FAKİR SOYMAK YAKIŞIR MI KEMALE?

Kahramanmaraş’da deprem oldu. 11 ilde evler yıkıldı. İnsanlar sokakta kaldı ve çok doğal bir şekilde deprem bölgesinden uzaklaşmaya çalıştı. Depremi iliklerine kadar yaşayan 10 ildeki insanlar yine doğal olarak yüksek katlarda yaşamaktan korktu.
Bunu gören canım ülkemin canım ev sahipleri durur mu?
Durmadı.
Durmazlar…
Durmadılar da…
Az katlı ya da tek katlı ev fiyatları bir anda fahiş şekilde zamlanmaya başladı. Beton parçaları durduğu yerde değer kazandı.
Can korkusu malı daha da değerli kıldı.
Müstakil ya da az katlı evleri olan çoğu ev sahipleri ev fiyatlarını arttırdı.
Koyun can derdine düşmüşken, kasap da et derdine düştü.
Bir yandan depremzedeleri evlerine alan ev sahipleri, diğer yandan insanların mağduriyetini görüp evlerinin fiyatlarını artıran ev sahipleri.
Bir yandan hiç kullanmadıkları evlerini depremzedeler için hibe eden ev sahipleri, diğer yandan yine insanların mağduriyetini görüp evlerinin fiyatlarını artıran ev sahipleri.
Bir yandan depremzedelerle empati kurup malın kıymetsiz ve bir anda elden kayıp giden bir şey olduğunun farkına varan ev sahipleri, diğer yandan yine yeniden insanların mağduriyetini görüp evlerinin fiyatlarını artıran ev sahipleri.
Bir tarafta insan, bir tarafta insanlık…
Bir tarafta vicdan, diğer tarafta ahlaksızlık…
Herkes bir soru soruyor. Bu kadar acı varken, bazı insanların yaptıkları akla mantığa fazla geliyor.
Herkes her taraftan bir soru sorarken biz de Aşık Mahsuni Şerif’in çok önceden sorduğu bir soruyu yinelemek istiyoruz.
Fakir soymak yakışır mı kemale?
Yıllar önce ahlaksızlığa, mal sevdasına, yolsuzluğa ve vicdansızlığa karşı “yuh yuh” diyen Aşık Mahsuni Şerif yerine bugün de biz yuh yuh diyoruz.
“Yuh yuh soyanlara
Soyup kaçıp doyanlara
İnsana kıyanlara
Yuh nefsine uyanlara yuh!”