DÜN DÜNDÜR BUGÜN BUGÜNDÜR BU İŞE NE DERSİN RAMOĞLU ERSİN!.
Hüseyin Sözlü, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı.. MHP ile AKP bugünkü gibi değil.. İki parti Genel Başkanı ya da sözcüleri veryansın ediyorlar birbirlerine.. Ersin Ramoğlu durur mu? Düşünüyor, düşünüyor, ne yazacağını bilemiyor.. Küçük bir dava var.. Onu yazmaya karar veriyor..
Tarih 25 Şubat 2016.. Günlerden Perşembe.. Ramoğlu Ersin, geçiyor bilgisayarın başına, döktürüyor.. Yazısında şöyle diyor Ramoğlu;
“Adana Büyükşehir Belediye
Başkanı MHP’li Hüseyin Sözlü‘yü ben böyle
tanımadım.
Bu uşağa ne oldu böyle?
Bir kere ağzı bu kadar bozuk değildi.
Adı yolsuzluğa bulaşmamıştı.
Ya da biz bilmiyorduk.
Gözü dönmüş olmalı!
İddialar yenilir yutulur gibi değil çünkü.
Adam döşenmemiş parkeleri yapılmış gibi gösterip 4 milyonu cebellezi
etmiş.
Seçim harcamalarında bunu kullanmış.
Seçimi kazanmış…
Şimdi Adana’ya hizmet yapacağı yerde sosyal medya üzerinden ona
buna ve Cumhurbaşkanına hakaret ve küfürler yağdırıyor.
Hakkında dolaşan ‘rüşvet’ dedikoduları
arş-ı alayı aşmış.
O takmıyor başka!
İşi gücü borçlanmak ve küfretmek…
Sanki karşısındakinin ağzı mühürlüymüş gibi…
***
Ceyhan‘daki
parke yolsuzluğunun belirlendiği uzun bir bilirkişi raporu var.
Savcının keşfi de var.
Rapor doğru…
Sözlü, ihaleye fesat karıştırmaktan yargılanacak.
O hâlâ ‘Bana kimse bir şey yapamaz’ havalarında…
Hâlâ Cumhurbaşkanı Erdoğan‘a hakaret ediyor.
Kurnaz, tutuklanırsa meseleyi
siyasete bağlayacak.
PKK‘cı Figen Yüksekdağ‘ın
akrabalarına bile ihale vermiş!
PKK’lı çakalları da unutmamış.
***
Sözlü ve adamları önceki gün Adana Adliye‘sindeydi.
Polise haber verilmedi!
Özel muamele gördü.
Geldi, ifade verdi ve gitti.
Başka biri olsa sabahın köründe yaka paça evinden alınırdı.
Hem evi hem işyeri KOM tarafından didik didik aranır, kameralar önünde elleri
kelepçeli adliyeye çıkarılırdı.
Aytaç Durak‘a yapılan gibi.
Sözlü sessizce geldi, Sessizce gitti.
Hakkında yurt dışı yasağı konduğunu bile kendisi haber verdi.
Polise haber verilmedi.
Niye?
Tesadüfe bak.
Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek Umre’de, Cumhuriyet
Başsavcısı Ali Yeldan da Adana
dışındayken ifadeye çağrıldı.
Sizce de tuhaf değil mi…
Gerçi savcı istediği gibi ifadesini alır.
Yetkisi var çünkü…
Ama hakkında ihaleye fesat karıştırmak gibi ciddi bir suçlama olan biri çay
içmeye davet edilir gibi ifadeye çağrılırsa ister istemez kafalarda soru
işareti oluşur.
***
Sözlü ifadeye gidişiyle
ilgili Twitter‘da, “Ceyhan Belediye
Başkanlığım dönemimle alakalı bir soruşturma için savcılığın daveti üzerine
Adana Adliyesi’nde ifade verdim.
Dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle detaylı bilgi veremiyorum.
Gazetelerde sayfa sayfa ifşa edilen belgelerin gizlilik gerekçesiyle
avukatlarıma verilmemesi manidardır. Savcılığın talebi üzerine yurt dışına çıkışım yasaklandı.
Dönemin ruhuna bakınca buna da şükür” diyor.
Uyanık milleti cambaza baktırıyor.
Konu belli.
Polis marifetiyle ifadeye gitmediğine dua etsin.
Olaya siyasi bir kulp bulmak için şimdiden ‘Dönemin ruhu’ tezgahı
yapıyor.
Biz de yedik tabii.
Hüseyin Sözlü, Hüseyin Gücüm ve Mehmet Boran‘a yurt dışı yasağı konması, iddiaların ne
denli ciddi olduğunun kanıtı.”
…. …. ….
Biz o dönemde Hüseyin Sözlü’ye kumpas kurulduğunu, bir gazete sahibiyle, bir Yargıtay üyesinin yazışma belgelerini yayımlamıştık.. O gün de bugün de biz 50 yıldır tarafsız haberciliğimizi sürdürüyoruz.. Dün Hüseyin Sözlü aleyhinde, bugün lehinde yazanların ve bugün de Zeydan Karalar aleyhinde yazıyor olmaları inandırıcı olabilir mi ?
Genç bir özel kalem müdürünün, Belediye Başkanıyla Antalya’da sandal sefası yaptığını , bunu fotoğraflarıyla belgeleyeceğini söyleyen ve bugüne kadar belgelemeyen, belgelemediği için de özür dileme gereği bile duymayan bir insandan gazeteci olur mu? Hele hele yorumları inandırıcı olur mu ?
… …. ….
ÖZÜR; Muhatap almayıp bundan sonra Ramoğlu Ersin hakkında yazmayacağımızı belirtmiştik… Ama durmuyor, susmuyor… Özür de dilemiyor.. Ben “Ersin’i Yazmayacağım” sözümü yerine getiremediğim için siz saygıdeğer okurlardan özür diliyorum.