EGE DENİZİ’NDE 4 GÜN SÜREN DEPREM FIRTINASI TÜRKİYE’Yİ TEDİRGİN EDİYOR

(HABER MERKEZİ)- Ege Denizi’nde son dört gündür süren deprem fırtınası, Türkiye ve Yunanistan’da büyük bir tedirginlik yaratmaya devam ediyor. Kandilli Rasathanesi’ne göre, bölgedeki son 72 saatte 500’ün üzerinde sarsıntı kaydedildi. En büyük deprem ise 5.1 büyüklüğünde gerçekleÅŸti. Uzmanlar, bu hareketliliÄŸin Türkiye’yi nasıl etkileyebileceÄŸine dair çarpıcı açıklamalarda bulunuyor.
Santorini Adası ve Tarihi Volkanik Aktiviteler
Santorini Adası, tarih boyunca deprem, volkanik patlama ve tsunamilerle anılmış bir bölge olarak dikkat çekiyor. M.Ö. 1600’lerdeki büyük volkanik patlama sonrası, adanın ÅŸekli deÄŸiÅŸerek hilal formunu almıştı. Bölge, 2012’de bir deprem fırtınası yaÅŸamış, ancak Åžubat ayının baÅŸlarında yeniden benzer bir hareketlilik gözlemlendi. 1956 yılında yaÅŸanan 7.4 büyüklüğündeki depremler, büyük bir tsunamiye neden olmuÅŸtu. Santorini ve çevresi, Ege Volkanik Arkı’nda yer alması nedeniyle volkanik aktiviteler açısından kritik bir noktada bulunuyor.
MuÄŸla’ya 180 km, İzmir’e 250 km uzaklıkta bulunan bu bölgede meydana gelen hareketlilik, Türkiye’nin batı kıyılarını da etkileyebilir. Uzmanlar, bu sismik hareketliliÄŸin Türkiye’yi nasıl etkileyebileceÄŸi konusunda uyarılarda bulundu.
Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner: Tsunami Riskine Dikkat Edilmeli
ODTÜ İnÅŸaat MühendisliÄŸi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, Ege’de yaÅŸanan depremlerin Helenik Yayı’nda bulunan aktif fay hareketleriyle baÄŸlantılı olduÄŸunu belirtti. “Santorini’de gözlemlenen sismik hareketlilik, bölgedeki aktif fayların ve volkanik yapının hala canlı olduÄŸunu gösteriyor. 1956’da Amorgos Depremi sonrası Fethiye’de 1 metreyi bulan tsunami dalgaları kaydedilmiÅŸti. Åžu an yaÅŸanan hareketlilik, benzer bir riskin olduÄŸunu ortaya koyuyor.” Yalçıner, Türkiye kıyılarında deprem süresi 25-30 saniyeyi aÅŸarsa tsunami riski karşısında yüksek noktalara çıkılması gerektiÄŸini vurguladı.
Doç. Dr. Bülent Doğan: Depremle Birlikte Uğultular Duyuluyor
Kocaeli Üniversitesi Åžehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi ve Yerbilimci Doç. Dr. Bülent DoÄŸan, Santorini çevresindeki sismik hareketlerle birlikte duyulan uÄŸultuların, yeraltı gaz çıkışları ya da deniz tabanı hareketleriyle iliÅŸkilendirilebileceÄŸini belirtti. “1999 Gölcük Depremi’nde de benzer sesler duyulmuÅŸtu. EÄŸer Santorini’de ÅŸu anda yer kabuÄŸunda ısı deÄŸiÅŸimi ya da gaz çıkışı varsa, bu durum volkanik bir hareketin iÅŸareti olabilir” dedi. DoÄŸan, bölgedeki hareketliliÄŸin Akdeniz ve Ege kıyılarında ciddi sonuçlar doÄŸurabileceÄŸine dikkat çekti.
Prof. Dr. Şerif Barış: Deprem Fırtınası Her Zaman Büyük Deprem Anlamına Gelmez
Kocaeli Üniversitesi Jeofizik MühendisliÄŸi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Åžerif Barış, deprem fırtınalarının her zaman büyük bir depremle sonuçlanmayabileceÄŸini belirtti. “Zaman zaman deprem fırtınaları birkaç gün, bazen aylarca sürebilir. Ancak her zaman büyük bir deprem üretmeleri ÅŸart deÄŸildir. 1995 Dinar Depremi’nde de önce 4-5 büyüklüğünde depremler yaÅŸanmış, insanlar dışarı çıkmış ama 3 gün sonra büyük deprem gerçekleÅŸmiÅŸti” ifadelerini kullandı. Barış, Türkiye kıyılarında tsunami riskine karşı acil durum planlarının güncellenmesi gerektiÄŸini de sözlerine ekledi.
Türkiye Depremlerine ve Tsunamilerine Hazır mı?
Türkiye, aktif fay hatları üzerinde yer alan bir ülke olarak, her an büyük bir deprem riskiyle karşı karşıya kalabilir. Uzmanlara göre, bireysel ve kurumsal afet planlarının artırılması büyük önem taşıyor.
-AFAD’ın Türkiye genelinde yürüttüğü “İl Risk Azaltma Planları” eksiksiz bir ÅŸekilde uygulanmalı.
-Deniz kıyısındaki şehirlerde tsunami tatbikatları ve erken uyarı sistemleri güçlendirilmeli.
-Şirketler ve kamu kurumları, afet senaryoları oluşturmalı.
Afet Bakanlığı Kurulması Gündemde
Prof. Dr. Şerif Barış’ın önerisiyle, Avrupa Birliği ülkeleri, Japonya ve ABD’de olduğu gibi Türkiye’de de Afet Bakanlığı kurulması gerektiği tekrar gündeme geldi.
Türkiye’nin Diri Fay Hatları ve Deprem Riski
Ege Denizi’ndeki hareketlilik, Türkiye’nin diri fay hatlarını yeniden gündeme getirdi. AFAD ve MTA tarafından yayımlanan güncel fay hattı haritasına göre, Türkiye’de 45 il ve 110 ilçe diri fay hatları üzerinde yer alıyor. Peki, hangi iller deprem riski taşıyor? İşte detaylar:
Diri Fay Hatları Üzerindeki Şehirler
AFAD ve MTA’nın yayımladığı haritaya göre, Türkiye’de doÄŸrudan diri fay hattı üzerinde yer alan iller ÅŸunlardır:
-Aksaray, Aydın, Balıkesir, Bolu, Burdur, Bursa, Bingöl, Denizli, Eskişehir, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Hatay, İzmir, Kahramanmaraş, Manisa, Muğla, Kocaeli, Konya, Osmaniye, Sakarya, Tokat
Fay Hattı Altında Mı Yaşıyorsunuz?
Son günlerde Ege Denizi’nde meydana gelen depremler vatandaÅŸları, evlerinin altından fay hattı geçip geçmediÄŸini öğrenmeye yönlendirdi. Bu bilgiyi öğrenmek için AFAD ve MTA‘nın sunduÄŸu interaktif haritalar kullanılabilir.
Türkiye’de Fay Hattı Bulunmayan Şehirler
Deprem açısından görece daha güvenli olan ve doğrudan fay hattı üzerinde bulunmayan iller şunlardır:
-Ankara, Antalya, Sinop, Zonguldak
Depreme Karşı Hazırlık
Deprem, Türkiye’nin en büyük doÄŸal afet risklerinden biri olmaya devam ediyor. Uzmanların önerdiÄŸi bazı tedbirler:
-Deprem çantası hazırlayın: İçinde su, gıda, ilk yardım malzemeleri ve önemli belgeler bulundurun.
-Bina dayanıklılığını kontrol ettirin: Eski yapılar mutlaka güçlendirilmelidir.
-Acil durum planı yapın: Aile bireylerinizle buluşma noktaları belirleyin.
-AFAD’ın uyarılarını takip edin: Güncel deprem bilgilerini resmi kaynaklardan alın.
Ege Denizi’ndeki son depremler, bölgedeki sismik aktiviteyi bir kez daha gözler önüne serdi ve Türkiye’nin deprem hazırlığına dair önemli bir uyarı niteliÄŸi taşıyor.