FARK ETTİK Kİ, KONYA DEMEK GERÇEKTE ‘MEVLANA’ DEMEK

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Zafer Bayramını kutluyoruz. Asırların en büyük Lideri, Asker Başkomutan, Sivil Deha Mustafa Kemal Atatürk’e saygılarımızı sunarak başlayalım.

Geçmiş gezilerimizden edindiğimiz izlenimler de böyleydi: Konya bugün Konya olmuşsa, büyük ölçüde  Mevlana  sayesindedir . İzlediğimiz muhteşem Şeb-i Arus anmalarında görüyorduk, sadece ülkenin her yanından değil, dünyanın da bir çok yerinden izleyiciler katılmıştı. Sorduk, yabancı katılımı her yıl biraz daha artıyormuş. Ziyaret sadece Şeb-i Arus günlerine özgü değil. Dün de, bugün de, aralarında yabancılar da olmak üzere akın akın insanlar Mevlana Külliyesi’ni ziyaret ediyor. Yan yana dizilmiş sayısız lokantalar, el ele vermiş yüzlerce otel dolup dolup boşalıyor. Caddeler tıklım, tıklım dışarıdan gelenlerle dolu.

Ağırlıklı olarak Mevlana ekseninde ticaret yapan dükkanları saymak olası değil. Sıra sıra Mevlana şekerleri yanı sıra Mevlana ya da semazenleri simgeleyen porselen, cam, ahşap, kil yapıtlar hayli göz alıcı. Torunumuz, ney eşliğinde dönerek sema yapan porselen bir derviş satın aldı. Pille çalışıyor. Magnetlerin, rozetlerin, minik figürlerin yüzlerce türünü görmek şaşırtıcı.

Geçmişte buğday ve şekere dayalı “Konya Ekonomisi” Mevlana’nın Gönül Dostlarıyla oluşan akınlar sayesinde turizmi ve turist ağırlamayı öğrenmiş. Her tarafta irili ufaklı parklar düzenlenmiş. Örneğin daha önce saçkıran vurmuş kafa görünümündeyken ziyaret ettiğimiz Alaattin Tepesini bu kez son derece göz alıcı, gönül bağlayıcı park olarak bulduk. Bir de sayamayacağımız kadar çok müze olduğunu öğrendik. Bunlardan Uçak Müzesi ilgimizi çekti. Taksiyle 15 kilometre yol gittikten sonra kafetrya olarak düzenlenmiş büyük bir uçak ve Türk Yıldızlarının emekli ettiği sanırım üç eski jetten başka bir şey göremedik. Çok sayıda fidan dikmişler. On yıl kadar sonra burası mükemmel hale gelecektir. Taksimetre 150 yazmıştı, şoför gördüklerimizin beklenti gerisinde olduğunu düşünerek “Yüz yirmi yeter” dedi. Haa, burası önemli; demek ki Konya şoförü misafiri kazıklamayı düşünmüyor.

BELEDİYE’NİN ŞEHİR TURU OTOBÜSÜNDE

Yakın bir dostumuz Konya Belediyesinin iki katlı şehir turu otobüsünü önermişti. Mevlana Külliyesine ait duraktan kalkıp iki saat kadar  turlayarak aynı yere geliyor. Zaten Konya’nın Merkezi de bence Mevlana Külliye’sinin bulunduğu geniş alan. İnternette aradık; saat 11:00 ve 14:00 kalkışlıymış. Onbir’den çok önce tarif edilen durağa geldik. Yirmi kadar ziyaretçi daha aynı otobüs için bekliyordu. Onbir’e yaklaştıkça bekleyenleri sayısı arttı. Onbir oldu, otobüs yok, beş dakika, on dakika daha bekledik, yok. Internetteki telefon numarası defalarca aranmasına karşın cevap vermedi. Sonunda dağıldık.

Saat 14.00’te bir şans daha deneyelim dedik ve bu kez otobüsü yakaladık. Öğrenci 5, büyükler 7 Lira. Bilet yok, otobüse binerken para toplayan görevliye veriyorsunuz. Bize tuhaf geldi ama hedefimiz denetleme değil, şehir turu yapmak. Torun atik davrandı, üst katın en önündeki koltuğu kaparak babaanne ile oturdu. Ben de aralarındayım. Üst katta pencere yok, Altmış-yetmiş santim kadar yükselen yan parapetlerin üstü açık. Görüş mükemmel.  İki kez mola verildi. Birincisi At Yokuşu Tepesi dedikleri yerde idi. Bütün Konya’yı yukarıdan görebildik. Ünlü Meram Bağlarını bulamadık; çünkü imara açılmış ve artık o bağlardan tek-tük izlerden başka bir şey yok. İkinci mola SİLLE’de oldu.

Mevlevilikten kısaca da olsa bahsedeceğiz ama biraz daha Konya ve illa da Sille konuştuktan sonra…

PAZARTESİ’NE: SİLLE’SİZ KONYA GEZİSİ

                            ŞEKERSİZ LOKUM OLUR

ALAATTİN CAMİİ: Selçuklu’nun 1190 Doğumlu Sultanı Alaattin Keykubat 1221-1237 arasındaki saltanatı sırasında Konya ve çevresine bir çok eser kazandırmış. Mevlana’yı da Karaman’dan KonYa’ya davet eden sultandır. Alaattin Tepesi’ndeki Camide gömülü.

TUR OTOBÜSÜ: Belediye’nin işlettiği tur otobüsüyle rehber eşliğinde yaptığımız gezi doyurucu oldu. Kaba tahminle, iki katta 80 yolcuyduk. Sille Molası turun en doyurucu yanı oldu.

AT YOKUŞUNDA SEYİR KÖPRÜSÜ: Konyalılar yerli-yabancı turisti ağırlamayı öğrenmişler. Tur Otobüsümüz At Yokuşu denilen tepede mola verdi. Tepe zaten yüksek ama, bir de seyir köprüsü kurmuşlar. Burada, güçlü rüzgar altında kenti Kuş Bakışı izleyebildik.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor