DÜNYA BAŞTAN BAŞA SAVAŞ ALTINDA, PAŞA TAKİPTEYDİ

İKİNCİ BÖLÜM

Dünyayı, neredeyse, bir baştan ötekine ateşler içine alan savaş her an üstümüze sıçrayabilirdi. Ağzımdan yel alsın, gelecek bir kıvılcım, Birinci Dünya Savaşında çektiğimizden çok daha büyük felâkete yol açabilirdi. Çünkü biz, sağlam ve akıllı diplomasi ile o güne dek tarafsızlığımızı korumuştuk. Her iki kamp da, Türkiye’yi kendi saflarında görmek istiyordu. Bir anda iki tarafın da ateşi üstümüze yağabilirdi. Savaş sınırlarımıza çoktan dayanmıştı. Ankara, adeta uymuyor, olup bitenleri saniye saniye takip ediyordu. Paşa, her an patlayabilecek tehlikeye karşı sadece askeri değil, ekonomik önlemlere de önem vermişti. Silolar, ambarlar ağzına kadar tahıl doldurulmuş, tüketim kontrol altına alınmıştı. Ekmek karneye bağlanmıştı. Savaş halinde, hiç olmazsa askerin ve halkın ekmek derdi hafif atlatılabilecekti.

SAVAŞAN DEVLETLER

İki İTTİFAK söz konusuydu. Bir taraf Müttefikler, karşı taraf ise Mihver (Eksen) Devletler olarak bilinmekteydi. Müttefikler, İngiltere, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği, Polonya, Avusturalya, Yeni Zelanda, Danimarka, Norveç, Güney Afrika, Yunanistan ve Hollanda’nın ittifakıyla oluşmuştu. Mihver (Eksen) Devletleri ise şu ülkeler oluşturmaktaydı: Almanya, İtalya, Macaristan, Japonya, Romanya, Bulgaristan, Slovakya, Finlandiya, Karadağ, Sırbistan, Tayland, Irak,  Hırvatistan.

Bize büyük baskılar, başta İngiltere ve Sovyetler Birliği olmak üzere, Müttefiklerden geliyordu…

İSMET PAŞA’NIN NOTLARINDAN:

26 İkinci Kânun (Ocak) 1943…

Mühimce (Önemlice) ve uzunca bir hastalığın nekâhetindeyim. Sokağa yeni çıkmaya başladım. Bugün de çıkacağım esnada Başvekilin beni görmek istediğini söylediler. Ehemmiyetli (önemli) bir mesele manasını aldım. Doğru Başvekâlete gittim. Saraçoğlu, İngiliz Sefirinin (Elçisinin) kendisine verdiği haberi anlattı ve bıraktığı yazıyı gösterdi. Mr. Churchill benimle, hiç olmazsa Başvekille, bir yerde buluşmak istiyor. Kıbrıs’ı teklif ediyor. Türkiye’yi, şimdi bol mikyasta imal ettikleri en modern silâhlarla teçhiz etmek (Donatmak) ve Türkiye’nin umumi ve tedafii (Savunması) emniyetine taalluk eden (İlkişkili) meseleleri görüşmek istiyor. Bu vesileden istifade ederek dostça umumi vaziyet üzerine de konuşacağımızı söylüyor. Kendi Genelkurmay başkanlarının Mareşal Çakmak ile buluşmasını teklif ediyor. Mühim bir nokta olarak ta , hem kendi tarafından hem Amerika Reisicumhurundan vazife alarak geldiğini bildiriyor. Mülâkatın SON DERECE GİZLİLİĞİNDE çok ısrar ediyor. Haber bundan ibarettir.

Bu sırada, Amerikan Sefiri de Saraçoğlu’ndan randevu istedi. Onun söyleyeceğini de dinlemesi için Başvekilden, bu kadar mühim bir görüşmeden çekinmek bizim için doğru olmayacağı hakkında birkaç kelime konuştuktan sonra ayrıldım ve Çankaya’ya döndüm.

Amerika Sefir’nin söyledikleri muhtasar. Yalnız Churchill’in mülakat talebini kabul etmemde ısrar manası var. Sefir, Roosevelt’in bu mesajını bana kendisi vermek için talimat aldığını da söylemiş ve benim kendisini kabul etmemi istemiş. Saraçoğlu ile beraber yemek yedik. Meseleyi etrafı ile tetkik ettikten sonra görüşülecek mevzuları tekrar ederek buluşmayı kabul ettiğimizi derhal cevap olarak bildirmek kararını verdik. Benim Memleketten dışarı çıkmam mümkün değil. Churchill Memleketin her hangi bir yerine gelirse memnun olacağım. Gelemezse, Başvekil Mareşalle beraber Kıbrıs’a gidecek. Bu mealde cevap vereceğiz.”

İsmet Paşa’nın anlatımından da anlaşılıyor ki, sıcak günler adamakıllı yaklaşmıştı. Görüşme önerilerinden kaçınmak çok tehlikeli olabilecekti.

Amerika’dan Başkan Roosvelt, İngiltere’den Başbakan Churchill Fas’ın Kazablanka kentinde 10 günlük toplantıyı düzenlemişlerdi. Sovyetler Birliği Prezidyum Başkanı Stalin de davetliydi fakat Almanya’nın açtığı yeni cephe nedeniyle delege gönderebildi. İngiltere’deki Hür Fransa temsilcileri de toplantıdaydı. Sonunda, Türkiye’nin Müttefikler safına fiilen girmesi kararı çıktı.

YARIN: KAZABLANKA’DAN ADANA’YA

 

KAZABLANKA

KAZABLANKA HATIRASI: Amerika Başkanı Roosvelt ve İngiltere’nin kudretli Başbakanı Churchill Fas’ın Kazablanka kentinde buluştular. Stalin, söz verdiği halde, Almanya’nın açtığı cephe üzerine delegasyonla katıldı. Ayrıca, İngiltere’deki Hür Fransız temsilcileri de Kazablanka’datdı. Hazırladıkları Master Planın uygulanması, Türkiye’nin kendi saflarına girmesi ile güç kazanabilecekti.

 

ROOSVELT

ROOSVELT UÇUYOR: Amerikan gazeteleri liderler zirvesini çok önemsemişti. Roosvelt’in kazablanka’ya gidişini Chikago Daily Tribune “Başkan Afrika’ya uçtu. Churchill ve Stalinle yol hariştası hazırlanacak. Stalin yok…” şeklinde vermişti.

 

İSMET İNÖNÜ

PAŞA’YA UYKU HARAM: Cumhurbaşkanı İsmet İnönü   hergün yüzbinlerce can alan büyük savaş’tan ülkeyi kurtarabilmek için gecesini gündüzüne katıyor, her haberi özenle ve kurmaylarla değerlendiriyordu. Müttefikler kendi saflarına katılması için davet mesajı gönderdiklerinde ağır bir hastalıktan yeni kurtulnuş, iyileşme dönemine girmişti.

 

YOL HARİTASI

YOL HARİTASI HABERİ: 21 Ocak günlü Kenosha Evening News Gazetesi de, 10 günlük konferans sürecinde, zaferi sağlayacak 10 günlük yol haritasının hazırlanacağını manşetten bildirirken, kesin Zafer’e kadar çarpışmaların devam edeceğini yazdı.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor