EĞİTİM SEN’DEN EĞİTİMDE DERİNLEŞEN KRİZE TEPKİ

(HABER MERKEZİ)-Eğitim Sen Adana Şubesi, 2024-2025 eğitim öğretim yılının sonunda yaptığı açıklamada, deprem sonrası çözülmeyen yapısal sorunlar, ders sürelerindeki düşüş, kalabalık sınıflar ve hasarlı okul binaları nedeniyle bu yılın değil, adeta bir geleceğin kaybedildiğini belirtti.
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Cudi İmrek imzasıyla yapılan açıklamada, özellikle dezavantajlı mahallelerdeki öğrencilerin bu krizden daha fazla etkilendiğine vurgu yapıldı. İmrek, “Bu yıl da, deprem sonrası ortaya çıkan olumsuzlukların çözülmemesi nedeniyle binlerce öğrenci nitelikli eğitime ulaşamadan bir yılı daha geride bıraktı. Eğitim Sen olarak bu kayıpları kamuoyunun dikkatine sunmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz” dedi.
Cudi İmrek, basın açıklamasında daha sonra şunları söyledi;
“2024-2025 eğitim öğretim yılını, Adana’da ne yazık ki derinleşen yapısal sorunlar ve çözülmeyen krizlerle kapatıyoruz. Bu yıl da, deprem sonrası ortaya çıkan olumsuzlukların çözülmemesi nedeniyle binlerce öğrenci nitelikli eğitime ulaşamadan bir yılı daha geride bıraktı. Eğitim Sen Adana Şubesi olarak, yaşanan bu kayıpları ve sorunları kamuoyunun dikkatine sunmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz.
Kalabalık sınıflar, fiziki yetersizlikler ve hasarlı okullar:
Deprem sonrası onarılamayan ya da yeniden inşa süreci başlatılamayan çok sayıda okul, eğitimin güvenli bir ortamda yapılmasını engelledi. Bazı okullar hâlâ ağır hasarlı durumda bekletilirken, bir kısmının ihalesi bile yapılmamıştır. Bu ihmalkârlık, yalnızca bir yönetim zafiyeti değil, çocuklarımızın geleceğine karşı işlenen ciddi bir sorumsuzluktur. Ayrıca, öğrenci sayısının fazla olduğu bölgelerde sınıf mevcutları 45-50 kişiye ulaşmış, bu da hem öğretim kalitesini hem de öğrenci sağlığını ciddi biçimde tehdit etmiştir.
İkili eğitim ve 30 dakikalık ders süreleri:
Hasarlı okul binaları nedeniyle birçok okulda sabah-öğle şeklinde ikili öğretime geçilmiş, bu da ders sürelerinin 30 dakikaya indirilmesine neden olmuştur. Normal koşullarda haftada 40 saatlik ders alması gereken öğrenciler, her yıl bu sürenin yaklaşık %30’unu kaybetmiş, yıllık bazda ortalama 360 saate yakın ders kaybı yaşanmıştır. Bu kayıp yalnızca akademik başarıda değil; sosyal gelişim, dil becerileri, bilimsel düşünce ve toplumsal farkındalık gibi birçok alanda geri kalmış bir nesil yaratma riski taşımaktadır.
Bir yıl değil, bir gelecek kaybediliyor:
30 dakikalık dersler, plansız müfredat uygulamaları ve kalabalık sınıflar, özellikle yoksul mahallelerdeki çocukların dezavantajlarını daha da artırmıştır. Öğrenciler sadece eğitimde değil; beslenme, psikososyal destek, sosyal faaliyetlere erişim gibi temel haklardan da mahrum bırakılmıştır.
Yolsuzluk iddiaları ve süregelen belirsizlikler:
Bazı okulların yeniden inşasıyla ilgili ortaya atılan yolsuzluk iddiaları, eğitimde kamusal kaynakların ne kadar denetimsiz kullanıldığını göstermektedir. İhalelerin şeffaf yürütülmemesi, eğitim yatırımlarının bir rant alanına dönüştürülmesi, sürecin en ağır faturasını öğrencilere ve halka ödetmektedir.
Tarım işçilerinin çocukları okullara ulaşamıyor:
*Adana genelinde resmi kayıtlı yaklaşık 10 bin civarında okul çağında olan tarım işçisi çocuklar var. Ancak bu çocukların yaklaşık 600 tanesi okullara giderken geri kalan öğrenciler eğitimden mahrum kalmaktadır. Bu kapsamda acilen önlemler alınarak dezavantajlı öğrencilerin okula devamının sağlanması gerekmektedir.
* Öğrencilerin sayısı artarken, eğitim yatırımları azalmış; taşımalı eğitim uygulamalarında yaşanan keyfi kesintiler, özellikle kırsal bölgelerde çocukların eğitim hakkını ortadan kaldırmıştır.
* MEB’in yeni müfredatı laiklik, bilimsel düşünce ve pedagojik gelişim ilkelerini dışlayan ideolojik bir tasarım olarak karşımıza çıkmış, öğretmenlik mesleğinin niteliğini hedef alan Milli Eğitim Akademisi uygulaması mesleki özerkliğimize yönelik yeni bir müdahale alanı yaratmıştır.
* Eğitimdeki ticarileşme ve eğitim enflasyonu, özellikle dar gelirli aileler için eğitimi erişilemez hale getirmiştir. Öğrenciler açlığa mahkûm edilirken, kamusal beslenme hakkına dair tek bir adım dahi atılmamıştır.
* Proje okulları ve MESEM uygulamaları, pedagojik işleyişi tahrip ederken, çocuk işçiliğini ve ideolojik kadrolaşmayı yaygınlaştıran araçlar haline gelmiştir.
Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrımızdır:
Hasarlı okulların onarımı ve yeniden inşası derhal tamamlanmalıdır.
İkili öğretim uygulamasına son verilmeli, tüm öğrenciler tam gün eğitime geçirilmelidir.
Ders süreleri yeniden 40 dakikaya çıkarılmalı, öğrencilerin kayıpları için telafi programları planlanmalıdır.
Kalabalık sınıfların azaltılması için öğretmen atamaları ve fiziki kapasite artırımı sağlanmalıdır.
Tüm yolsuzluk iddiaları bağımsız ve kamuoyuna açık şekilde soruşturulmalıdır.
Eğitimde yaşanan bu kayıpların telafisi yalnızca sayılarla değil, kamusal bir sorumluluk anlayışıyla mümkündür.
Eğitim-Sen Adana Şubesi olarak, çocuklarımıza yakışan nitelikli, eşit, laik ve kamusal bir eğitim hakkını savunmaya devam edeceğiz.”