ELEKTRİK TE CUMHURİYET NİMETİ OLARAK 23 ŞUBAT 1930’DA GELDİ

ONUNCU BÖLÜM

Cumhuriyet ilan edildiğinde Adana’daki birkaç tesis kendi elektriğini üretebiliyordu. Sadece Suphi Paşa Çırçır-Prese Fabrikası gereksiniminden fazla üretim yapabiliyor ve bunu bir-iki kurum ile  resmi dairelere ulaştırabiliyordu. Yani, kent için ne santral vardı ne de dağıtım şebekesi. Hatta pek çok Adanalının elektrikten haberi de yoktu.

Cumhuriyet’le birlikte çağdaşlaşma yolunda hızla ilerleyen ülkede, Adana da üstüne düşeni yapıyordu. Bu bağlamda, elektrik üretip aynı zamanda tramvay da işletecek bir projeyi gündemine aldı. Çok geçmedi, Osman Vehbi Bey isimli müteşebbis belediyeden “Adana Şehri Tevziat-ı Elektrikiyye ve Tramvay” imtiyazını aldı. Osman Vehbi Bey ilk olarak eski sadrazamlardan Tevfik Paşa zade Ali Nuri Bey ile ortaklık kurmuş ve bir de yabancı ortak aramaya başlamıştı. Olmadı; Osman Vehbi Bey masrafları karşılığında imtiyazı belediyeye iade etti.

Arayışlar, temaslar devam etti ve nihayet projenin iskeleti kurularak Almanlarla ön anlaşma yapıldı. Bunun için kurum gerekliydi.15 Mayıs 1929 günlü Bakanlar Kurulu Kararına dayanarak Adana Elektrik Türk Anonim Şirketi kuruldu. Bir Milyon Liralık sermayesinin  yüzde 80’i AEG’ye, yüzde 10’u Milaslı Gad Franko’ya, yüzde 6’sı Danyel Burla Efendi’ye, yüzde 3’ü İl Genel Meclisi üyelerinden İsmail Hakkı Bey’e ve yüzde 1’i de AEG Türk AŞ Genel Müdürü Joffe tarafından taahhüt edilmişti.

Belediye ile Anlaşma 9 Nisan 1929 günü imzalanmıştı. Şartnameye göre, 14 ay sonra,30 Temmuz 1930’da kente elektrik verilecekti.  İşler, öngörülenden çok daha erken, 5 Mayıs 1929 günü, daha resmi işlemler tamamlanmadan işe başladı. Bir yandan Almanya’dan gelecek makine-ekipman siparişi verilirken, öte yandan zaten tasarımı önceden hazırlanmış bina inşaatı için Demirköprü yakınındaki 9400 metrekarelik alan seçildi. Temmuz içinde tesviye ve temel kazısı tamamlanmıştı. İnşaat, öngörülenden daha hızlı yürütüldü. Dağıtım şebekesi yapımı da hızla ilerledi. Öyle ki, kışa girilirken Ocak başında “cereyan” verilebileceği bile söylendi.

Alan, 550 metrelik rayla demiryoluna Temmuz 1929’da bağlanmış, böylece malzeme ve ekipman taşıması rahatlatılmıştı. Ana bina dışında 200 tonluk mazot deposu ile saatte 80 ton su basabilecek kuyu-pompa sistemi deönemli yapılardandı. Ana bina, 700 metrekareye otururken, 17 buçuk metre yükseklikteydi. Ana İnşaatı yapan Alman Vays und Franyak şirketi aynı zamanda İstanbul Kanalizasyonun da müteahhitliğini yapmıştı.

Elektrik Fabrikası, her biri 1575 beygirlik üç üretim grubuna göre düzenlenmişti Gruplar, artan gereksinim paralelinde birer birer davreye alınmak üzere düzenlendi. Yüksek kapasiteli dizel motor vapurla Mersin’e, oradan demiryolu ile fabrikaya getirildi.

İnşaat ortalarına doğru, kent içinde 10 trafo alanı saptanarak bunların da istimlak ve ekipmanı sağlandı. Kentte elektrik tesisatı kurulan ilk bina CHF (Sonradan CHP olan Cumhuriyet Halk Fırkası) oldu. Tesisat yapılırken, 130 kurum enerji alma üzere başvurmuştu bile. Ancak artan talep karşısında hem elektri malzemeleri hem de elektrik işçiliği maliyeti çok yükselmişti. Bu da, bir üre caydırıcı olduysa da yeni ustalar yetişti, yeni tacirler devreye girdi ve tesisat işleri yeniden hız kazandı.

KESİNTİ ASLA OLMAYACAK!

Hiçbir zaman kesinti olmaması için santral ile kent sistemi bağlantısı 12’şer santim çapında, 6 bin Voltluk iki ana kablo ile yapıldı. Böylece, beslemede arıza olduğu takdirde diğer kabl devreye girecek, kent elektrik kesintisi ile karşılaşmayacaktı.

Adanalılar bu  işler devam ederken yepyeni bir kavram geliştirdi; elektrik sadece ışık değil, aynı zamanda kendiliğinden döner kanatlı yelpaze demekti. Bunun vantilatör olarak isimlendirildiğini daha sonra öğrendiler. Yaz sıcağında bu sayede püfür püfür üfüren alet daha şimdiden popüler olmuştu.

Tüm uğraşılara karşın 1929 sonu veya 1930 Ocak ayında kente enerji verilemedi. Nihayet 23 Şubat 1930 günü sistem yüklendi. Adanalılar o akşam gece yarısına kadar sokak lambalarını ve elektrikle aydınlatılmış binaları büyük bir mutlulukla izledi. Hemen ardından da bağlantı isteyenler kayıt yaptırmak için kuyruğa girmek zorunda kaldılar. 1932 kayıtlarına göre satte üretilen 1 milyon 100 bin kilovat saat elektrik enerjisi 1883 aboneye dağıtılmaktaydı.

Ne var ki, çok geçmedi, öncelikle işletmeciler fiyattan şikayetçi oldu. Adana’da kilovat saati 12,8 kuruşken, aynı birim için Ankara’da 8,6, Bursa’da 9,7 kuruş fiyat uygulanıyordu.

İnşaat devam ederken şirket halka sermayeye katılma çağrısı yaptı. 1933 yılı sonunda sermayenin yarıdan fazlası vatandaşlarımıza aitti.

YARIN. ADANA’DA MUHTEŞEM ON YIL DEVAM EDİYOR

VALİDEN ELEKTRİK MÜJDESİ: 22 Ağusto 1929 Günlü TÜRK SÖZÜ gaztesinde yayınlanan açıklamaya göre, Elektrik Şirketi memlekete sene başında v”cereyan” vermek üzere azami gayreti sarf etmekteydi. Aslında başarıldı; 30 Haziran 1930 yerine 23 Şubat’ta enerji verildi.

DİKKAT!.. ÖLÜM TEHLİKESİ: 23 Şubat 1930 günlü Yeni Adana Gaztesi, birinci sayfadan ölüm tehlikesini duyuruyor. Duyuru, üretici şirket tarafından parası karşılığında gazetelerde yayınlanmıştı. Bundan önce ve sonraki günlerde de aynı uyarı tekrar tekrar yapıldı.

FABRİKA VE SORUMLULAR: Üst üste yenilik haberi alarak Cumhuriyet’le gururlanan Adanalılar Elektrik fabrikasıyla çok daha büyük sevinç yaşamıştı. Kuşkusuz tesisi planlayıp projeyi uygulayanlar ve işletme sorumluları da aynı duyguyu paylaşmıştı ki, fotoğraf böyle bir gruptaki mutluluğu sergiliyor.

TEKNİK EKİP İŞ BAŞINDA: Görünmeyen kahramanlar, yani gece-gündüz kente enerji verilebilmesi için bilgi ve becerileriyle birlikte gayretlerini ortaya  koyan teknisyenlerden bir ekibi de biz gösterelim istedik. Büyük olasılıkla hayata gözlerini yummuş vazifeşinas teknisyenlere rahmet okuyoruz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor