(HABER MERKEZİ)-Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Adana Şube Eşbaşkanı Erol Eren yaptığı basın açıklamasında, otoriter rejimin, demokratik hakları ve özgürlükleri kısıtlayan uygulamalarla toplumsal sağlığa zarar verdiğini dile getirerek, “Toplum sağlık sadece hastalıksız olmak değil” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık tanımına atıfta bulunan Eren, sağlığın sadece hastalık ve sakatlık durumunun olmayışı değil, bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali olduğunu ifade etti. Sağlıklı bir toplum için temel belirleyiciler arasında yeterli ve dengeli beslenme, uygun konutlarda barınma, temiz su ve sağlıklı gıdaya erişim, çevresel yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve bireylerin kendilerini sosyal, kültürel ve eğitimsel açıdan geliştirebilecekleri iş olanaklarına sahip olması gerektiğini vurguladı.
Ancak mevcut siyasal atmosferin bu temel unsurları tehdit ettiğini belirten Eren, ekonomik kriz, döviz kurundaki dalgalanmalar ve hayat pahalılığının bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini ifade etti. “Bugün yaşanan operasyonlar sonrası artan döviz oranları, birkaç saat içinde bizleri ciddi oranda yoksullaştırmıştır. Döviz artışı demek, her şeye zam demek. İşsizlik, yolsuzluk ve geçim sıkıntısı, bireylerin ruh sağlığını doğrudan bozmaktadır” dedi.
“DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZİ KORUMAK ZORUNDAYIZ”
Eren, kutuplaştırıcı ve ötekileştirici siyasetin büyük toplumsal kesimleri izole ettiğini ve toplumsal barışa zarar verdiğini belirtti. Günlük yaşanan gözaltılar, tutuklamalar ve kayyum politikalarının sadece demokrasiye olan inancı zedelemekle kalmadığını, aynı zamanda bireysel özgürlükleri de tehdit ettiğini dile getirdi.
İstanbul’da gerçekleştirilen son operasyonlara da değinen Eren, İstanbul halkının iradesine yönelik saldırılara SES olarak sessiz kalmayacaklarını ve iradelerinin gasp edilmesine boyun eğmeyeceklerini söyledi. Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere gözaltına alınan 106’dan fazla kişinin derhal serbest bırakılmasını talep ettiklerini vurguladı.
Sağlık ve özgürlüğün tasarruf edilemeyecek haklar olduğunu belirten Eren, sendika olarak siyasal iyilik hallerini ve özgürlüklerini talep etmekten vazgeçmeyeceklerini belirtti. “Barış içinde yaşanacak demokratik bir ülkeyi inşa edene kadar mücadeleyi yükselteceğiz” diyerek, kararlılıklarını bir kez daha yineledi.
