‘Fiyatları biz belirlemiyoruz’
ADANA (BÖLGE)- Ekonomik krizle birlikte art arda gelen zamlardan nasibini alan elektrik faturalarıyla ilgili, 21 elektrik dağıtım şirketi adına Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği’nden (ELDER) açıklama geldi. Açıklamada, faturaları yükseltenlerin dağıtım şirketleri olmadığı belirtilerek, “Elektrik tarifeleri ile ilgili elektrik dağıtım şirketlerinin hiçbir belirleyici rolü yoktur” denildi.
Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER), elektrik faturalarındaki fahiş artışların ardından şirketlere yöneltilen eleştirilerle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, “Enerji maliyetlerindeki yükselişin en büyük sebebi ithal edilen, uluslararası fiyatlara ve dövize endeksli doğalgaz ve kömür alım maliyetlerindeki ciddi artışlardır. Son 1 yıl içinde doğalgaz fiyatları 10 kata kadar, ithal kömür fiyatları ise 5 kata kadar döviz bazında artış göstermiştir. Elektrik üretim kaynaklarındaki bu maliyet artışı, fatura bedellerinin de yükselmesine neden olmuştur.” ifadeleri kullanıldı.
21 elektrik şirketi adına yapılan açıklamada, son günlerde medyada elektrik dağıtım şirketlerine yönelik haksız ithamlarda bulunulduğu ve elektrik tarifeleriyle ilgili dağıtım şirketlerinin belirleyici bir rolünün olmadığı belirtildi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) belirlediği düzenlemeye göre, elektrik maliyetini etkileyen enerji bedeli, dağıtım bedeli, vergi ve fonlar dahil üç bileşenin olduğu aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Ocak ayında maliyetlerin artmasındaki en büyük etken elektrik üretim maliyetlerinin ciddi şekilde yükselmiş olmasıdır. Geçtiğimiz dönemde ülkemizde yaşanan kuraklık sebebiyle, elektrik üretimi içerisinde en yüksek paya sahip olan hidroelektrik santrallerinden sağlanan elektrik miktarı düşmüştür. Bu durum, elektrik üretiminde, ithal kaynaklar olan doğalgaz ve kömürün payını artırmıştır.”
“Enerji maliyetlerindeki yükselişin en büyük sebebi ithal edilen, uluslararası fiyatlara ve dövize endeksli doğalgaz ve kömür alım maliyetlerindeki ciddi artışlardır. Son 1 yıl içinde doğalgaz fiyatları 10 kata kadar, ithal kömür fiyatları ise 5 kata kadar döviz bazında artış göstermiştir. Elektrik üretim kaynaklarındaki bu maliyet artışı, fatura bedellerinin de yükselmesine neden olmuştur.”
Açıklamada, elektrik enerjisinin hayati bir öneme sahip olduğu vurgulanarak, “Elektrik tarifelerinde yıl başında yapılan fiyat artışının tüm vatandaşlarımıza, esnafımıza ve sanayicimize getirdiği yükleri biliyor, tepkilerini anlayışla karşılıyoruz. Faturalardaki artış karşısında vatandaşlarımızın yaşadıklarını, sürecin en yakından şahidi olan 100 bin kişilik elektrik dağıtım ailesi olarak bizler de hissediyoruz.
Ülkemiz için elektrik enerjisinin ne kadar hayati bir önemi olduğunu biliyoruz. Elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için çaba gösteren bir sektörüz. Maalesef bu dönemde elektrik dağıtım şirketlerine karşı haksız ithamlarda bulunulduğunu, elektrik dağıtım şirketlerinin bu fiyat artışlarının gerekçesi olarak gösterilerek birçok eksik ve yanlış bilgiye dayanan yorumlar ve açıklamalar yapıldığını görüyoruz” değerlendirmesinde bulunuldu.
Türkiye’de faaliyet gösteren 21 elektrik dağıtım şirketinin lisansa tabi olduğu hatırlatılan açıklamada, faaliyetlerinin, gider ve gelirlerinin EPDK tarafından denetlendiğine işaret edildi.
Şirketlerin işlettikleri varlıkların mülkiyetinin kamuya ait olduğu bilgisine yer verilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Lisans süreleri boyunca dağıtım şirketleri bu varlıkları işletmek, yeni yatırımlarla genişletmek ve tüketicilere kaliteli hizmet sunmaktan sorumludur. Bu kapsamda Türkiye’deki 21 elektrik dağıtım bölgesi 14 farklı yatırım grubu tarafından işletilmektedir. Bu şirketlerin ve yatırım gruplarının bazıları halka da açık olup, ikisi uluslararası olmak üzere 20’den fazla yatırımcı bu sektöre yatırım yapmıştır.
Elektrik dağıtım şirketlerinin ve aynı yatırımcı grubunun altında bulunan ve aynı bölgede faaliyet gösteren görevli tedarik şirketlerinin faaliyetleri, özel sektör marifetiyle yürütülen kamu hizmeti niteliğindedir. Dağıtım ve görevli tedarik şirketleri yasal olarak birbirlerinden ayrışmışlardır.
Bu faaliyetler tamamen düzenlemeye tabidir. Elektrik dağıtım şirketlerinin gelirleri, elektrik tarifelerinden bağımsız bir şekilde EPDK tarafından, rasyonel maliyetleri hesaplanarak ve tüketici faydası gözetilerek şeffaf bir şekilde 5 yıllık dönemler için belirlenmektedir.
Özetle; elektrik tarifeleri ile ilgili Elektrik Dağıtım Şirketlerinin hiçbir belirleyici rolü yoktur.”
Açıklamada, dağıtım şirketlerinin genel aydınlatma ile şebeke işletmesi için gerekli enerji ihtiyaçlarını EÜAŞ’tan temin ettiği ve bunun şirketler için bir gelir kalemi olmadığı vurgulandı.
Görevli tedarik şirketlerinin gelirinin, alım fiyatları ile faturadaki satış fiyatı arasındaki marjdan oluştuğu aktarılan açıklamaya şöyle devam edildi:
“EÜAŞ tarifesi seviyesinin piyasa maliyetlerinin altında belirlenmesi faturaları düşürmek suretiyle tüketicileri destekleyici mahiyette, yani bir sübvansiyon iken, görevli tedarik şirketlerinin gelirlerini artırıcı bir etkisi yoktur. Bilakis maliyet tabanlı kar marjından dolayı görevli tedarik şirketlerinin gelirlerini olumsuz etkilemektedir.
Sektör çalışanları bir kamu hizmeti yaptıklarının bilinciyle vatandaşlarımıza hizmet götürmek için, tüm zorluklara rağmen her türlü hava koşulunda ve sahada 24 saat hizmet sunmaktadırlar. Son zamanlarda hiçbir sorumlulukları olmadığı halde sektörün bu vefakar çalışanlarına fiyat artışları nedeniyle gösterilen tepkileri de üzülerek görmekteyiz. Ancak kesintisiz enerji için en zor iklim şartlarındaki saha çalışmalarını gören vatandaşlarımızın çalışanlarımıza gösterdiği anlayış ve manevi destek kelimelerle tarif edilemez.
Görevli tedarik şirketleri ise tarifesi düzenlemeye tabi olan tüketiciler için serbest piyasa, ikili anlaşmalar ve EÜAŞ’ın toptan satış tarifesi üzerinden elektrik enerjisi satın alır. 2021’de enerji ihtiyaçlarının çok düşük bir miktarı EÜAŞ’tan temin edilebilmiştir. 2022’de ise EÜAŞ’tan satın almaları öngörülen elektrik miktarı toplam ihtiyaçlarının sadece yüzde 20’si olup, yılın ilk iki ayında bu oranın sıfır olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.”
Ayrıca açıklamada, “EPDK tarifeleri belirlerken yatırımcıların 2013 yılında tamamlanan özelleştirmeler için ödedikleri bedeller için hiçbir şekilde karşılık ayırmaz ve döviz kurlarındaki değişimleri hiçbir şekilde dikkate almaz. Bu bedeller tarifelere konu edilmez” ifadelerine yer verildi.