, özellikle ‘baraj patladı’ söylemleri, neredeyse can kayıplarına yol açacak boyutlara ulaşmıştır. Bu tür dezenformatif yayınlar, insanların panikle yanlış kararlar almasına ve telafisi zor sonuçların doğmasına neden olabilmektedir.” dedi.
Bu nedenle son derece dikkatli ve uyanık olmak zorunda olduğumuzu dile getiren Vali Köşger, “Bu konunun Millî Eğitim müfredatına mutlaka dâhil edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gençlerimize, pedagojik bir yaklaşımla, dijital dezenformasyondan nasıl korunacaklarını öğreten özel bir ders konulmalıdır. Akademisyenlerimizin de yer aldığı bu çalıştayda, bu konunun mutlaka tartışılması ve çalıştay çıktısı olarak somut bir öneriye dönüştürülmesi gerektiğine inanıyorum. Hangi sınıf düzeyinde daha faydalı olacaksa—beşinci sınıf mı, yedinci sınıf mı—belirlenerek dezenformasyonla ilgili bir dersin müfredata eklenmesi elzemdir. Bunun yanı sıra siz gençlerin de çok iyi bildiği üzere, yalnızca yasal mecralarda yapılan dezenformasyon değil, bir de ‘dark web’ olarak adlandırılan, her türlü kötülüğün kontrolsüz şekilde dolaştığı alanlar bulunmaktadır. Bu alanlara karşı nasıl önlem alınması gerektiğini de ciddi şekilde tartışmalıyız. Gençlerimizin bu konuda bilinçli ve uyanık olması büyük önem taşımaktadır.” dedi.
Dijital medyada karşı karşıya kaldığımız somut ve son derece tehlikeli bir başka sorunun ise sanal kumar ve sanal dolandırıcılık olduğunu belirten Vali Köşger, “Bu durum, özellikle memur kesiminde ciddi maddi kayıplara yol açmakta; birçok insanı ve ailesini geri dönüşü zor bir bataklığa sürüklemektedir. Kontrolsüz hâle gelen bu dijital ortamda farkındalığın arttırılması ve güçlü önleyici adımların atılması zorunludur. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Adana Bölge Müdürlüğümüzün düzenlediği bu çalıştay son derece yerinde ve kıymetlidir. Bu tür çalışmaların yaygınlaştırılarak devam etmesini temenni ediyorum. Katkı sunan akademisyenlerimize, üniversitelerimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor; gençlerimize aydınlık ve güvenli bir gelecek diliyorum.” dedi.
