Emekliler, adaletsizliğin kurbanı oldu!
(HABER MERKEZİ)-Emekliler Dayanışma Sendikası Adana Bölge Temsilciliği ve İnsan Hakları Adana Şubesi tarafından; 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü nedeniyle; “Yaşlılık Politikaları ve Emeklilikte Yaşlılıkta Sağlıklı Yaşam” konulu söyleşi düzenlenerek emeklilerin sorunları gündeme getirilerek, emeklilerin adaletsizliğin kurbanı olduğu belirtildi..
Salman-ı Pak Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşiye çok sayıda emekli , STK ve dernek temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Moderatörlüğünü EDS Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Tek’in yaptığı söyleşide Adana TTB Halk Sağlığı’ndan Dr.Nureddin Özdener, Adana İHD Yaşlı Hakları Komisyonu Üyesi Sosyal Hizmet Uzmanı Belgin Işık ve EDS Genel Başkanı Mahinur Şahbaz konuşmacı oldu. Dr.Özdener, “Emeklilikte yaşlılıkta sağlıklı yaşam” konusunda sunum yaptı.
Moderatör Yusuf Tek, söyleşinin açılışında yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
“Bugün emekliler, işçiler, kamu çalışanları, çiftçiler, üreticiler sistemli bir şekilde yoksullaştırılıyor. Açlığa yoksulluğa mahkum ediliyor. Yoksulluk dayanılmaz boyuta ulaştı. Toplumsal yaşamın içinde en mağdur edilen ve yoksullaştırılan kesimlerin başında emekli ve yaşlılar olarak bizler varız. Her gün dünden daha kötü geliyor bunu fark etmek, fark ettirmek zorundayız. Örgütlü bir güç olarak kazancımıza sahip çıkmaktan başka yolu yok” dedi.
“EMEKLİLERE EZİYET YILI”
Emekliler Dayanışma Sendikası Merkez Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan bildiride şu görüşler dile getirildi:
“1 Ekim “DÜNYA YAŞLILAR GÜNÜ” bizim için de coşkuyla kutlanacak bir gün olmalı!
Birleşmiş Milletler, yaşlıların sağlıklı ve refah içinde yaşamalarının sağlanmasına dikkat çekmiş ve 1999 yılında 1 Ekim’i Dünya Yaşlılar Günü olarak ilan etmiş.
Emekliler Dayanışma Sendikası olarak bizde bugünü “Yaşlılarla Dayanışma Günü” olarak kabul ettik. Emeklilik yaşlılığın güvencesi. Emeklilik statüsü, sosyal güvenlik sistemi, işleyişi ve yaşlılık politikaları bizim için önemli. Yaşlı sorunlarının ekonomik politik boyutu ve bunu fark etmekte çok anlamlı!
Ve bugün bakan vali kaymakam ve SGK bürokratlarının “emekliler yaşlılar için her şey yolunda” gibi kutlama mesajlarıyla geçiştirilemeyecek bir gün olduğunu. Resmi ağızlardan düşmeyen demokrasi hak hukuk, yaşlılara saygı sözcüklerinin gerçek yaşamda karşılığını göremediğimizi anlatmalıyız!
2024 “Emekliler Yılı” değil “Emeklilere Eziyet Yılı” oldu.
İktidarın 22 yıldır hukuku geriye doğru işleterek yaptığı Sosyal Güvenlik Reformu emekliliği esnek kuralsız güvencesiz hale getirdi. Yaşlılığın güvencesi olan kamu emekliliği hakkımızı yok etti.
Toplum olarak da gelir dağılımındaki adaletsizliğin, haksızlığın, hesap vermeyen hesap sormayan hukuksuzluğun mağduru olduk. Yaşlılara resmi ve toplumsal bakış açısının problemli olması bizi daha çok mağdur etti.
Ulusal ve uluslararası yasalar askıya alınarak örgütlenme hakkımız kısıtlandı. Ekonomik sosyal yaşamın dışına atılmaya, ayrımcılığa, ihmal edilmeye, yük sayılmaya karşı bağımsız örgütlü bir tavır geliştirmemiz de engelleniyor. Haklarımıza sahip çıkma çabamıza karşı bizlere orantısız güç kullanılıyor. Sürekli tehdit ediliyoruz. İktidar, “Emekliler ne derse desin biz ne istersek onu yaparız, başka bir şey yapılamaz.” diyor. İktidarın yarattığı bu sahte görüntü değişmek zorundadır. Daha fazla yoksulluk şiddeti altında yaşanamaz.
Bunlar görünür olan, bilinen tepki gösterdiğimiz ama çözüm üretilmeyen sorunlar. Aynı zamanda İktidarın ve bazı siyasi çevrelerin seçim yatırımı olarak gördüğü kullandığı, geçici çözüm bulma sözü verdiği, umut tacirliği yaptığı sorunlar.
Sistemli bir şekilde yoksullaştırılan bizlerin sorunu sadece aylıklara “yerli milli” enflasyon oranında altı ayda bir yapılan zamlar değildir. Ama bu algı hakim kılınmaya çalışılıyor. Açlık sınırının altındaki aylıklar kadar sağlık hizmetine ulaşamamak da yaşama hakkımızı tehdit ediyor. Gerçeklerin üzerinin örtülmesine neden olan bu yöntem, iktidarı ve rejimle sorunu olmayan siyasi çevreleri besliyor.
Bugün uygulamada olan bütün programlarda; sosyal güvenlikle ilgili değişiklikte yeni bir şey yok! Sistemin finansal yükü yine emeklinin çalışanın sırtında. Yine toplanacak primler cari açık kapatma ve sermaye biriktirme aracı olarak kullanılacak. Yaşlılıkta güvence olan kamu emekliliği bitiriliyor. Yaşlılık hastalık olarak görülüyor, neredeyse her yaşlı insan geriatrik vaka olarak kabul ediliyor. Yaşlılık bilimi olan gerontolojinin adı bile geçmiyor. Sağlık ve bakım hizmetleri öncelikli olarak ekonomik sosyal statüsü yüksek yaşlılar için düzenleniyor.
Bir şey nasıl bozulduysa öyle düzeltilir. Sosyal Güvenlik Sistemi, şirketlerin çıkarını değil çalışan ve emeklilerin haklarını koruyan toplumun ihtiyaçlarına yanıt veren, yaşlılıkta ekonomik güvence, sağlık hizmeti sağlayacak biçimde yeniden düzenlenmelidir.
Yerel idareler, belediyeler barınma, mekânsal, kentsel sorunlar, sağlık ve bakım hizmetine kadar emeklilerin yaşlıların sorunları çözecek programlar uygulamalıdır. Yaşlı hastaneleri yapılmalı. Yaşlılara aileleri baksın diyen devlet politikasından vazgeçilmeli. Yaşlı nüfusun sorunları sürekli değiştirilen genelge ve yönetmeliklerle çözülemez, yaşlılarla ilgili yasa yapılmalı. Yaşlılara hizmet ayrı olarak, yaşlanma ve yaşlılık bilimi gerontolojinin esasları temel alınarak gerontolog, sosyal hizmet uzmanlarının çalıştığı birimlerde verilmelidir.
Yaşlılığın güvencesi olan kamu emekliliği hakkımızdan vazgeçmiyoruz! Yaşlılarımız geçmişle gelecek arasındaki köprümüzdür, köprülerimizi yıkmayalım!
Ben değil biz diyen bireysel değil toplumsal düşünen, bugüne kadar üretilen tüm değer ve hizmetlerde biriken sermayede emeği olan dünün çalışanı bugünün emeklisi yaşlısı olarak toplumumuzun bugünü ve geleceği için önemli gördüğümüz sosyal güvenlik sisteminin yeniden düzenlenmesi istiyoruz. Taleplerimizin takipçisiyiz.
Herkese sağlıklı yaşama ve yaşlanmalar diliyoruz.