DURUMUMUZ ÇOK ANAKA

Memlekette böyle anakalarla hiç karşılaşmadım. Neye el atarsan bir anakası var. Anakaya gidiyorsunuz fasulya, domates almaya; aaa, fiyatlar anakayı aşmış. Adama soruyorsunuz:
- Nasılsın, işler nasıl?
- Anakaya benziyor, ne yaparız bilemiyorum…
ANAKA ÇOK ANAKAYDI
Tesâdüfen öğrenmediyseniz, anaka’nın ne anlama geldiğini bilemezsiniz. Asıl sıkıntılı tarafı, karşıdaki kırk kere anlatsa bile anlamını ancak aylar sonra öğrenebiliyor insan; hatta öğrenmek değil de, keşfetmek gerekiyor.
Özbekistan’daki ilk Türk Rus Ortak Şirketinin kuruluşunda görev almış ve Yönetim Kurulu Üyesi, sonra Yönetim Kurulu Başkanı olmuştum. Taşkent adeta ikinci evimdi. Özbekler bulundukları kentten bir diğerine gidebilmek için resmi izin almak zorundayken, pasaportumdaki ibare nedeniyle Özbekistan’ın her yanına izinsiz gidebiliyordum. Benden bekledikleri, pamuk tarımında yapılan hataları ve yapabildiğim kadarıyla çözüm yollarını göstermem. Böylece kışlak denilen köylere, kolhozlara serbestçe gidebiliyordum. Kentlerde sadece Rusça konuşulurken, kırsalda anadil Özbekçe henüz varlığını sürdürmekteydi. Bu da bana Özbekçe’yi çabucak öğrenme olanağı sağlamıştı. Nereye kadar? Anaka’ya kadar!..
ANAKA SİNİR YAPTI
Bazı sözcüklerden örnek veriyorum:
Cam: Şüşe
Pencere: Ayna
Ayna: Közgü
Sürücü: Haydalayan
Güzel: Zor
Zor: Çetin
Yemek: Avkat
Kırık: Singen
İmza: Kol
El: Kol
Çiçek: Gül
Gül: Itır gül
Halk: Fıkara
Sıvı, akışkan: Suyuk
… ve daha yüzlerce sözcüğü milyonlarca Özbekten iyi bellemiştim. Gel gelelim, Tanrı’nın belâsı Anaka’nın ne olduğunu kavrayamıyorum. Kime sorduysam, “Anaka, yani anaka, hiçbir şey değil” gibi cevap alıyorum. Aksi gibi çok kullanılıyor ya, sinir uçlarımda balonlar oluşturacak kadar gıcıklık yapıyor.
Piknik gezisindeydik. Adamlardan biri oğluna “Anakayı ver” diye seslendi. Dikkat kesildim. İşte şimdi öğrenecektim ne olduğunu. Çocuk ekmekleri verdi. Ekmek miydi acaba? Sordum, değilmiş. Ekmek ya Özbekçe nan, ya da Rusça Hlep, başka adı yok. Gün oldu Anaka defter oldu. Gün geldi saat oldu, elektrik oldu… “Alklınıza gelebilecek her şey” oldu” desem yeri var.
Sonunda keşfettim; Anaka, bizdeki “şey” yerine kullanılıyordu. Öyle olunca da, Özbek vatandaşların açıklaması bir türlü kafama yatmamıştı.
Halbuki, “Durumumuz çok şey” deselerdi belki daha önce anlardım. Çünkü gerçekten de durumları şeydi ve her gün daha da şey oluyordu.