DİLİ ANLAMAK İNSANI ANLAMAKTIR

İnsanlar iletişim için binyıllar önce sözcüklerle iletişimi keşfetmiştir.

Bugün söz konusu iletişim becerilerimiz insanlarla  beraber evrim geçirmiş ve çeşitlenmiş, neticeten her toplumun ve her coğrafyanın kendisine ait bir dili hatta aynı dili farklı biçimlerde kullanımı olagelmiştir.

Bugün aynı dili konuştuğunu iddia ettiğimiz halklar yeri geldiğinde birbirini anlayamaz ve birçok toplumda bu husus güldürü unsuru olagelmiştir. Bir İskoç göl demek için İngilizcede bilinen “lake” değil “loch” kelimesini kullanır.

İskoçya’nın en turistik gölünün ismi de “lochness”dir. Bu bize İskoçların aslında orayı isimlendirirken “gölcük” gibi bir tabir kullandığını ve söz konusu efsanenin sonradan ortaya çıktığını gösterir.

Almanca hariç her dilde “Televizyon” benzeri bir kelime var iken Almanlar “eğlence izlencesi” gibi bir çeviriye sahip olan “Fernsehen” kelimesini kullanmıştır.

Buna paralel olarak yine neredeyse her dilde İngilizceden gelen “computer” kelimesini Türkçede “Bilgisayar” olarak kullanmak bizlere kısmet olmuştur.

Bu gibi istisnalar haricinde bir teknolojik edevatı dünya dillerinin tamamı hangi dilin kökeninde kullanıyorsa, o aleti üreten ve dünyaya yayan kişi de odur.

Bazı kelimeler için ise köken bulmak oldukça zordur. Türkçede hindi dediğimiz hayvan ismini Hindistan’dan ülkemize girmesinden almaktadır.

İngilizcede ise Türkiye’de getirtmeleri üzerine Turkey denmiştir hayvancağıza. Bahtsız hayvan Hindistan da dahil olmak üzere her yerde farklı bir ülkenin ismiyle anılır. Bu durumda kökenini kestirmek tarihçiler için daha zor hale gelir.

Toplumunda cinsiyetçi dinamiklerin çok olduğu Hint Avrupa dil ailesine mensup diller ve onu konuşan ülkelerde bugün cinsiyet zamirleri ve cinsiyetsiz kelimeler üzerinden fırtınalı tartışmalar dönmektedir.

Ural Altay dil ailesinin mensubu güzel Türkçemizde ise bu hususta en büyük kavgamız iş adamı yahut bilim adamı değil iş insanı/bilim insanı demek ve kadınlar için bayan gibi tabirler kullanmamak üzerinedir.

Bir başka husus da yine kelimelerin kökenleri ile ticari bağlantıları saptamak üzerinedir. Ülkemizde gündelik hayatın vazgeçilmez içeceklerinden biri olan çay dünyaya Çinden yayılmış bir içecektir.

Eğer eski tarihlerde çin ile ticaret yollarınız Rusya ve Türkiye gibi karadan kesişiyor ise cha, ça , çay, çai gibi kelimelerle bu içeceği adlandırırsınız.

Yok eğer bunu deniz taşımacılığı ile başarmışsanız İngiltere gibi, Tea, te, ti gibi seslerden üretilmiş bir kelime karşınıza çıkar.

Sözün özü insanları tanımak için dillerini tanımak ve konuşma biçimlerini irdelemek gerekir. Toplumların tarihine dair ipuçları da karakterlerine yönelik olgular da dilin içerisinde gizlidir. Bir dil bir insan olmakla birlikte bir toplum, bir tarih, bir hafıza demektir.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor