Çocukluğumuza dair hatırladığımız oyunlar, şimdilerde birer nostalji kaynağı haline gelmiştir. Eskiden sokaklarımızda, mahalle aralarında, parklarda oynadığımız oyunlar, günümüzde pek yerini bulamamıştır. Teknolojinin gelişmesi, çocukların oyun alışkanlıklarını da değiştirmiştir. Artık çocuklar, bilgisayar, tablet veya akıllı telefonları ile evlerinde vakit geçirmeyi tercih etmektedirler. Bu durumda eski çocukluk oyunlarının kalmaması da kaçınılmaz bir hale gelmiştir.
Eski çocukluk oyunları, hem fiziksel olarak aktif olmayı hem de sosyal becerileri geliştirmeyi sağlar. Çocuklar, arkadaşlarıyla bir araya gelip sokakta top oynayarak veya yakalamacı gibi oyunlar oynayarak birbirlerini tanır, iletişim kurar ve eğlenirlerdi. Bu oyunlar, çocukların motor becerilerini geliştirmesi ve dışarıda zaman geçirmeyi teşvik ettiği için oldukça faydalıdır. Ancak günümüzde çocukların büyük bir kısmı, evin içinde bilgisayar başında veya televizyon karşısında vakit geçirmektedir. Bu durum, çocukların hareket etme alışkanlığının azalmasına ve daha az sosyal etkileşime maruz kalmasına neden olmaktadır.
Teknolojinin sunduğu imkanlar çocukların hayal güçlerini de olumsuz etkileyebilir. Artık çocuklar, ekrandaki hazır dünyaları keşfetmeyi tercih ederken hayal güçlerini kullanacakları oyunlara daha az ilgi göstermektedirler. Çünkü televizyon veya bilgisayar ekranındaki görüntüler onların hayal dünyasını sınırlar ve belirler. Oysa eski çocukluk oyunları, çocukların kendi dünyalarını yaratabilmeleri ve hayal güçlerini geliştirebilmeleri için oldukça önemlidir.
Çocukların fiziksel ve sosyal becerilerini geliştiren bu oyunları yeniden canlandırmak ve yaşatmak önemlidir. Aileler olarak çocuklarımızı teşvik etmeli ve cesaretlendirmeliyiz. Onları parklara, oyun alanlarına, spor kulüplerine yönlendirmeliyiz. Ayrıca okulların da çocuklara bu oyunları oynamaları için fırsatlar sağlamaları gerekmektedir. Okul bahçelerinin oyun alanları, salıncaklar, kaydıraklar gibi ekipmanlarla donatılması, çocukların dışarıda oynamaları için cazip hale getirilebilir. Ayrıca okullarda düzenlenen etkinliklerde, eski çocukluk oyunlarına yer verilmesi de önemlidir. Böylece çocuklar, bu oyunları deneyimleyerek hem eğlenceli vakit geçirecekler hem de sosyal becerilerini geliştireceklerdir.
Eski çocukluk oyunlarının unutulmaması ve yaşatılması için toplum olarak birlikte çalışmalıyız. Çocukların fiziksel ve sosyal gelişimlerini desteklemek, onları doğayla, arkadaşlarıyla buluşturmak biz ebeveynlerin ve eğitimcilerin sorumluluğudur. Teknolojiyi doğru bir şekilde kullanırken, çocuklarımızı eski oyuncaklarla, sokak oyunlarıyla, parklarda oyun oynamaya teşvik etmeliyiz. Böylece çocuklarımızın sağlıklı, mutlu ve aktif bir çocukluk geçirmesini sağlayabiliriz.
