ESER DEMİRÇİN; “HALKIN İRADESİ ESASTIR!”

(HABER MERKEZİ)-Adana Emek ve Demokrasi Platformu tarafından organize edilen “Kayyum politikaları kabul edilemez! Halkın iradesi esastır! Demokrasiye evet, darbeye hayır!” başlıklı basın açıklaması ve yürüyüş gerçekleştirildi. İnönü Parkı’nda bir araya gelen Adana Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri adına KESK Dönem Sözcüsü Eser Demirçin gündeme ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklama sonrası kitle pankartlar eşliğinde Abidin Dino parkına yürüdüler. Abidin Dino parkında nöbet tutan CHP’lileri ziyaret eden kitleden kurum temsilcileri burada konuşma yaptılar.
DEM Parti Adana İl Eş Başkanı Helin Kaya, İHD Adana Şube Başkanı Av. Yasemin Dora Şeker ve CHP Yüreği İlçe Başkanı Av. Sabri Sarı yaptıkları konuşmalarda kayyum politikalarını sert bir dille eleştirdiler.
KESK Dönem Sözcüsü Eser Demirçin, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi;
Bugün burada, Adana Emek ve Demokrasi Platformu olarak, halkın iradesini gasp eden, demokratik değerlerimizi hedef alan, kayyum politikalarını reddeden gür sesimizle karşınızdayız! Karanlık bir otoriter rejimin gölgesinde değil, aydınlık bir geleceğin, barışın, özgürlüğün ve eşitliğin sesi olmak için buradayız!
Tarih tekerrür etmesin diye ayağa kalkıyoruz! Hatırlayın, 1980 askeri darbesinin hayatımıza soktuğu kayyum uygulamaları, 1988 yılında Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmişti. Bu, halkın iradesinin ve hukukun üstünlüğünün bir zaferiydi. Ancak ne yazık ki, bugün aynı zihniyet, daha sivil, daha sinsi ama bir o kadar da yıkıcı yöntemlerle demokrasimizi kuşatma altına almaya çalışıyor!
15 Temmuz sonrasında yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnamelerle başlayan bu antidemokratik süreç, DBP’nin kazandığı 3’ü Büyükşehir Belediyesi olmak üzere toplam 95 belediyeye kayyum atanmasıyla halkın seçmediği kişilerin göreve getirilmesiyle somutlaştı. Bu yalnızca bir başlangıçtı. 2019 yerel seçimlerinde de HDP’nin kazandığı 65 Belediye Başkanlığından 3’ü Büyükşehir, 5’i il olmak üzere tam 48 belediyeye kayyum atandı. Bu atamalar, sadece halkın iradesine vurulmuş bir ket değil, aynı zamanda o şehirlerin geleceğine, refahına vurulmuş bir darbedir! Kayyumlar, atandıkları yerellerde halka işsizlik, gelecek nesillere ise yüklüce borç bıraktılar. Halkın seçimle getirdiği temsilcilerin yerine, atamayla gelenlerin hüküm sürmesi kabul edilemez!
Demokrasiye vurulan bu darbeler sadece belirli bölgelerle sınırlı kalmadı! 2019 yerel seçimlerinde, tüm imkânsızlıklara ve baskılara rağmen Türkiye’nin en büyük metropolünde, İstanbul’da, seçimi 13 bin oy farkla kazanan Ekrem İmamoğlu’nun sadece kendisine atılan oyların geçersiz sayılmasıyla seçim tekrarına gidildi. Ama halkın iradesi ne kadar baskılanırsa o kadar güçlenir! 2019 Haziran’ında tekrar edilen seçimde, 13 bin olan fark, halkın çelikleşen iradesiyle 800 bine yükseldi! İstanbul halkı, daha önce hiç görmediği yurt, kreş, anne kart, sayısız metro hattı gibi hizmetlerin çok daha az parayla yapılabileceğini gördü. Halk, CHP’nin 2019’da 13 olan İstanbul İlçe Belediyesi sayısını, 2024 seçimlerinde Büyükşehir Belediyesi dışında 26’ya taşıyarak güçlü bir mesaj verdi.
Ancak iktidarın halkın iradesini yok sayma cüreti bitmek bilmiyor! Ekrem İmamoğlu’nun Büyükşehir Belediye Başkanlığının üzerinden 6 yıl, diplomasının üzerinden 35 yıl geçtikten sonra, diploması iptal edilmiş ve belediye başkanlığı elinden alınmıştır! Bu, sadece bir şahsa değil, halkın seçimine ve geleceğine yapılmış açık bir saldırıdır! Bununla da yetinmeyen iktidar, bizim Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar’ı, ilçe belediye başkanlarımız Oya Tekin ve Kadir Aydar’ı ve ülkenin birçok yerinde halkın oylarıyla seçilen CHP ve DEM Partili Büyükşehir, İl ve İlçe Belediyelerini kayyum kıskacına alarak halkın iradesini hiçe saymaktadır! Bu liste sadece isimlerden ibaret değil, her biri arkasındaki milyonlarca oyun, milyonlarca vatandaşın emeğinin ve umudunun temsilcisidir!
Bugün ise, bu kayyum darbesi yeni bir boyuta taşınmıştır! Üzerinden tam 2 yıl geçmiş, YSK kararları ile kesinleşmiş olan CHP İstanbul İl Başkanlığı seçimlerine asliye hukuk kararıyla kayyum atamaya çalışılıyor! Bu, delegelerin iradesini, parti içi demokrasiyi, siyasi partilerin özerkliğini açıkça yok saymaktır! En trajikomik olanı da, şu an CHP içerisinde hiçbir görevi olmayan, atıl durumdaki eski bürokratlardan medet umulur hale gelinmesidir. Bu hukuksuzluklar silsilesi, okulların açıldığı ilk gün İstanbul’un birçok önemli noktasında yolların barikatlarla kesilmesi, hukuksuz gözaltılar yapılmasıyla perçinlenerek demokrasimizin nasıl bir tehdit altında olduğunu gözler önüne sermiştir!
Değerli halkımız, bu saldırılar sadece CHP’ye değil, halkın ve seçilmişlerin haklarına doğrudan yapılan bir saldırı halini almıştır. Demokratik siyaseti işlevsiz hale getirme girişimleri, ülkeyi karanlık bir otoriter rejime mahkum etme çabasından başka bir şey değildir. Bu, halk iradesine karşı yapılmış, demokratik siyaseti susturma girişimidir!
Biz, Adana Emek ve Demokrasi Platformu olarak, halkın iradesini gasp edenlere karşı barış, demokrasi, özgürlük ve eşitlik mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz! Biat etmeyeceğiz, susmayacağız, sinmeyeceğiz! Bu ülkenin gerçek sahibi, demokrasiye inanan, seçimine sahip çıkan bu büyük halktır!