“EĞİTİM ÇÖKTÜ! NESİL KAYIP, GENÇLER KAÇIYOR”

DESAM Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Avcı, yaptığı basın açıklamasında, “Eğitim sistemi çökmüş durumda! PISA sonuçlarında dipteyiz, okullarımız hapishane ve şiddet yuvası olmuş, eğitimde fırsat eşitsizliği fırlamış, eğitimde kalite deseniz yerlerde sürünüyor. Sabah kuşağı programları, diziler, reklamlar halkı uyutmak, aptallaştırmak ve karakterini bozmak için; aile yapısını, ahlakı, değerleri erozyona uğratıyor. Sosyal medya, oyunlar, sanal kumar, erotik tuzak siteler, dijital tuzaklar gençlerimizi uyuşturuyor, manipüle ediyor. Kocaman bir nesil umutsuz, kafası karışık, göç hayaliyle yaşıyor. Araştırmalar gösteriyor ki, gençlerin yarısından fazlası “ilk fırsatta yurt dışına gitmek” istiyor. Gençlerin yarısından fazlasının “yurt dışına gitmek” istemesi bir tercih değil, kendilerine sunulan geleceğe duydukları derin güvensizliğin çığlığıdır.
(HABER MERKEZİ)-Demokrasi ve Eğitim Etütleri Stratejik Araştırma Merkezi) Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Avcı, yaptığı basın açıklamasında, “2025 ‘Yılın Pinokyo Ödülü’nü milletvekillerine ve parti yöneticilerine veriyoruz!” dedi.
Gürkan Avcı basın açıklamasında daha sonra şunları söyledi;
DESAM adına, bugün burada milyonlarca vatandaşımızın yüreğindeki feryadı haykırmak, sessiz çoğunluğun sesi olmak üzere karşınızdayım. Artık yeter! Bu ülke, bu güzel vatan, bu yorgun aziz millet daha fazla yalana, talana, istismara tahammül edemez!
ARTIK YETER! MİLLETİN FERYADI YÜKSELİYOR!
DESAM olarak, 2025 yılı itibarıyla başlattığımız ve her yıl geleneksel olarak sürdürme kararı aldığımız “Yılın Pinokyo Ödülü “nü oy birliğiyle ilan ediyoruz. Bu ödül, masallardaki o yalancı kukla gibi burunları her yalanla uzayanlara, halkımızın alın terini, umudunu, geleceğini çalanlara verilecek. Ve 2025 yılının tartışmasız, ödül kazananı –aslında en büyük kaybedeni– milletvekilleri ve parti yöneticileridir! İktidarıyla muhalefetiyle, sağıyla soluyla, hiçbir ayrım yapmadan hepsine birden bu ödülü layık gördük!
HEPSİ AYNI HARAMİ DÜZENİN PARÇASI! SİSTEMİK YALAN DÖNGÜSÜ!
Ödülün sahibi iktidar-muhalefet fark etmeksizin, tüm milletvekilleri ve parti yöneticileridir! Neden ayrım yapmıyoruz? Çünkü sorun sistemik; iktidar politikaları uygularken muhalefet eleştirmekle yetiniyor, ama ikisi de aynı döngünün, aynı harami düzenin bir parçası. İktidar vaatlerini tutmazken, muhalefet somut alternatifler üretmiyor; birlikte halkı oyalıyor, gerçek reformlardan kaçınıyorlar. Bu kararımız, duygusal bir tepki değil; uluslararası raporlar, anketler ve sosyo-ekonomik verilere dayalı, nesnel bir değerlendirmedir.
Gerçekler ortada, rakamlar yalan söylemez, halkın çarşıdaki pazardaki sofrasındaki acısı yalan söylemez! Enflasyon resmi rakamlarla bile %40’ı aşmışken, bağımsız ekonomistlere göre %100’lerin üzerinde seyrediyor. Vergiler fırlamış, motorine mazota ÖTV zam üstüne zam gelirken, memura, işçiye, emekliye verilen zamlar ancak komik bir şaka gibi kalıyor. Marketten fileyi dolduramayan annenin gözyaşı, çocuğuna harçlık veremeyen babanın çaresizliği, gençlerin “bu ülkede gelecek yok” diye haykırışı… Bunlar mı yalan?
EĞİTİM ÇÖKTÜ! NESİL KAYIP, GENÇLER KAÇIYOR!
Eğitim sistemi çökmüş durumda! PISA sonuçlarında dipteyiz, okullarımız hapishane ve şiddet yuvası olmuş, eğitimde fırsat eşitsizliği fırlamış, eğitimde kalite deseniz yerlerde sürünüyor. Sabah kuşağı programları, diziler, reklamlar halkı uyutmak, aptallaştırmak ve karakterini bozmak için; aile yapısını, ahlakı, değerleri erozyona uğratıyor. Sosyal medya, oyunlar, sanal kumar, erotik tuzak siteler, dijital tuzaklar gençlerimizi uyuşturuyor, manipüle ediyor. Kocaman bir nesil umutsuz, kafası karışık, göç hayaliyle yaşıyor. Araştırmalar gösteriyor ki, gençlerin yarısından fazlası “ilk fırsatta yurt dışına gitmek” istiyor. Gençlerin yarısından fazlasının “yurt dışına gitmek” istemesi bir tercih değil, kendilerine sunulan geleceğe duydukları derin güvensizliğin çığlığıdır.
Bu mu sizin başarı hikâyeniz ey siyasetçiler? Peki siz ne yapıyorsunuz? Koltuğunuz ve cebiniz dışında başka bir şey düşünmüyor, risk almıyor, milletin gerçek vekilliğini yapmıyorsunuz; şahsi menfaatçi, çıkarcı, hamasi politikalarla halkın sırtından geçiniyorsunuz! İhaleler yandaşlara, makamlar akrabalara, kaynaklar talana… Bugünkü siyaset sahnesi de tam bir modern kukla tiyatrosuna dönüşmüş durumda. Siyasetçiler, seçmenlerinin iradesini değil, parti içi dar çıkar gruplarının, yandaşlık ilişkilerinin ve kişisel çıkar ve kariyer kaygılarının peşinden koşuyor.
KUTSALLAR İSTİSMAR EDİLİYOR! AHLAKİ ÇÖKÜŞ ARTIYOR!
Kutsallar istismar ediliyor; vatan, bayrak, din, millet, Atatürk adına ajitasyon, dezenformasyon pompalıyor aradan geminizi yüzdürüyorsunuz. İktidar da muhalefet de aynı bataklıkta! Yolsuzluk iddiaları, hırsızlık skandalları, yalan dolu vaatler… Halkı düşünen yok! Yoksul halk çocuklarının elinden tutan, hakkını arayan yok! Ey siyasetçiler, Halkın size emanet ettiği vekillik görevini, cebinizi veya koltuğunuzu öncelleyerek değil, milletin geleceğine endeksleyerek yapın. Rakamlarla, gerçek politikalarla, şeffaflıkla, liyakatle ve en önemlisi, yemininize sadık kalarak çalışın.
Toplumsal güven sıfırın altında, dayanışma yok olmuş. Yerli sermaye dediğimiz sadece kâr peşinde, paraları yurtdışında; aydın sınıf dediğimiz kesim ideolojik körlükle kendi mahallesinin mağduriyetini görüyor yalnızca. Halk yetim, öksüz, kimsesiz bırakılmış! Halkı düşünen yok!
PINOKYO ÖDÜLÜ BİR İHTARDIR, TOKATTIR!
Ama işte tam burada dur diyoruz! Bu Pinokyo Ödülü bir uyarıdır, bir tokattır, bir isyandır! Ey milletvekilleri, ey parti yöneticileri! Burunlarınız o kadar uzadı ki artık birbirinize çarpıyorsunuz! Halkı daha fazla kandırmayın, daha fazla oyalamayın! Gerçek siyaset yapın, gerçek politikalar üretin, reformlar yapın, adaleti sağlayın, eşitliği sağlayın, ayrıcalıkları torpili adam kayırmayı bitirin, eğitimi ayağa kaldırın, ekonomiyi düzeltin, gençlere umut verin!
Sevgili gençler unutmayın: Bu topraklar nice zulme, nice yalana direnmiş, her seferinde küllerinden doğmuştur! Bir gün gelecek, bu yalan saltanatı bitecek. Temiz, dürüst, halk için çalışan bir siyaset gelecek. Çocuklarımız gururla “Bu vatan benim vatanım, bu devlet bana hizmet ediyor, benim hakkımı koruyor!” diyecek, bu topraklarda mutlu olacak. O gün çok yakın! Hiçbir güç bizi durduramaz! Biz DESAM olarak, sizin yanınızdayız. Gençlerimizin elinden tutacağız, halkımızın sesi olacağız. Birlikte başaracağız! Yaşasın muasır Türkiye mücadelemiz!
