DİSLEKSİNİN TEK TEDAVİSİ EĞİTİM

RÖPORTAJ: EBRU SERT

ADANA (BÖLGE)-Pedagog Pınar Kaya Döşlü, genellikle çocuklarda okul çağında görülen disleksinin bir hastalık olmadığına dikkat çekti. Döşlü, muhabirimiz Ebru Sert’e öğrenme güçlüğü olan çocukların gelişimsel özellikleri ve disleksinin tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Öğrenme Güçlüğünün Belirtileri Nelerdir?

Öğrenme güçlüğünün kaynağı ya da nedenleri konusunda elde edilmiş net veriler olmamasına rağmen, genetik ve kalıtımsal etmenlerin, sosyal, davranışsal ve çevresel faktörlerin doğrudan bir sonucu olmasa bile bu faktörlerin öğrenme problemlerinin bir nedeni olabilmektedir. Bireyin sosyo-ekonomik düzeyi, aile genişliği, kültürü, ailedeki çocuğun değeri, çocuğun benlik kavramı, çocuğun değeri, çocuktan beklenenlerin düzeyi bu faktörlerden sayılmaktadır 

Öğrenme güçlüğünün nedenleri aşağıda sıralanmıştır.

Beyin Hasarı: Gebelik sırasında ya da doğum sonrasında oluşan merkezi sinir sisteminin olumsuz etkilenebilir. Oluşan bu hasar öğrenme güçlüğüne ve gelişimsel bozukluklara neden olabileceği ileri sürülmektedir. 

Çevresel- Kalıtımsal Etmenler: Öğrenme güçlüğünün nedenleri bugün hala kesin olarak bilinmemekle birlikte kalıtımın ve çevresel etmenlerin önemli olduğu düşünülmektedir. Çocuğun yaşadığı ev ortamının öğrenme güçlüğüne neden olduğunu ispatlamak oldukça güçtür. Çevresel etmenlerin, özellikle ev ortamının öğrenme güçlüğüne yol açtığını kanıtlamak güçtür. Öğrenme güçlüğü görülen çocuklardan büyük bir çoğunluğu, olanakların kısıtlı olmadığı ailelerden gelmektedir. Ancak nitelikli olmayan öğretim öğrenme güçlüğünün nedenleri arasında yer alır.

Biyo-Kimyasal Bozukluklar: Öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların bazı uzmanlar vitamin yetersizlikleri ve bazı boyalı yiyeceklere karşı oluşan alerjilerin de neden olduğunu belirtmektedir.

Nörolojik Fonksiyonlarda Bozukluk: Çeşitli araştırmacılar, öğrenme güçlüğünün birden fazla alandaki işlevsel bozukluklara bağlı olduğunu ve bu alanlardaki bozuklukların öğrenme sürecini etkilediğini vurgulamışladır. Bu bağlamda öğrenme sürecini oluşturan giriş, işlem, bellek, çıkış aşaması önem taşımaktadır.

Giriş Aşaması: Bilginin ilk aşamadaki sürecini oluşturmaktadır. Gelen uyarıları alır ve burada uyarıların duyu organlarından beyine girmesini sağlar. Bu aşamadaki bozukluklar görsel, işitsel, mekânsal, dokunsal algı bozukluklarına yol açabilir. Harfler ters dönmüş algılanabilir (b-d,6–9 gibi). Tüm sözcüğü ters çevirebilir (çok yerine koç, ev yerine ve gibi). İşitsel algı sorununda benzer sesleri karıştırır (f-v,b-m gibi), yönergeleri dinleyemez, duymuyor görünürler.

İşlem Aşaması: Beyne gelen bilginin kaydedilmesi, organizasyon oluşturması ve işlemleme sürecinden geçip yorumlanmasıdır. Bu aşamada sıralama yapma ve organizasyon gerçekleşmektedir. Öğrenme güçlüğünden herhangi bir alanında bozukluk söz konusu olabilmektedir. Bireyin bugün hangi gün olduğunu, yarın, alfabedeki harflerin sırasını karıştırması görülür.

Bellek Depolama Aşaması: Beyne gele bilgi anlaşılıp bu bilgiyi daha sonra tekrar kullanmak için depo edilir. Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarda anlık bellek kullanımında sorunlar görülür. Kısa süreli hatırlayamazlar. Kısa süreli bellekte yaşanan sorun bazen görsel ve işitsel bellekte bozuklukları da meydana getirebilmektedir.

Çıkış Aşamasında: Bu aşama, beyin gelen bilgiyi bireyin motor etkinlik alanlarına gönderme sürecini oluşturur. Beynin bu alanlarında oluşan hasar öğrenme güçlüğüne neden olabilmektedir.

Ayrıca duyusal bozukluklar bireyin duyularını aktif olarak kullanamaması çocuğun etkileşimde olduğu alandaki öğrenmesinde sorun oluşturmaktadır. Vitamin eksikliği ve genetik eğilimlerin de öğrenme güçlüğüne neden olabileceği düşünülmektedir.

Disleksinin Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Disleksi, bireyin ömrü boyunca sürecek bir durum olduğu için tedaviden ziyade bireye yol açtığı sorunlara ilişkin alınabilecek önlemler ile tedavi planlanır. Çünkü diğer birçok yetersizlik türlerinden farklı olarak disleksi tedavisi herhangi bir ilaç veya cerrahi işlem ile mümkün değildir.

Disleksi belirtilerinin anlaşılmaya başlanması ilkokul dönemlerine denk geldiğinden, teşhis yapılır yapılmaz çocuk özel eğitime tabi tutulmalıdır. Çocukta herhangi bir zekâ geriliği söz konusu olmadığından, bireyselleştirilmiş olarak verilecek eğitim çocuğu rahatlıkla akranları ile aynı seviyeye getirecektir. Ancak disleksi teşhisi konulan çocuğun eğitimi, yine özel eğitim alan öğretmenler tarafından verilmelidir.

Bunun yanında zaman zaman disleksi olan bir çocuğun terapiste de ihtiyacı olacaktır. Çünkü akranlarına göre farklı bir kişiliğe sahip olduğundan, akranlarına uyum sağlamada güçlük çeker. Aynı zamanda terapist ile okuldaki eğitimcinin de uyum içinde çalışması gerekir. Bu bireyler için öğretim ortamı birden çok duyuya hitap edecek şekilde düzenlenmelidir. Bu sayede birey zayıf olan duyusunun eksiğini, kuvvetli olan diğer bir başka duyusuyla tamamlayacaktır.

Disleksi teşhisini alan öğrencinin, diğer öğrencilere göre eğitimde daha yavaş ilerlemesi kaçınılmaz bir durumdur. Bu durumu ortadan kaldırmak için destek olan çocuğa ödevlerinde ve araştırmalarında daha fazla süre ve imkân tanınması gerekir. Disleksili bireyin not almasının ve okumasının da yavaş olması normaldir. Bu durum gözetilerek öğrencinin evde de öğrenmeye devam edebilmesi açısından, ders kayıtlarının temin edilmesi sağlanabilir. Yine bu kayıtlar bilgisayar programlarıyla da desteklenerek daha kalıcı ve hızlı bir öğrenme sağlanabilir.

Öğrenme Güçlüğü Olan Çocukların Gelişimsel Özellikleri Nelerdir?

Öğrenme güçlüğü gösteren çocuklar gelişimsel özellikleri bakımından birbirlerinden çok farklı olmalarına rağmen, birçoğunda aynı özellikler olduğu belirtilmektedir. Bu çocukların büyük bir bölümünde sosyal ve kişilik gelişimi alanından problemler, dikkat ve koordinasyon bozuklukları ve aşırı hareketlilik görülmektedir.

Özel öğrenme güçlüğüne sahip olan çocuklar henüz daha çok küçük yaşlarda bazı yönlerden diğer akranlarından ayrılmaktadırlar. Bunlar dil gelişimiyle ilgili olabileceği gibi zaman kavramı veya hafıza sorunları da olabilmektedir. Erken çocukluk döneminde yani 0-8 yaş aralığında çocuklarda aşağıda verilen davranışlar öğrenme güçlüğünün ilk belirtileri olarak karşımıza çıkmaktadır  

•Kavram gelişiminde zayıflık görülebilir. Örneğin; 3 yaşındaki bir çocuğun “kedi” kavramını canlandırabilmesi için bu kavram ile ilgili bir deneyim olması ve bu deneyimler sonucu bir değerlendirme yapması gerekir. Kavram çalışmaları öğrenme güçlüğünde önemli bir yere sahiptir.

• Aşırı hareketlilik, öğrenme güçlüğü olan çocuklarda ilk görülen belirti olabilmektedir. Bu çocukların kendi enerjilerini istenilen şekilde atamadıkları için aşırı hareketli olarak ilk erken belirtilerden biri olabilmektedir.  Aşırı hareketlilik erken çocukluk döneminde başlamakta ve her yaş döneminde farklı sorunlar ortaya çıkabilmektedir.

Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarda hafıza sorunları, yaptığı herhangi bir etkinliği hatırda tutamama görülmektedir. Söylenilen bir şeyi unutması, hatırda kalmama durumu ile ilgili durumlar söz konusu olunca öğrenme güçlüğünden şüphelenilebilir.

• Dil gelişimi ile ilgili problemler sık sık görülmektedir. Dil gelişimi, konuşulanı anlama ve duyduğu herhangi bir şeyi ifade etme becerisini ifade etmektedir. Duygu ve düşüncelerini ifade etmede sorunlar yaşadıkları için sözcükleri taklit edemezler.

• Öz bakım becerilerinin yerine getirilmesinde yetersizlik, belli düzeyde tuvalet eğitimi aldığı, yeme-içme pratiği yaptığı halde hala bu konularda sorunlar yaşayan çocuklarda öğrenme güçlüğü olabilmektedir.

• Görsel hafızada problemler, küçük çocuklarla oynanan bazı hafıza oyunlarında çok basit düzeyde de olsa kapalı resmin nerede olduğunu hatırlayıp çıkaramayan çocukların öğrenme güçlüğü gösterdiği bilinmektedir.

• Zaman kavramlarını anlamada zorluk, en sık görülen belirtilerden biridir. Dün, bugün, yarın, sabah, öğlen gibi temel kavramları algılamayan çocuk biraz daha büyüdüğünde de sayı saymada ve saati öğrenmede zorluk çekmeye başlamaktadır.

• El göz koordinasyonunda problemler, top ile ya da diğer arkadaşlarıyla oyunlar oynarken sürekli kaza geçiren, düşüp kendini yaralayan veya diğerlerine zarar veren çocuklarda görülen bu belirti ileriki yaşlarda yazı yazmada çocuğun kalemi tutmasında veya sayıları çizmesinde yaşadığı sorunlara dönüşebilmektedir.

Sık sık görülen düzensizlik kendi odasını, çantasını, çalışma masasını temizleyemeyen çocuklar aynı zamanda kendi okul programını yapmakta da zorlanmaktadır,

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor