EMEKLİLERİ 2026 YILINDA YİNE AÇLIK BEKLİYOR

Milyonların gözü Ocak 2026’ya çevrildi. Ancak ekonomistlere göre iktidar enflasyon oranında zam yaparsa açlık kapıda. Açıklanan enflasyon ile halkın enflasyonunun aynı olmadığı eleştirileri ise sürüyor. Uzun süredir ekonomik krizin yükünü taşıyan milyonlar yüksek borçlanma ve enflasyon baskısı altında. Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 39,5’e çekmesi kredi maliyetlerini düşürmeye yetmezken, 2026’da emekli ve çalışanlara öngörülen yüzde 20-25’lik zam oranlarının da alım gücündeki kaybı telafi etmesi beklenmiyor.

 

 

(HABER MERKEZİ)-Milyonların gözü Ocak 2026’ya çevrildi. Ancak ekonomistlere göre iktidar enflasyon oranında zam yaparsa açlık kapıda. Açıklanan enflasyon ile halkın enflasyonunun aynı olmadığı eleştirileri ise sürüyor.

Türkiye ekonomisinde kriz derinleşerek sürüyor. 2023’te ekonomi yönetimine getirilen Mehmet Şimşek de halkın içerisinde olduğu yoksulluğu değiştirmedi. Eriyen alım gücünü düzeltmeyen Şimşek, Hazine’yi vergilerle doldurunca halkın yükü ikiye katlandı.

Uzun süredir ekonomik krizin yükünü taşıyan milyonlar yüksek borçlanma ve enflasyon baskısı altında. Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 39,5’e çekmesi kredi maliyetlerini düşürmeye yetmezken, 2026’da emekli ve çalışanlara öngörülen yüzde 20-25’lik zam oranlarının da alım gücündeki kaybı telafi etmesi beklenmiyor.

MERKEZ BANKASI’NIN BEKLENTİLERİ

Merkez Bankası’nın üçüncü Enflasyon Raporu’na göre, 2025 yıl sonu enflasyonu yüzde 25-29 aralığında öngörülüyor. Piyasa katılımcıları anketinde ise beklenti yüzde 29,8 seviyesinde.

Bu tahminler doğrultusunda, ocak ayında yapılacak zam oranlarının da yüzde 20-25 bandında kalacağı tahmin ediliyor. Ancak ekonomistlere göre bu oran, hızla artan yaşam maliyetleri karşısında yetersiz kalacak.

KREDİ KULLANIMI VE BORÇLAR ARTIYOR

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verileri, vatandaşın nakit sıkışıklığını çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.

Kredili mevduat hesaplarının (KMH) toplam krediler içindeki payı yüzde 4,16’ya yükselirken, bu oran 2020’lerin başına kıyasla iki kat artışa denk geliyor.

Son bir yılda bireysel krediler yüzde 48, ihtiyaç kredileri yüzde 50, kredi kartı borçları ise yüzde 55 oranında büyüdü.

İCRA VE İFLAS DOSYALARIN MİLYONLARI BULDU

Yıl başında 32 TL seviyesinde olan dolar kuru ekim sonunda 42 TL’yi aşarak yaklaşık yüzde 31 değer kazandı.

Gram altın da aynı dönemde yüzde 30 yükseldi.

Dövizdeki artış, ithalat maliyetlerini yukarı çekerken, enerji ve üretim kalemlerinde enflasyon baskısını yeniden gündeme getirdi.

Yargı sistemine yansıyan ekonomik sıkışıklık da dikkat çekiyor. UYAP verilerine göre Türkiye’deki icra ve iflas dosyası sayısı 25 milyona dayandı; bankaların takibe aldığı borç tutarı ise 515 milyar lirayı aştı.

“ZAMLAR ENFLASYONA YETİŞEMEZ”

Ekonomist Özlem Derici Şengül, “Asgari ücrette yüzde 20-25 aralığında bir artış yapılması muhtemel, ancak yıl başında enflasyonun yüzde 30’un üzerinde seyretmesi bu zammı hızla eritecektir. Emekli maaşlarında da aynı risk söz konusu.” değerlendirmesinde bulundu.

“BORÇLA ÇEVRİLEN HAYAT”

Kamuoyu araştırmacısı Volkan Tebrizcik ise ekonomik tabloyu “borçla dönen hayat” olarak tanımlayarak, “Özellikle düşük gelirli gruplar, kredi kartı ve KMH limitleriyle ayakta kalmaya çalışıyor. Asgari ödeme döngüsüne sıkışan milyonlarca kişi var.” dedi.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor