Ecz. Elekarışmaz, “Savaş en çok kadınları vuruyor”
HABER MERKEZİ)-Adana Eczacı Odası (ADEO) Saymanı Ecz. Ezgi Elekarışmaz, Kadın Eczacılar Çalışma Grubu adına yaptığı açıklamada “Kadına yönelik şiddetin her gün farklı biçimlerini yaşadığımız bir dönemde yoksulluğun, krizlerin ve savaşların en büyük etkilerini yine kadınlar yaşıyor.” diyerek savaşların en çok kadınları vurduğunu dile getirdi.
Adana Eczacı Odası Kadın Eczacılar Çalışma Grubu üyelerinin ve eczacıların katıldığı açıklamada; 8 Mart 2022’yi yoksulluğun, şiddetin ve savaşın gölgesinde karşıladıkları ifade eden ADEO Saymanı Ecz. Ezgi Elekarışmaz, “Kadına yönelik şiddetin her gün farklı biçimlerini yaşadığımız bir dönemde yoksulluğun, krizlerin ve savaşların en büyük etkilerini yine kadınlar yaşıyor. Artan yoksulluk ve kriz koşullarında evin idaresi yanında yaşlı, çocuk, hasta bakımı kadınların ikinci bir yükü olarak ortaya çıkıyor. Ekonomik krizlerde ilk işten çıkarılan veya güvencesiz çalışmaya zorlanan kadınlar oluyor. Eşit işe eşit ücret, güvenceli çalışma ve toplumsal cinsiyet eşitliği bugün de başlıca taleplerimiz arasında yer almaktadır.
Savaşlar en çok kadınları vuruyor. Savaşın sonucunda yerinden edilen kadınların ve çocukların mülteci olarak yaşadıkları sorunların yıllardır yakın tanığıyız.”
ŞUBAT AYINDA 23 KADIN CİNAYETİ GERÇEKLEŞTİ
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri her gün, her an yaşanmaya devam ettiğinin altını çizen Ecz. Elekarışmaz, “Kadınlar evde, sokakta, iş yerinde, otobüste, okulda her an şiddete uğrama tehlikesiyle mücadele etmek zorunda kalırken, kadını korumak bir yana failleri ödüllendiren cezalar hız kesmeden devam ediyor. Sadece geçtiğimiz Şubat ayında 23 kadın cinayeti, 21 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Aile içinde veya dışında psikolojik, fiziksel, cinsel, ekonomik şiddet yaygın durumda. Bir kadının yabancı bir erkek tarafından şiddete maruz kalma, öldürülme oranının tanıdığı bir erkek tarafında öldürülme oranından daha düşük olduğu bilgisi, şiddeti uygulayanların çoğunlukla yanı başımızda olduğunu gösteriyor. Şiddet tanıdıklarımız, en yakınlarımız tarafından uygulanıyor. Aile içi roller, toplumsal roller, töre, gelenek vb. bahanelerle bu şiddet biçimleri normalleştirilmeye çalışılıyor. Kadınların kendi yaşamları ve bedenleri üzerindeki karar hakları yok sayılıyor. Kadını koruyan, güçlendiren kazanılmış haklar ve yasalar ise bir şekilde ya uygulanmıyor ya da işlevsizleştiriliyor.”
“Tüm bu nedenlerle;
-Çalışma hayatında kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığın kaldırılması, cinsiyetçi iş bölümlerine son verilmesi ve eşit işe eşit ücret uygulamasının acilen hayata geçirilmesi,
-Güvencesiz çalışma koşullarının ağır yaptırımlarla ortadan kaldırılması,
-Kadın istihdamının önündeki engellerden biri olan çocuk, hasta, yaşlı bakım hizmetlerinin kadının “görevleri” konumundan çıkarılıp kamusal hizmetler kapsamına alınması, kadın istihdamının artırılmasına yönelik uygulamaların hayata geçirilmesi,
– Ücretsiz kreş ve bakımevlerinin sayısının arttırılması,
-Güvenli, parasız kürtaj olanaklarının sağlanması,
-Başta rahim ağzı kanseri aşısı olmak üzere kadın sağlığı ürünlerinin ücretsiz olması,
-Nafaka hakkının korunması,
-Çocuk evliliklerinin engellenmesi,
-Kadınlar ve LGBTİ+’ların uğradığı tüm şiddet biçimlerine karşı koruyucu ve önleyici tedbirlerin hayata geçirilmesi,
-Toplumsal cinsiyet eşitliğinin eğitim müfredatına eklenmesi
-İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın etkin ve acil olarak hayata geçirilmesi taleplerimizi bugün bir kez daha yineliyoruz. Şiddete, yoksulluğa ve savaşa karşı kadınları bir arada durmaya davet ediyoruz.” dedi.