Duy, Gör, Hisset

Nükte GÜNDOĞDU

İngilizce Öğretmeni, Profesyonel Koç/  Eğitim Koçu

Güneşin ışıldayarak göz kırpmasıyla gecenin karanlığı yerini yeni güne bırakır. Gecenin tüm gizemi geride kalır ve bu rutin kovalamacada bilinmezlikler her zamanki gibi aydınlığa kavuşur. Sapsarı, sımsıcak ışığını yayan Güneş sayesinde yeni güne adapte olur ve uyumlanırız. Ruhumuz, zihnimiz ve bedenimiz yenilenmiş ve hazırızdır artık günlük rutinimize ekleyeceğimiz yeniliklere.

Peki, olmadığında nasılız?

Bazen güneşin varlığını biliriz ama saklandığı yerden çıkmadıkça göremeyiz. İşte tam da o günlerde içimizde garip bir duydu durumu olur. Hüzünlenir ve durgunlaşırız.

Peki, ne yaşarız o günlerde? Ne oluyor olabilir içimizde?

Olan şey aslında hayatımızın genelinde hissettiğimiz “varlığını bilsek de görmek

isteyişimizdir.”

Hayatımızda da aynen bunu yaşamaz mıyız? Eşimiz tarafından sevildiğimizi biliriz, hissederiz; bununla birlikte kulaklarımızla duymak isterken gözlerimizle de görmek isteriz sevgisine dair eylemleri. Dostlarımızla her gün birlikteyizdir, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez ve hissediyoruzdur hayatlarındaki yerimizi ama yine de bazen farklı bir ilgi bekleriz sözlere dökülüp eylemlerle canlanan. Somutlaşmasını isteriz hayatımızın soyut verilerinin. Öğrencilik hayatımızda, öğretmenimizin ilgisini, sevgisini, şefkatini biliriz. Bazen bunun görülmesini, duyulmasını isteriz. Bahçede gezinirken bir çiçek görürüz. Bugüne kadar hiç görmediğimiz renk ahengine hayran kalırız. Ne mi olur sonra? Onu hissetmek ve koklamak isteyip kendimizi çimlerde buluruz.

En temel ve güçlü iletişim aracımız olan duyularımızın, hayatımızın ritminde tartışılamaz ölçüde etkin rol oynadığını bilmeliyiz. Bütünleşik halde kullanabildiğimiz duyularımız, hayatımızın içsel ve dışsal iletişim uyumunu kat kat arttırırlar.

Sokrates’in “Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan önce kendisinden başlamalıdır.” sözünü hissederek ve duyularımızın hayatımızı şekillendirdiğinden emin olarak, şöyle bir içe dönüp sormalı kendine.

“Ben ne kadar varım sevdiklerimin hayatında?”

“Sadece varlığımla orada olup hissettiren miyim, yoksa duyularına tüm duyularımla seslenen mi?”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor