DİYARBAKIR’DAN ADANA’YA BİR SANAT ARMAĞANI “GÜZEL ADANA”
Adana Portakal Çiçeği Festivali’ne yolu düşen Kültür Yolu rotasının bir bereketli topraklar durağı olarak da düşünülebilecek de olan Dünya Sanat Günü zamanlamalı bu konser vesilesiyle Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği Korosu sanatçısı sevgili bestekâr dostumuz Ali Atilla Sütşurup ile aynı devlet korosunda bulunan kıymetli arkadaşlarımızdı gelen…
Diyarbakır denince neleri hatırlamıyor insan…
“Hasretinden Prangalar Eskittim” diyen Ahmed Arif’i, “35 Yaş…” diyen Tarancı’yı, Ziya Gökalp’i, Celal Güzelses’i, Adana İl Radyosu ve TRT İstanbul Radyosu Ses Sanatçısı Mustafa Canan ile onun ustaları olan Yavru Mehmet Efendi, Şerif Değer, Cemil Değer ve Marangoz Şaban gibi eski ses ve saz sanatçılarımızı anımsamamak olası mı? Değil elbet… Cahit Sıtkı’nın evi, kitapları, fıskiyeli, havuzu ile Sütşurup’larla sanat sohbetli o yaz akşamının gölgesi düşen gezi notumuz da anımsananlar arasındaki yerini alır.
Şimdi buna, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Güzel Sanatlar Bakanlığı, Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği ve Medeniyetler Korosu konser akşamına yaraşan bir güzellikle armağan edilen bir sanat akşamının güzelliği de eklendi…
İşte o, Adana Sanat Kulübü’nü kurduğumuz, Dünya Sanat Günü’nü kutladığımız, sanat armağanları verilme zarafetinin yaşandığı 15 Nisan 2024 akşamı bir başka güzellik daha vardı ki anılmaya değer…
Portakal çiçeklerinin son demine yetişen bu özel günde sokaklardan, caddelerden, bulvarlardan Atatürk Parkı’nı saran iç ferahlatıcı bu turinçgillerin doğal parfümüne karışan bir şey daha varsa o da Türk müziğinin gizemli ezgilerinin sevgi bulutlarıyla dağıtan altın sesler ve sazlardı.
Adana Portakal Çiçeği Festivali’ne yolu düşen Kültür Yolu rotasının bir bereketli topraklar durağı olarak da düşünülebilecek de olan Dünya Sanat Günü zamanlamalı bu konser vesilesiyle Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği Korosu sanatçısı sevgili bestekâr dostumuz Ali Atilla Sütşurup ile aynı devlet korosunda bulunan kıymetli arkadaşlarımızdı gelen…
İsimleriyle anıyorum kusura bakmasınlar…
Sevgili dostlar Ali Atilla Sütşurup ile eşi Serap Sütşurup ile birlikte, sunucu ve ses sanatçısı arkadaşımız Sayın Çiğdem Karaçobanoğlu ile İlayda, Bahar, Nurdan ve Ebru hanımlarla birlikte Aslan, Erdal, Kubilay, Uğur ve Süleyman Bey’ler ile kıymetli saz sanatçıları arkadaşlarımızdan şarkılı, türkülü güzel bir Türk müziği konseri dinlediğimizi söyleyebiliriz…
*CELAL GÜZELSES
“Diyarbakır peşrevi” ile başlayan konserde Celal Güzelses’in derlemesi olan “Ağlama yâr ağlama” ile “Odasına vardım fincan elinde” adlı türküsü peş peşe okundu… Tabii ki Celal Güzelses deyince de “Hele yâr zalim yâr”, “Karanfil eken bilir malamın” “Nare esvap yıkıyor”, “Mardin kapı şen olur” gibi türküleri de anımsanır anımsanmasına da ondan önce de anımsanan bir olay varsa eğer o da Atatürk’ün Diyarbakır’da keşfettiği, soyadını koyduğu, sofrasında ağırladığı bir sanatçı olduğudur Celal Güzelses’in.
“Ay dilbere”, “El gajiye”,“Nalın dilber” adlı eserleri seslendiren koromuz sanatçılarının ardından, Dünya sanat gününde bereketli topraklara eli boş gelmeyen Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun Adana türkülerini söylediğidir…
Büyük ozan, sanatçı Âşık Ferrahi’nin “Ah neyleyim gönül senin elinden” adlı türküyle yine önemli bir beste ustamız, Adana Radyosu’nun ilk şefi, kaynak kişi, Selahattin Sarıkaya’nın “Adana köprübaşı” adlı derlemesiyle kendimize geliyoruz. Ardınan, koro “Muratgilin damından atlayamadım” türküsünü seslendiriyor.
Yöremiz kaynaklı “Gide gide bir söğüde dayandım”, “Şu kışlanın kapısına” ve “Bahçe Duvarını aştım” gibi türkü klasiklerini dinlediğimiz konuk Diyarbakır T.Müziği Devlet Klasik Türk Müziği Koromuz belli ki, bu sanat gününde, Portakal Çiçeği Festivali’ne eli boş gelmemiş diye de düşünüyoruz… Dünya Sanat Günü’nde Diyarbakır’ın Adana’ya bir armağanı gibi algıladığımız, sevgili sanatçı dostumla ortak eserimiz olarak TRT repertuvarına da kabul edilen Hüseyni makamındaki aksak-curcuna değişmeli usullü Adana şarkımız olan“Güzel Adana”yı Ali Bey’in eşi ses sanatçısı Serap Sütşurup hanımın sesinden güzel bir yorumla dinliyoruz…
Gerçekten; doğasıyla, değerleriyle, bereketli topraklarıyla eşin var mı senin güzel Adana”/m…
GÜZEL ADANA (*)
Baharın bir başka, yazın bir başka.
Yeryüzünde bir cennetsin Adana.
Doyamaz orada sevenler aşka.
Eşin var mı senin güzel Adana?
Beyaz altınların her yeri kaplar.
Kırmızı toprağa dizilir aklar.
Genç kızlar sevinçle, neşeyle toplar.
Eşin var mı senin güzel Adana?
Cumali Karataş
*(Ali Atilla Sütşurup/Hüseyni/Aksak-Curcuna değişmeli/ TRT TSM Repertuvarı:20056)
*AZİZ ŞENSES
Sırası gelmişken burada rahmetli Aziz Şenses’e bir paragraf açmak istiyorum…
Koromuz, “Yenice Yolları”nı seslendirirken, halk müziğine, türkülere oldukça emek veren Aziz Şenses’i de anmadan geçemeyeceğim…
1914 yılında Adana’da doğan, Adana Halk Evi ve Musiki Yurdunda müzik eğitimi alan Aziz Şenses, yöremiz türkülerini derleyip, ünlendirmenin yanı sıra plaklar da yaptı. TRT Ankara ve İstanbul Radyolarında ses sanatçısı olarak uzun yıllar görev yaptığı dönemde yöresinin eserlerini derleyip, TRT repertuvarına alınmasını sağlamanın yanı sıra programlarında tanıttı. 1984 yılında TRT’den emekli olan Aziz Şenses 28 Mayıs 1991 tarihinde Yalova’da vefat etti.
Türk müziği ve memleketi Adana onu unutmuyor.
1950-51’li yıllarda Ankara Radyosu’nda Mustafa Sağyaşar Türk müziğini tanıtırken, Aziz Şenses de halk müziğini uzun yıllar tanıttı. Adana ve Çukurova türkülerini de derleme, tanıtma konusunda oldukça emek veren Aziz Şenses’in “Yenice yolları bükülür gider.” Adlı Türküsü Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği Korosu tarafından okunurken, bir Adana vefasını ayağa kaldırmanın zamanının çoktan gelip geçtiği konusu oldukça düşündürdü…
Aziz Senses’i (1914-1991) tam 33 yıl önce kaybetmişiz. Bu gün artık bir şeyler yapmanın zamanı…
Sevgili Mustafa Sağyaşar ağabeyimle zaman zaman baş başa verip dert yandığımız da olur… Büyük sanatçı rahmetli Aziz Şenses’in adı Adana’daki bir caddeye verilsin, adına konser düzenlenen anmalar yapılsın diye konuşur dururuz. Hatta “Yeni Adana” döneminde bu konuda 1-2 yayın da yapmıştık. Fakat hâlen gelişen bir şey olmadı ama umutluyuz…
Aziz Şenses’in başka eserleri de var: “İbrişim Örmüyorlar”
“Ala Geyik Gibi Boyun Sallarsın”
“Kara Bahtım Kem Talihim”
“Ne Karaymış Şu Alnımın Yazısı”
“Evlerinin Önü Handır” Evlerinin Önü Lale Bağıdır “Su Gelir Kütüğünden”
“Şu Dünyada Üç Nesneden Korkarım”
“Şu Dere Aka Aka”