ERSİN YOKTU ERSİN!

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, seçildiğinden buyana yaptığı hizmetleri, yapacağı hizmetleri, devraldığı belediyenin durumunu teker teker anlattı, gazetecilerin sorularını yanıtladı..

Zeydan Karalar hiç kimseyi suçlamadı, hiç kimsenin adından bahsetmedi, içinde bulunulan durumu anlattı, olumsuz durumlardan en kısa sürede kurtulabilmek için tüm kadrosuyla büyük çalışma azmiyle kolları sıvadıklarını söyledi..

..Ve Zeydan Karalar;

Hüseyin Sözl’nün ve A kadrosunun aleyhinde konuşmadı.. Bazı hizmetlerin normalin çok üstünde gerçekleşmesinin veya yarım kalmasının Adana Büyükşehir Belediyesi’ne büyük külfet getirdiğini söyledi. Bazı ilçelerde olağanüstü bir kadronun Adana Büyükşehir Belediyesi’ne alınmış olduğu konusunda bilgiler geldiğini, bunların incelendiğini söyledi.

Devlet Bahçeli Köprüsü’nün büyük maliyetlere mal edildiğini, bu nedenle incelemeye alındığını söyledi.

Gelmeden maaş alanlar olduğu konusunda bilgi ve ihbarların var olduğunu, ancak incelemeye alındıklarını, kurunun yanında yaşların da yanmamasına özen gösterdiğini söyledi.

Yüreğir bağlantılı köprünün maliyetinin ve güzergahının incelemeye alındığını söyledi.

Özal Bulvarı’nda yapılan ve yapılmakta olan üst geçitlerin yararlı olup olmayacağının araştırıldığını, gerekirse iptal edileceğini gerekçeleriyle söyledi, “Adana’nın en büyük sorunu ulaşımdır. Özal Bulvarı için raylı sistemi getirmek istiyoruz. Orada belki kaldırımın daraltılmasına ihtiyaç olacak. Üst geçitleri kaldırmak gerekebilecek” diye konuştu..

Salon tıklım tıklımdı.. Belediyenin üst düzey yöneticilerinin tamamı, gazetecilerin temsilcileri, muhabirleri, televizyonların sorumluları, muhabirleri Zeydan Karalar’ı izlemek için gelmişlerdi.. Gelenler arasında Ankara ve İstanbul gibi kentlerin tanınmış gazetecileri de vardı..

Gözlerimiz bir kişiyi aradı, aradı bulamadı.. ERSİN YOKTU, ERSİN!

Hani yazdığı zaman mangalda kül bırakmayan, hesap soran, sorduğu hesaplarla yargıç gibi davranan Esin Ramoğlu yoktu..

Oysa dünkü toplantı bulunmaz bir fırsattı.. Tüm kameraların önünde o çok bilmiş tavrıyla soru sorması ve cevap isteme fırsatı vardı.. Neden yoktu? Anladık yoktu, gazeteyi temsilen neden birini gönderip, “Şu şu soruları sor” demedi.. Yazdıklarıyla ilgili bir açıklama yapıp yapmayacağı yönünde sorular sorma fırsatı varken, neden kimse yoktu?

Oysa gazeteci, kamuoyu adına hesap sorandır, gizlenen değil.. Tuhafımıza gitti.. O yazıları yazan ben olsaydım, giderdim, herkesin gözünün önünde teker teker  sorar cevabını da isterdim.. Eğer kişisel kinim yoksa, verilecek cevaplardan korkum yoksa tabii..

Yine kaybettin Ersin.. Basın toplantısından sonra ev hanımları tarafından hazırlanmış, çok güzel, dolmalar, içli köfteler, sarmalar, kebaplar, sarımsaklı köfteler neler neler vardı.. Bak, bunlardan da mahrum oldun Ersin.. Keşke orada yaşayan insanların gösterdiği misafirperverliği de bir görseydin, “Belki insan severse böyle sevmeli” demek içinden gelmeyecekti ama, yaptıklarından, hakaretlerinden, bir genç ve kız ve babasının onuruyla oynamış olmanın utancını yaşayacak, belki de bir özür dileme fırsatı yakalayacaktın.. Onu bile beceremedin..

Ha unutmadan.. Fotoğraf diyordun ya.. Bir genç kızın Antalya’da deniz sahilinde bilmem kimle çekilmiş fotoğrafdan bahsediyordun ya.. Hani Ersin? Daha çıkaramadın!.. Elinde olmayan bir belgeye, inanarak haber yapan gazeteciyi hemen kapının önüne koyarlar.. İşte bak bu konuda çok şanslısın Ersin.. Ben yazsam, özür diler, istifamı basardım.. Ben işveren olsam, bir dakika tutmaz kovardım.

Ama karar verdim Ersin.. Bu sütunlarda bir daha seninle ilgili yazı yazmayacağım.. Çünkü seni ciddiye aldığım sanılacak.. Benden de özür dilemeni beklemeyeceğim artık.. Hani  beni kastederek demiştin ya “Vızıldayan Sinek”le ilgili yazacağım.. Israr ettim “Yaz” diye

YAZMAK İÇİN BİRŞEY BULAMADIN, YAZMADIN.. ÇÜNKÜ YAZAMAZSIN..

Büyük lokma yutacaksın, ama kendini aşan büyük laf etmeyeceksin..

Bana sorulacak her soruya cevabım olduğunu biliyorsun.. Ama benim hangi sorularım olacağını da tahmin ediyorsun! Noktayı koydum artık.. Zorunlu olmadıkça “Kafamda paslı bir çiviydi çekip attım” diyorum..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor