FRANSIZ PROFESÖR TÜRK DOKTORLARA KATILIYOR

İKİNCİ BÖLÜM

Paris Üniversitesi’nin ünlü uzmanlarından Prof. Dr. Fiessinger (Fisenje) 28 Mart günü Ankara’ya geldi. Çankaya’da Atatürk’ü muayene ederken yanında Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp de vardı. Fransız doktor, Türk doktorlarının görüşlerine harfiyen katıldığını belirtti ve önceden programlanan tedaviye aynen devam edilmesini önerdi.

Rahatsızlık özellikle kordiplomatik alanlarda konuşulmaktayken İngiltere Büyükelçisi Percy Loraine’e Hariciye Vekili (Dışişleri Bakanı) Tevfik Rüştü Aras 28 Mart günü şu açıklamayı yaptı: Karaciğerini üşütmüştü. Nüksetti (tekrarladı).

29 Mart günü Paris Büyükelçiliğimize çekilen şu telgrafla ilaç siparişi verildi. “Dört kutu Ampoules Biolipase Hoffmann Roche stop Adresse rue Crillon No. 10 stop İki kutu Hormantozone stop Taze ananansın soluyup suya sıkılması için aletler ve makine stop Acele gönderilmesini

saygılarımla dilerim

30 Mart 1938 akşamı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Anadolu Ajansı aracılığıyla şu resmi bildiriyi yayımladı: “Türkiye Reisicumhuru Atatürk, geçen Ocak ve Şubat aylarındaki Yalova, Bursa ve İstanbul seyahatlerinde kuvvetli bir grip geçirmişlerdir. Ankara’ya avdetlerinde grip nüksettiğinden konsültasyon için Fransa’dan Prof. Fiessinger davet edildi. Prof. Fiessinger, tetkik ve muayene neticesinde, Atatürk’ün sıhhatinde ehemmiyete şayan bir vaziyet olmadığını tespit etmiş ve kendilerine bir buçuk ay kadar istirahat tavsiyesini kâfi görerek avdet etmiştir (Geri dönmüştür)“.

Prof. Fiessinger, İstanbul’dan ayrılmadan önce gazetecilerle buluştu ve Ulu Önder hakkındaki düşüncelerini şöyle anlattı: “Bu kadar dinamizmin, bu kadar zekâ ve cevvaliyetin bir arada toplanması pek enderdir. Zamanımızın birçok büyük adamlarıyla temas ettim; fakat Büyük Şefiniz Atatürk, bunlardan hiçbirisiyle kıyas edilemez”.

Fransız Hoca’nın vereceği bilgi sadece Hükûmet çevrelerini ve vatandaşları değil, aynı zamanda merak içindeki pek çok dünya milletleri tarafından da beklenmekteydi. Fiessinger maalesef bizim doktorların söylediklerine, olumla anlamda hiçbir şey katmamıştı. Durum ciddiydi. Yetkililer, Uzman Hoca’ya, “Durumu gizli tutuyoruz. Lütfen siz de geçiştirecek ifadelerle yetininiz” dediler. Konuk uzman bu tavsiyeyi özenle dikkate aldı ve gerçekten de gazetecilere “Merak edilecek bir şey yok” dedi.

YARIN: SAVARONA GÜNLERİ

 

DOLMABAHÇEDE SON 30 GÜN

“DOKTORLAR RAPORU”NDAN

 

(DÜNDEN DEVAM)

16 EKİM 1938: Derece normal. Tansiyon 22. Bayan Âfet 40 dakika, doktorlar 35 dakika yanlarında kaldılar.

17 EKİM 1938: Bugün ağırdır. Telefonla saat 23:15’te Profesör Fissinger’le konuşuldu. Bazı tavsiyelerde bulundu. Ziyaret yok.

18 EKİM 1938: Aynı dalgınlık devam ediyor. Sık sık “Aman dil, aman dil. Bu geceden efendim” diyor. Ziyaret yok.

19 EKİM 1938: Bazı sualleri anlıyor. İstenilen hareketleri yapıyor, dilini istenildiği zaman çıkarıyor. Anormal hareketler yok. Zaman zaman uykuya dalıyor. Uyandığı zaman etrafıyla alâkadar oluyor. Derece 36.9.

20 EKİM 1938: Bugün iyicedirler. Başvekil Celâl Bayar’ı kabul edip 6 dakika görüştüler.

21 EKİM 1938: Bugün Ülkü ve Hasan Rıza Soyak 10 dakika yanlarında kaldılar. Derece 36.9. Tansiyon 20.

22 EKİM 1938: Bugün konsültasyon yapıldı.

23 EKİM 1938: Derece 37.5. Nabız 80-104. Ziyaret yok.

24 EKİM 1938: Üre tahlili için kan alındı. Lavman yapıldı.Ülkü ve annesi 15 dakika yanlarında kaldılar.

25 EKİM 1938: Durum aynı. Bugün Bayan Âfet İnan, Bayan Gökçen, Bayan Vasfiye ve Ülkü ziyarette bulundular.

26 EKİM 1938: Vaziyet aynı. Doktorların hepsi 15 dakika yanlarında bulundular. Başvekil Celâl Bayar 40 dakika yanlarında kaldılar. Nutku dinleyip tashih (düzeltme) ettiler ve bazı ilâveler yaptılar.

(Devamı yarın)

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor