Fatih Terim’den açıklamalar…

(SPOR SERVİSİ)-Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Teriim, BeINsports’a özel açıklamalarda bulundu. Sarı kırmızılı takımın son dönemlerdeki gündemini değerlendiren Terim, camiaya önemli mesajlar verdi.

Fatih Terim açıklamalarına şöyle devam etti:  “Biz bir oyun anlayışı belirleyip, o oyun anlayışına uygun olarak oyuncular değil, elimizdeki imkanları zorlayarak ilk 11’e çıkabilecek oyunculardan bir oyun anlayışı geliştirmek zorundaydık. Satranç, dünyada bilinen en stratejik oyunlardan biri kabul edilir. Geçen sene benim koltuğumda olmayı bir strateji oyunu haline getirselerdi çok az kişi seviye atlayabilirdi. Herkesin elden gelenin fazlasını yapıldığından emin olunmasını istediğim bir sezon geçirdik.

Geçen sene sakatlıklar oldu. Bir oyuncu için durmak hem beden, hem heyecan hem de zihni etkiler. Bütün oyuncular da profesyonel. Bir profesyonel her koşulda ve krizde motivasyonunu sağlamak ve hazır olmak zorunda. Bunu yaşayan sadece Galatasaray değil. Bu pandemi döneminde tüm dünya ve oyuncular yaşadı. Ekstra bir durum yaşandı. İşin garibi yaşamaya devam ediyoruz. İşin doğasından uzaklaştık. Hayat devam ettiği için alışmaya çalışıyoruz.”

”Enteresan bir durum ortaya çıktı. Dolayısıyla oyuncular da bu olaydan çok etkilendiler. Nasıl hareket edeceklerini bilemediler. Biz de öyleydik. Bütün birimler Florya’da olağanüstü hal ilan ettiler. En az zararla bunu nasıl atlatırız diyerek tedbirler aldık. Oyunculara anlatıldı. En büyük sıkıntı şuydu; Sabah antrenman yapıyorsunuz, öğlen dinleniyorlar, akşam tekrar antrenman yapıp evlerine gidiyorlardı. Ne yapıyorlardı, misafirleri kimler, şoförleri kimler? Bunları kontrol etmeye çalıştık. Oyuncular da işin ciddiyetini anladılar. Sonuçta genç adamlardan bahsediyoruz. Bana bir şey olmaz psikolojisi tüm dünyada var.”

”En önemli şey şudur; maçın içerisinde hepimizi etkileyen bir olay var. Özellikle oyuncunun iyi ve kötü hareketine etken olan taraftar yok. Bu bir sıkıntı. Galatasaray’ın başarılarında taraftarın büyük etkisi oldu. Bunu 1996-2000’de en iyi şekilde yaşadık. Son yıllarda toplum sosyolojisinin değişimi, teknolojinin daha çok hayatımıza girmesiyle taraftara biraz da seyirciler eklendi. Taraftar ile seyirciyi özellikle ayırıyorum. Statta hangisi fazla ise maçın atmosferi değişiyor. Galatasaray hala taraftarı seyircisinden fazla bir takım. taraftar bizim için itici güç olmaya devam ediyor. Maça çıkarken en az takımım kadar taraftarıma da güveniyorum.”

”Altyapı, öz kaynak önemli ama altyapıdan önce üst yapılara bakmak lazım. Büyük resme baktığınızda kulüplerin kapısına kilit vurulması gerektiği çok açık. Diğer kulüpler farklıdır ama benim açımdan Galatasaray’ın durumu kabul edilir değil. Bu laflardan da yakıştırmalar yapılacaktır başkanlıkla ilgili, bir kez daha açık olarak ifade edeyim. Böyle bir düşüncem yok. Zaman zaman direk basın toplantılarında böyle gitmez diyoruz. Deniz bitmiş durumda. Hangi yönetim daha iyi kredi anlaşması yapar, hangi yönetimin yerel veya uluslar liglerle ilişkisi iyidir, hangisi kasa kolaylığı yapar? Bunlar geride kaldı. Çevrilebilir bir borçtan bahsetmiyoruz. Kredi faizleri bile ödenebilir durumda değil.”

”Zaten çıkıp kimse de benim çıkış planım var diyemez. Her sene şampiyon olsanız, Şampiyonlar Ligi’nde kupa kaldırsanız da borçları ödemeniz zor. Altyapıya nasıl yöneleceğiz? Mülkleri mi satacağız? Sponsorlarla mı bu işimizi yürüteceğiz? Ortak mı bulacağız? Satışa mı yöneleceğiz? Bunların hiçbirini konuşamıyoruz. Nedenini söyleyeyim; Galatasaray bizim kutsalımız. Tarihiyle, değerleriyle bir dünya markası. Bu kıymetin heba edileceğini ve değerlerinin değişeceğini söylüyoruz. Yıllardır duyarsınız. Galatasaray’ın en önemli değerlerinden birisi ‘Kol kırılır, yen içerisinde kalır’

”Kol kaza ile mi kırıldı yoksa bilerek ve isteyerek mi kırıldı? Bazı konuları net bir şekilde konuşma taraftarıyım. Altyapılara gelelim. Çok duyuyorum, ‘Hocam, Ozan gibi oyuncular çıksa kulüp kurtulur’ diye. 11 milyon Euro Ozan’ın satışından geldi. Bu paranın yüzde kaçı akademiye geldi. ‘Sıfır.’ Neden? Ya yeni oyuncu alınması gerekir, ya borç ödenir ya da maaş ödenir. Bütçede de böyle bir kalem yok. Akademinin böyle bir bütçesi yok. Ozanları yetiştiren antrenörüm ne kadar maaş alıyor? 2 bin 500 ile 4 bin TL arası bir maaş alıyor. Bu arkadaşlar haftada 6 gün çalışıyor. Türkiye’nin en büyük kulübünde çalışıyor ve Ozan’lar yetiştiriyor. Anadolu’yu düşünürsek vay halimize.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor