ERMENİYİ KORKU SARDI

Ankara Anlaşması ile çok büyük bir şok yaşayan Ermeni Komitacılar

kelimenin tam anlamıyla panik içindeydiler. Fransız Karargahının her türlü protesto gösterilerine şiddetle karşı koyması karşısında adeta köşeye sıkıştıklarını hissediyorlardı. “Kemalistler yönetime gelir gelmez bizden intikam alacaklardır” diyerek birbirlerini kışkırtmaya ve akıllı-uslu Ermenileri de telaşlandırmaya başladılar. Zaten, komitacı olarak bilinen ve her türlü fenalığı zevkle yapmış olan azgınlar kaçmaya başlamışlardı bile. Onlar için, geçen her saat tehlikenin biraz daha yaklaşması demekti. 

Pozantı’da bulunan vilayet yetkilileri, komitacılar giderken, kökü bölgemizde olan ve adeta eski dost olarak kabul edilen Ermenilerin göç etmesini engellemek üzere harekete geçtiler. Bu harekete bağlı olayları, Sis (Kozan) Katoligosunun Paris’teki Milli Ermeni Delegasyonuna 29 Kasım 1921’de yazdığı mektuptan öğreniyoruz.

Mektup şöyle:

“Franklen Buyyon anlaşmasından sonra, Ermenilerde ğpanik başlaması üzerine işgal bölgesindeki bütün kentlerin temsilcileriyle yapılan toplantılarda bir karara varılamamıştır. Bunun da nedeni, Kemalistlerin gelişiyle yapılacak katliamdan korkulmasıdır. Ermenilerin nereye gideceklerini ve ne yapacaklarını düşünerek perişan olmamaları yönünde görüşmeler yaptık.”

TÜRKLER TOPLU

GÖÇ İSTEMİYOR

Mektup şöyle devam ediyor:

“Kemalistler toptan göç olacağını beklemedikleri gibi, istemiyorlardı da. Bu amaçla, Adana’daki ajanlarını devreye sokarak bizim din liderlerimizle görüşmek istediklerini bildirdiler. Kemalist ajanlar şunlardı: Süleyman Vahit, Gergerli Ali, Müçteba Ramazanoğlu ve Mustafa Efendiler. Bu ajanlar, Adana eşrafından Suphi Paşa ve Belediye Reisi Dıblanzade Mehmet Fuat imzalı bir mektup getirim din önderlerimize verdiler. İmza sahipleri, bizimle Kelebek veya Dikili’de bizimle görüşmek istediklerini yazarak bizi davet ediyorkardı. Mektuptan Fransız Karargahı da haberdar olmuştu ve bize bu daveti kabul etmemizi söylediler. Sonunda, temsilcilerimizin görüşme yerine gidebilmeleri için araç da verdiler. Hristiyan toplumdan Monsinyör Elize (Elysee), Monsinyor Keklikyan, Protestan Papaz Harutinonian görevlendirildi. Bunlar, Fransızların verdiği araçlarla ve Kemalist ajanlar tarafından15 Kasım günü Kelebek’e geldiler. Az sonra, Kemalist temsilciler de geldi.  Suphi Paşa, resmi sıfatı olmadığı için  Ankara adına konuşamayacağını fakat bir memleket çocuğu olarak hemşerilik duygusuyla konuşacağını belirterek özellikle Ermenilerin korkup kaçmalarını önlemek için  bir karar alınmasının gerektiğini arzu ettiğini söyledi. Suphi Paşa’dan sonra konuşan Belediye Reisi Dıblanzade Mehmet Fuat ve Doktor Eşref de aynı sözleri ifade ettiler. Güvence olarak da, Türk Kanunlarının Müslüman ve Hristiyan toplumlar arasında hiçbir farka yer vermediğini belirttiler.”

KİŞİ KARŞISINDAKİNİ

KENDİ GİBİ BİLİRMİŞ

Ermeni delegeler Türk sözcülerin samimiyetine inanmışlardı. Fakat, bir süre öncesine kadar azgın ırkdaşları tarafından yapılan işkenceleri unutmamışlardı. Kilisede boğazlanan erkekleri, göğsünden çengele asılıyken karnındaki bebeği süngüyle çıkarılan kadınları onlar da duymuştu. İleri gelen Kemalistlere rağmen halk içinde intikam duygusuyla hareket edeceklerin hiç de az olmayacağından emindiler.

ÇARŞAMBAYA: KAÇKAÇA NEDE OLANLAR KAÇIYOR

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor