EMEĞİ İLE ANITLAŞAN TONGUÇ (2)

1940-1944 eğitim-öğretim yılında ilerde sayıları 21’i bulacak köy enstitülerinin ilk 14’ü kurulur. Bir yıl sonra 4274 sayılı Köy Okulları ve Enstitüler Teşkilat Kanunu çıkarılır.

1942 yılı sonunda Ankara Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü Kurs adı altında açılır.

1943 yılında ilkokul öğretmenleri Sağlık ve İçtimai Yardım Sandığı ile Yapı Sandığı ve Öğretmenlerin Özlük işlerini düzenleyen 4357 sayılı kanunun çıkmasını sağlar.

Üzerinden altı ay geçince Köy Enstitüleri’nde Köy Sağlık Memuru ve Köy Ebesi yetiştirmek üzere sağlık kollarının açılmasına önayak olur. Sağlık kollarından biri de Arifiye Köy Enstitüsü’ndedir.

1944’de ikinci oğlu Yalım’ın ölüm acısını yaşar.

Enstitüler hızla yapılanmaktadır. 1944 yılında Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı İnönü’nün başkanlığında toplanarak Tonguç’un raporuna dayalı İlköğretim Seferberliğini devlet politikası haline getirir.

Bir yandan da Bölge Okulları açılmaya başlar. 1945 yılında On Yıllık İlköğretim Planı açıklanır.

UNESCO, Köy Enstitüleri’ni az gelişmiş ülkelere örnek olarak önerir. Pek çok ülkeden uzmanlar incelemeye gelir. Bazı ülkeler için ülkemizden uzmanlar istenmeye başlanır.

25.09.1946 günü Tonguç, mevcut görevinden alınarak Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi olarak görevlendirilir.

1949 yılında Ankara Atatürk Lisesi Orta Bölümü Resim-Elişleri Öğretmenliği’ne atanan Tonguç, 1950’de Tevfik İleri tarafından bakanlık emrine alınır.

Aynı yıl, bir öğretmene hediye ettiği Fontamara adlı roman nedeniyle suçlanır ve dava sonucu aklanır. Bakanlığa dava açar ve kazanır.

Çeşitli yazılı-sözlü saldırılara uğrar.

Köy Enstitüleri’nde yapılan denetimlerde, gazetelerde ve kitaplarda yıllarca bu saldırılar sürer. Ölümünden sonra bile bu saldırılar durmayacaktır.

Dönemin savaş koşulları nedeniyle pek çok devlet dairesi şifreli olarak haberleşmektedir.

Bakanlıklar, Genel Müdürlükler, Güvenlik Birimleri hep şifreli telgraflarla haberleşirler. Tonguç’ta Köy Enstitüleri Müdürleri veya birimlerle bazı haberleşmelerinde bu şifreleri kullananlardandır.

Örneğin Hasan Ali Yücel ile de haberleştiği zamanlar olacaktır. Sonraki yıllarda, şifreli resmi haberleşmelerde saldırılar için araç olarak kullanılmıştır.

Bunlardan eldeki bir k açının incelenmesi, bu saldırıların ölçüsüzlüğünü anlamaya yetmektedir.

1953’de emekliliğini ister ve 1954 yılında emekli olur. 31 yıl 3 ay emek verdiği eğitim örgütünden ayrılır.

Bu tarihten sonra Hollanda-Almanya-İsviçre-Avusturya ve İtalya’da eğitimle ilgili araştırmalar yapar. İsviçre’de Pestalozzi Çocuklar Köyü’nü gezer.

1958 yılında Almanya’da tedavi görür. 11 Haziran 1960 günü Sabahattin Eyüpoğlu’yla 14 yıl sonra Hasanoğla’nı ziyaret eder.

27 Mayıs Devrimi sonrasında yeni Anayasa için eğitimle ilgili maddeler üzerinde çalışmaya başlar.

23.06.1960 günü yaşama veda eden Tonguç, İnönü, Dostları ve Öğrencileri tarafından Cebeci’de toprağa verilir.

Köy ve genel olarak kırsal kesimle ilgili değerlerin Köy Enstitüleri Yoluyla tanınması, değerlenip arşivlenmesi, yeniden üretilmesi ve kültür dünyasına kazandırılmasında büyük katkıları olan Tonguç, aynı zamanda İyi Bir Fotoğraf Sanatçısıdır.

Tonguç’un köy gezileri sırasında not aldığı birkaç atasözünü ve Süleyman Edip Balkır’ın notları arasında yer alan bir anısını, onun zengin dünyasından küçük bir örnek olarak sizlere aktarıyorum.

Dille ilgili, kendi el yazısı ile not ettiği bir kaç ata sözü;

Dilden gelen elden gelmez

Dilim, bana giydirir kilim

Dil küçük, cümrü büyük

Dil nerde, devlet orda

Doğruyu söyleyenin, tepesi delik olur.

Hakkında  sayısız kitap, haber ve makale yazılan İsmail Hakkı Tonguç’un eski harflerle yayımlanan yazılarının yanında, bir çok araştırma yazısı, kitapları ve makalesi bulunmaktadır.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor