EVREN LİDERLERE NAZİK DAVRANILMASINI İSTEDİ

BEŞİNCİ BÖLÜM
Günlerdir darbe plânları ile uğraşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren iyice yorulmuştu. Harekâta sadece üç saat kalmışken dayanamayıp “Beni üçte uyandırın” diyerek odasına çekildi. Dediği kadar uyuyamadı çünkü saat iki gibi Mamaktaki Amerikalılar kompleksinden gelen telefon Genel Kurmayı telâşlandırmıştı. Amerikalılar, “Buralara tanklar neden geldi, ne oluyor?” diye soruyordu. Ne cevap verilmeliydi; buna verse verse Kenan Paşa cevap verebilirdi. Mecburen uyandırdılar. Evren, “Harekâta sadece bir-birbuçuk saat kalmış, gerçeği söyleyin” talimatını verdi.
Amerikan kordiplomatiği saniye geçirmeden Washingon’u aradı. Dakikalar içinde de, operada “Damdaki Kemancı” müzikaline dalmış olan Başkan Jimmy Carter’a, locasındayken durum bildirildi. Carter önemsememiş gibi, sadece “İyi…” diyerek müzikali izlemeyi sürdürdü. Ancak ertesi gün Pentagon’da rahatlama olmuş ve “Çocuklar başardı” ifadesi güne damgasını vurmuştu.
LİDERLERE NEZAKET
Plâna göre parti liderler evlerinden alınarak bir süre gözaltında tutulacaklardı. Kenan Paşa, “Adamlara giderken yanınıza, partililerden yakın arkadaşı olan sivil birini alıp gidin. Kapıyı da sivil çalıp o haber versin. Son derece nazik davranılsın.” Demişti. Bunun üzerine, Süleyman Demirel’e Nahit Menteşe’nin, Bülent Ecevit’e de İrfan Özaydınlı’nın götürülmesi kararlaştırıldı. İki sivil, yine nezâketle evlerinden alınarak liderlerin kapısı çalındı. Konsey’in talimatı teslim edilerek evlerinden eşleri ile birlikte alınarak Hamzakoy’a götürüldüler. Burası, 1975’te Demirel’in kapattığı Amerikan üslerinden biriydi. Uçaktan indiklerinde saat sabahın 5’i sularındaydı.
RADYOEVİ’NDE…
Darbeyi başarmanın en önemli bacağı elbette o zaman sadece tek kanal televizyon ve radyo yayını olan TRT’yi ele geçirmekti. Bir ekip de buraya gelerek görevlileri kibarca bir odaya topladı. Kendilerine hiçbir zarar verilmeyecekti. Bu arada, bildirileri okuyacak spikerin de halkta sempati uyandırmış biri olması gerekiyordu; görevlilerle müzâkereden sonra Mesut Mertcan görevlendirildi. Mertcan saat 04.00’te ilk bildiriyi okudu:
MİLLİ GÜVENLİKKONSYİNİN BİR NUMARALI BİŞDİRİSİ
Yüce Türk Milleti!
Büyük Atatürk’ün bize emanet ettiği, ülkesi ve milletiyle bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, son yıllarda izlediğiniz gibi, dış ve iç düşmanların tahrikiyle, varlığına, rejimine ve bağımsızlığına yönelik fikri ve fiziki haince saldırılar içindedir. Devlet, başlıca organlarıyla işlemez duruma getirilmiş, Anayasal kurumlar tezat veya suskunluğa bürünmüş, siyasi partiler kısır çekişmeler ve uzlaşmaz tutumlarıyla devleti kurtaracak birlik ve beraberliği sağlayamamışlar ve lüzumlu tedbirleri almamışlardır, Böylece bölücü ve yıkıcı mihraklar faaliyetlerini alabildiğine arttırmış olup vatandaşların can ve mal güvenliği tehlikeye düşürülmüştür. Atatürkçülük yerine irticaî ve diğer sapık fikirler üretilerek sistemli bir şekilde ve haince, ilkokullardan üniversitelere kadar eğitim kuruluşları, idari sistemi, yargı organları, iç güvenlik teşkilatı, işçi kuruluşları, siyasi partiler ve nihayet yurdumuzun en masum köşelerindeki yurttaşlarımız dahi saldırı ve baskı altında tutularak bölünme ve iç harbin eşiğine getirilmişlerdir. Kısaca, devlet güçsüz bırakılmış ve acze düşürülmüştür.
Aziz Türk Milleti,
İşte bu ortam içinde, Türk Silâhlı Kuvvetleri, İç Hizmet Kanununun verdiği Türkiye Cumhuriyetini Kollama ve Koruma görevini, Yüce Türk Milleti adına emir ve komuta zinciri içinde ve emirle yerine getirme kararını almış ve ülke yönetimine bütünüyle el koymuştur. Girişilen harekâtın amacı, ülke bütünlüğünü korumak, milli birlik ve beraberliği sağlamak, muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek ve demokratik düzenin işlemesine mani olan sebepleri ortadan kaldırmaktır. Parlamento ve Hükümet feshedilmiştir. Parlamento üyelerinin dokunulmazlığı kaldırılmıştır. Bütün yurtta sıkıyönetim ilan edilmiştir. Yurtdışına çıkışlar yasaklanmıştır. Vatandaşların can ve mal güvenliğini süratle sağlamak bakımından saat beşten itibaren ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı konulmuştur. Bu kollama ve koruma hakkında teferruatlı açıklama, bugün saat 13’teki Türkiye Rayoları ve televizyonun haber bülteninde tarafımdan yapılacaktır. Vatandaşların sükûnet içinde, radyo ve televizyonları başında, yayınlanacak bildirileri izlemelerini ve bunlara tam uymalarını ve çıkan Türk Silâhlı kuvvetlerine güvenmelerini beklerim.
Kenan Evren
YARIN: 12 EYLÜL’ÜN ANA DAMARLARI
MESUT
MERTCAN BİLDİRİYİ OKURKEN: Kentimizi başarıyla temsil eden Merhum Mesut Mertcan’ı Darbe bildirisini okumak için seçenler, halkta sempati uyandırsın biri olarak düşünmüşlerdi. Fotoğraf, Mertcan’ı, bir numaralı bildiriyi okurken çekilmiş.
ORTAK
LİDERLERİN ORTAK YÖNÜ: Özellikle Cumhurbaşkanı oylamalarında araları adamakıllı gerginleşen Demirel ve Ecevit, aynı salondan alını aynı uçağa bindirilmiş ve indiklerinde de bir süre aynı salonda dinlendirilmişlerdi. Sonraki günlerde de defalarca bşr araya gelmiş olmalarına karşın konuşmamaya özen gestermişlerdi. Yıllarv sonra Demirel’e, “Hiç mi ortak bir paylaşımınız olmadı” diye sorulacak, o da, “Oldu tabii; ikimiz de aynı denize baktık” diyecekti.