EĞİTİM SORUNUMUZ

3 Kasım 2002 genel seçimleri ile iktidara gelen AKP hükümetleri ülkemizi tek başına yönettiler, yönetiyorlar. Ülke yönetiminde izledikleri politika Mustafa Kemal Atatürk ve onun arkadaşları ile birlikte kurdukları Cumhuriyet’den intikam almak üzerine dizayn edildi.

Cumhuriyet ve değerlerini tarumar etmenin en etkili yöntemi eğitim sistemi ile oynamaktı. 19 yıl içinde sırasıyla Erkan MUMCU-Hüseyin ÇELİK-Nimet BAŞ-Ömer DİNÇER-Nabi AVCI-İsmet Yılmaz-Ziya SELÇUK ve Mahmut ÖZER; tam sekiz bakan, sekizi de eğitimi içine ederek, 15 kez eğitim sistemini değiştirerek ‘Eğitimde Kaos Yarattılar’.

Bilimsel eğitim veren Fen Liseleri ve düz liseleri neredeyse hepsini kapatarak İmam-Hatip’leştirdiler. Bu yetmiyormuş gibi ortaokulları da İmam-Hatip okullarına dönüştürdüler.

Yapılan bu dönüşümlerin nedeni kendilerinin de dediği gibi ‘Dindar Bir Toplum’ yetiştirmekti. Dindar bir nesil yetiştirmelerinin nedeni ‘Biat Edecek Bir Nesil Yetiştirmekti.’

Araştırmayan, sorgulamayan ve verilenlerle yetinen, şükürcü ve itaat eden bir toplum yaratma sistemi kurmaya çalıştılar. Kendileri malı götürecek, toplumda bizi yönetenler sümme haşa, dini bütün-kul hakkı yemezler diyen bir toplum inşaa edecekler.

Buna hayır diyenlere de terörist veya teröristlerle işbirliği yapanlar diyerek işin içinden çıkacaklar.

Artık mızrak çuvala sığmaz hale geldi. Yaptıkları tahribat o kadar çok ki, kifayetsiz ve yeteneksiz kadrolar talanı her satıha yayınca saç dökülünce kel ortaya çıkıverdi.

Her alanda talan-yağmalanmada kenid aralarında iş rekabete ve düşmanlığa dönüşünce çuvalların ağzı açılıverid, lağım patladı. Pis kokuları yakılan ateş bile gideremiyor, şimid ormanda başlayan yangınlar yarın valiliklerde, milli emlakta, defterdarlıklarda, belediyelerde de olursa şaşırmayın.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Ümmed’den vatandaş-yurttaş yaratarak kurduğu Türkiye Cumuhriyeti’nin yaşaması ve devrimlerin yerleştirilmesi için ilk işi eğitime değer vermekti.

Ülkedeki okur-yazar oranı %3-4 iken; okuma-yazma seferberliği yaptı. Milli eğitimin başına Mustafa NECATİ-Reşit GALİP ve Hasan Ali YÜCEL gibi Cumhuriyet tarihine yön veren devrimci unsurlar bakanlık yaptı.

Hasan Ali Yücel, Milli Eğitim Bakanlığı döneminde, İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’la beraber Köy Enstitüleri’ni kurarak eğitimde yaparak-yaşayarak öğrenme sistemi ile yetiştirdiği-mezun ettiği öğretmenlerle gittikleri köye Cumuhriyet’in aydınlığını taşıdılar.

Köyün öğretmeni sağlıkçı-ziraatçı-veteriner-dülger-demirci ve en son da eğietimci kimliklerini en üst düzeyde uyguluyorlardı.

Vatan, millet, yurt ve bayrak sevgisini damarlarında akan kana işliyorlardı. AKP gibi bizden olanlar ve bizden olmayanlar diye toplumu karpuz gibi ikiye bölmüyorlardı.

‘Birimiz Hepimiz-Hepimiz Birimiz’ şiarını egemen kılıyorlardı.

Mustafa NECATİ-Reşit GALİP ve Hasan Ali YÜCEL’in koltuğuna oturtulanların yaptıklarına bakarsanız eğitimde yaşadıklarımızı görmemize yeterde artar bile.

Dünyadaki 137 ülke arasında şu an eğitimde 99.sıradayız!..

2002’de eğitimde 54.sıradaydık…

2012’de eğitimde 77.sıraya indik…

2021’de eğitimde 99.sıraya dayandık…

Bakalım Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yardımcısı Mahmut Özer bakan olarak yeni atandı. Bu gidişle çift maaşlı yeni bakan eğitimde dünya sıralamasında bizi 110’uncu sıralara taşırsa; biat eden bilgisiz-bilimden uzak toplum yaratmada başarılı olmuş olacaktır herhalde…

Nihayi hedef 2023’de Cumhuriyeti sonlandıracak, Cumhuriyet aydınlanmasını söndürecek karanlığa kucak açan bir toplum yaratarak Osmanlı özlemine kavuşmak değil mi!…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor