DİPLOMA VAR, MESLEK YOK

Türkiye’de üniversite mezunu olmak, bir zamanlar hayallerin kapısını aralardı. Şimdi ise pek çok genç için sadece çerçeveletilip duvara asılan bir kâğıttan ibaret.
Çünkü binlerce genç, yıllarca emek verip okudukları bölümlerden mezun oluyor ama mesleklerini yapma şansı bulamıyor.
Bir mühendis, asgari ücretle satış elemanı; bir öğretmen, çağrı merkezi çalışanı; bir ziraat mezunu, market kasasında…
Bu tablo artık şaşırtmıyor. Oysa her biri, üniversite sıralarında aldığı eğitimle ülkesine katkı sunmayı, kendi alanında değer üretmeyi hayal etmişti.
Peki neden böyle?
Yanlış planlanan kontenjanlar, nitelikli iş alanlarının yetersizliği, liyakatsiz atamalar ve ekonomideki daralma, gençlerin önüne koca bir duvar örüyor. Üstelik bu durum sadece bireyleri değil, ülkenin kalkınmasını da baltalıyor.
Çünkü eğitimine yatırım yapılan insan kaynağı, gerçek potansiyelinde değerlendirilemiyor.
Gençler mesleklerini yapamadıkça umutsuzluk, güvensizlik ve yabancılaşma artıyor. Kimisi farklı iş kollarında tutunmaya çalışıyor, kimisi de bavulunu toplayıp yurtdışına gidiyor.
Beyin göçü dediğimiz o acı gerçek, işte böyle besleniyor.
Bu ülkenin gençleri, okudukları bölümle ilgili mesleklerini yapabilmeli ki hem bireysel tatmin hem de toplumsal gelişim sağlanabilsin.
Aksi halde her mezuniyet töreni, biraz daha eksilen umutların sessiz bir vedası olmaya devam edecek.