Eğitim sorunu çözülmeden, diğer sorunlar çözülemez!
2000’li yılların Türkiye’sine bir göz atın..
Dikkatinizi çeken en önemli tesbit;
Sorunları aşılamaz dağlar gibi büyümüş bir ülke görürsünüz..
Sorunlarına çözüm bekleyen kitleler vardır..
Çözümsüzlükle boğuşan vatandaşlar çıkar karşınıza, her yaşta, her meslek gurubunda..
Sorunları çözeceklerini iddia ederek yönetime gelen politikacılar görürsünüz, her seçim öncesinde..
Çözüm bulmak yerine kendilerinin yarattığı sorunları bir marifetmiş gibi anlatan iktidarlar görürsünüz; anlattıklarına kendileri bile inanmayan..
İnanan kalabalıkları görünce, kendi yalanlarını bile muhteşem bir gerçek olarak kabullenen yöneticiler görürsünüz.
xxx
Sorun çok, ama çözüm yolunda gerçekçi bir adım yoktur..
Çünkü, sorunun çözümündeki en temel gerçek kabullenilmemiştir.
Sorunun çözüm anahtarını belirlemek, çözüme ulaşacak kapıyı açmak yerine, bacadan girmeyi marifet sayan nesiller yetişmiştir..
Aslında, sorunları çözme yolundaki en geçerli ve en tutarlı anahtar bellidir.. Bunu herkes bilir, herkes kabullenir ama o gerçeği uygulama yolunda basiretsiz kalmayı tercih ederler..
xxx
İnsanlık tarihinden bu yana sorunların nasıl ve ne şekilde çözüleceği deneyimlerle, tarihsel gerçeklerle ortaya çıkmıştır..
İki kere iki; dört eder gibi bir kesin gerçektir..
Hangi ülkede yaşıyorsanız,
Hangi dili konuşuyorsanız,
Hangi dinle maneviyatınızı zenginleştiriyorsanız,
Hangi inanca, hangi dünya görüşüne sahip
oluyorsanız olun..
Sorunları,
ahcak ve ancak, iyi yetişmiş insanlar çözebilir.
xxx
Her alanda verim sağlamak, topluma yarar getirecek işleri, hamleleri yapabilmek için en önemli unsur, insan faktörünü iyi kullanabilmektir..
Başarının sırrı insanda gizlidir..
Başarı, insan ruhu ile, insan zekası ile eşit orantılı kaçınılmaz bir gerçektir..
Ancak sadece insan olmak yetmez..
İyi yetiştirilen, iyi yetiştirilen, iyi yönlendirilen insan her şeyi başarır..
Bunun için de en tutarlı, en geçerli, en gerçekçi yol ve yöntem bellidir.. İnsanlık tarihi, bunun en tutarlı kanıtı, belgesi ve ders alınacak en ciddi kaynaktır..
Başarılı insanlar, ancak geçmişten ders alan, geleceği görebilen bir eğitim sistemi ile yetiştirilebilir..
xxx
Topluma yön veren, insanlığa doğru yolu gösterecek öğretmeni ancak iyi bir eğitimle yetiştirirsiniz.
Mesleğini seven, insanı seven, insanlara sağlık aşılayan doktorları ancak iyi bir eğitim sistemi varsa yetiştirebilirsiniz.
Toplumda geçerlilik kazanmış mesleklerde hep böyledir..
Başarılı ve önemli işler başarabilecek kapasiteye sahip bir mühendisi, konusunda uzman olmuş bir hukuk adamını, bir hakimi, savcıyı, avukatı ancak iyi bir eğitim vererek topluma örnek bir meslek sahibi yapma şanına kavuşabilirsiniz..
xxx
Doğuştan özel yetenek sahibi sanatçıları, ressamları, heykeltraşları, yazarları, bestecileri, şarkıcıları ancak sistemli ve ciddi eğitimler vererek insanlığa kazandırabilirsiniz..
Her ne konuda olursa olsun, insan unsuru başlançta kuru bir ağaç gövdesi gibidir..
İyi eğitilir, iyi geliştirilir, iyi yetiştirilir ve iyi bir eğitim sürecinden geçirilirse, göz alıcı bir mobilya gibi zenginleşir, güzelleşir.
Gerekli olan eğitimi görmeyen, hak ettiği, olması gereken eğitimi görmeyen o ağaç gövdesi, odun olarak kalır..
Yakılıp kül olmaktan öteye bir işe yaramaz..
xxx
Tarihte, daha ilk çağlardan bugüne, gelişmiş toplumlar ile kendi kendilerini yok etmiş toplumları bir gözden geçirin..
Yaşadığınız çağda, nefes aldığınız kentte, mahallede yaşayan insanları teker teker bu bakış açısı ile bir kez daha değerlendirin..
İyi eğitimden geçen akranlarınızın, komşularınızın çocuklarının, arkadaşlarınızın, hemen yanı başınızda birlikte oyun oynadığınız arkadaşlarınızın o günkü, bu günkü durumlarını bir irdeleyin..
Kendini yetiştirmiş, geçerli ve tutarlı bir meslek sahibi olmuş kişilerin başarısının arkasında iyi bir eğitim olduğunu görürsünüz.
Başarısız olmuş, mecazi tabirle, “Bir baltaya bile sahip olamamış” kişilerin geri planında, “eğitimsizlik” gerçeği ile karşı karşıya kalırsınız..
xxx
Bilinen ve kabul edilen en önemli gerçek şudur:
Bir ülkede eğitim yozlaşırsa önce insan unsuru yozlaşır..
Topluma başarılı insan yetişmez, yetiştirilemez..
Gelişmesi beklenen mahalleler, gecekonduya dönüşür..
Büyümesi gereken kentler, kendi kaderi ilebaşbaşa kalır.. Çağdaş medeniyetler arasında yer bulması gereken ülkeler geri kalır..
Yöneten ülkeler arasından çıkarılır, yönetilen ülkecikler şekline dönüştürülür..
xxx
Bugün içinde yaşadığımız Türkiye’de ekonomik sorunlar yaşanıyorsa;
Sokaktaki simitçiden, tarlada üretim yapan çiftçiye..
Gecekonduda oturan dar gelirli halktan, büyük kentlerde plazalarda, lüks sitelerde yaşam süren gelir düzeyi yüksek herkese..
Toplumdaki her yaştan her kişiye kadar tüm kesimler ekonomi çarkının dişlileri altında eziliyorsa bunun kökeninde “eğitimdeki sıkıntılar” vardır..
Toplumda, sadece vasıfsız, eğitimsiz işsizlik değil, kalifiye, eğitimli işsiz sayısı artıyorsa.. Gençler üniversite eğitiminden sonra bile iş bulma sorunu ile boğuşuyorsa bunun kökeninde yeterli ve gerekli bir eğitim sisteminin olmayışı yatar..
xxx
Bu ülkenin insanları, en büyük kentlerinden, en gelişmiş bölgelerinden en gelişmemiş, unutulmuş diyarlarına kadar her yerde demokrasi sorunu yaşıyorsa;
Hukuka, adalete güven olgusu zayıflamışsa;
Birlikte yaşama kültürü zayıflamışsa.. İnsanların birbirinin nefes almasına bile tahammülleri kalmamışsa;
İnsanca anlaşma konusunda bir araya gelinemiyor, tartışılamıyor, konuşmak yerine acımasızca tartışma tercih ediliyorsa;
Fikrini söylemek, tercihlerini ortaya koymak, insanca konuşmak, insanca anlaşmak konusunda çekinceler yaşanıyorsa;
Bunun ön önemli nedeni, “Eğitimdeki gerçek yüzümüz, gerçek halimizdir”
xxx
Bilinmeli ve hiç akıldan çıkarılmamalıdır ki;
“İnsanların geleceğinin en öncelikli güvencesi eğitimdir”
Her başarılı ülke, eğitimde başarı sağladığı için başarı ivmesini yakalamıştır..
Başarısız toplumların, ülkelerin kabul ettikleri, arkasına bile sığınamayıp boyunlarını eğdikleri en bariz neden eğitimsizliktir..
Ancak, daha kötüsü, eğitimde başarılı veya başarısız olunduğunu kabul etmekle başlar..
Başarısızlığı, başarı diye göstermek, o topluma yapılmış en büyük ihanet olur..
Başarısızlığı kabul etmek ne kadar erdem ise, bunu başarıya dönüştürecek yeteneği oluşturmak da o kadar önemli bir erdem olmalıdır..
Bugün yaşadığımız toplumda, nefes aldığımız bu ülkede eğitimde nerede olduğumuzu, nerede başarı kazanıp, nerede sınıfta kaldığımızı söylemeye gerek yok..
xxx
Toplum bunun aynası zaten..
Dikkatli bakınca görüp kabulleniyorsak, sesimiz çıkmıyor ve kaderimize razı oluyorsak, başka sorunları da sinemize çekmeyi kabulleniyoruz demektir..
Ama öncelikle şunu kabullenmemiz gerekmez mi?
“Bir ülkede, öğitim sorunu çözülmeden, başka sorunlar çözülemez.. Eğitim, sorunların çözümünde en geçerli anahtar, en akılcı ve mantıklı yöntemdir”