FUTBOLLA BAŞLADI, HENTBOL OYNADI, BASKETBOLDE MİLLİ OLDU: HÜSNÜ ÇAKIRGİL

Hüsnü Çakırgil Adana doğumlu ve 57 yaşında. Sporcu bir aileden geliyor. Komple sporcu. Okul dönemlerinde spora önce futbolla başladı. Hentbolda şampiyonluklar yaşadı. Daha sonra Güney Sanayi, Hortaş Yenişehir, Gaziantep Beslenspor, İzmit NASAŞ, Fenerbahçe ve Beşiktaş ve milli takımda başarılı maçlar çıkardı, 3 sayılık atışlarıyla tanındı ve 189 kez milli formayı giymeyi başardı. Kulüp ve milli takımda ünlü antrenörler Aydan Şivayüş, Mehmet Baturalp, Önder Seden, Murat Didin, Çetin Yılmaz, Azmi Kansak ile çalışarak kendini sürekli geliştirdi. İtalya’dan transfer teklifini geri çevirdi. Şimdilerde İbrahim Kutluay Basketbol okulunda antrenörlük yapıyor.

 

HAZIRALYAN: RAMAZAN ŞANIVAR

Hüsnü Çakırgil sporcu bir aileden geliyor. Tüm spor dallarıyla yakından ilgilenmiş. Başta futbol olmak üzere hentbol, özellikle basketbolda en üst sevilerde oynadı. Basketbolda 189 kez milli formayı giydi.

Ankara Üniversitesi Psikoloji bölümünü tamamlayan Hüsnü Çakırgil, futbola ayrı bir düşkünlüğü bulunan Hüsnü Çakırgil, 4 yıl dönemin müessese kulüplerinden Milli Mensucat da minik ve yıldız takımda 4 yıl lisanslı olarak futbol oynadı. Daha sonra boyunun uzun ve fiziğinin iyi olması nedeniyle ağabeyi milli hentbolcu Ferhat Çıkırgil’i model alarak hentbol oynamaya başladı.

Hentbol’dan basketbola geçen Hüsnü Çakırgil, Türkiye’nin önemli kulüplerinde ve milli takımda forma giydi. Yılın sporcusu ve sayı kıralı seçildi.  Şimdilerde İbrahim Kutluay Basketbol Okulu’nda antrenör olarak yeni yetenekler kazanıyor. Hüsnü Çakırgil BÖLGE GAZETESİ’nin sorularını şöyle yanıtladı.

Kendinizden söz eder misiniz ? Eğitiminiz nedir. Hangi sporlarla ilgilendiniz. İlk lisanslı kulübünüz hangisi oldu?

3 Ekim 1965 yılında Adana’da doğdum. İlkokulu Kazım Karabekir, ortaokulu İstiklal ve Erkek Lisesi’nden mezun oldum. Ankara Üniversitesi psikoloji bölümünü tamamladım. Sporcu bir aileden geliyorum. Babam ve amcam dönemin müessese kulüpleri Sümersppor’da futbol oynadılar. Çakır Ali lakabıyla tanınırdı. Ağabeylerim Ferhat Çakırgil hentbolda genç milli takıma seçilmişti onu model aldım.  Diğer ağabeyim Suat Çakırgil, yüzme, sutopu ve basketbol oynadı. Nihat ağabeyim de iyi futbolcuydu. Amcaoğullarım Dr. Gültekin, Haydar ve Zafer Çakırgil yüzme ve sutopu milli takımında uzun yıllar yer aldılar.  Tüm sporları çok seviyordum. Futbola ayrı bir sevgim vardı. Bu nedenle ilk lisanslı kulübüm Milli Mensucat oldu. Minik ve yıldız takımda 4 yıl futbol oynadım ve şampiyonluklar yaşadım. İstiklal ortaokulda ağabeyim Ferhat Çıkırgil’i model alarak ayrıca Beden Eğitimi Öğretmeni Celal Usta’nın da desteğiyle başarılı hentbol oynadım. Erkek Lisesi’nde ise yine Beden Eğitimi öğretmeni İsmail Ceylan’ın yönetiminde hentbol da Türkiye şampiyonu olmuştuk.

Hentboldan basketbola geçmeniz nasıl gelişti? En fazla nerede tanındınız? Hangi branşta milli forma giydiniz ?

Size ilginç gelebilir. Okul dönemlerimde iyi bir futbolcu olmayı hedefledim. Koşullar ve beden eğitimi öğretmenleri, antrenörler boyumun uzun olması, fiziğimin sağlam olması nedeniyle önce hentbolda değerlendirdiler. İstiklal ortaokulu ve özellikle Erkek Lisesi’nde hentbolda Türkiye şampiyonu olunca herkes beni tanımaya başladı. Bu arada Güney Sanayi’de de önce hentbol, daha sonra da aynı kulüpte basketbol oynadım. Başta anlamda 6 yıl hentbol, 14 yıl aralıksız hem de iyi kulüplerde profesyonel  basketbol oynadım. İlk ciddi kulübüm Hortaş Yenişehir oldu. Daha sonra büyük keyif aldığım Gaziantep Beslenspor. İzmit NASAŞ ve hayalim olan Fenerbahçe ile Beşiktaş’ta forma giydim. 189 kez milli formayı giymek nasip oldu. Yılın sporcusu seçildim. İyi maçlar çıkardım.

Milli takım ve kulüp takımlarında hangi ülkelere gittin. Ayrıca hangi hocalarla çalıştın ? Avrupa’dan transfer teklifi aldın mı? Şimdiler de ne yapıyorsun?

Milli takımla defalarca Akdeniz Oyunları, Balkan ve Avrupa Şampiyonası, Olimpiyat elemeleri, ÜNİVERSİAD, kulüp takımlarıyla Avrupa kupalarına katıldım.  Bu sayede özellikle Balkanlar ve Avrupa’da gitmediğim ülke kalmadı. Efsane antrenörlerle çalışma imkanı buldum. Aydan Sivayüş, Mehmet Baturalp, Çetin Yılmaz, Önder Seden, Murat Diden, Çetin Yılmaz ve Azmi Kansak ile çalıştım. Kendimi sürekli geliştirdim. İtalya’dan çok ciddi transfer teklifi aldım. Çeşitli nedenlerle Türkiye’den ayrılmayı düşünmedim. 1986-1987 sezonunda 34.5 sayı ortalamasıyla sayı kralı oldum. Şimdilerde İbrahim Kutluay Basketbol okullarında İzmir, Çeşme ve diğer ilçelerinde antrenörlük yapmaktayım. Milli takımlara yetenekli sporcuları kazandırıyorum. Ayrıca TV’lerde spor yorumculuğu yapmaktayım.

Basketboldan para kazandınız mı? Ne gibi yatırımlar yaptınız? Biraz da ailenizden söz eder misiniz ? Ayrıca unutamadığınız anınız var mı?

Hentbolda transfer ücretleri çok yüksek değildi. Basketbol da elbette para kazandım. Bazı yatırımlar yaptım. Oğlum Çakırhan, beni model aldı ve iyi basketbolcu oldu. Şu anda Amerika’da yaşıyor. Sporcuların gerçekten kamplar, deplasman yolculukları, maçlar nedeniyle çok anıları olur. 1980 yılında Erkek Lisesi ile Hentbolda Türkiye şampiyonu olduk. Gollerin büyük bölümünü ben atmıştım. Hocamız aynı zamanda Beden Eğitimi Öğretmeni İsmail Ceylan’ı en az 20 kulüp benim transfer etmek için aracı olmasını istemişler. Gazeteler günlerce benden söz etmişti. Unutamadığım hentbol maçlarından birisi Ankara’da yapılan lige yükselme maçında henüz 15 yaşındayım. Güney Sanayi büyük takımda oynuyorum. Ekibin en küçüğü benim. Ancak, tüm sayıları ben yaptım. Rakibimiz Bursa beni durdurmak için üzerimde 2 sporcu ile oynadı. 16-16 iken son 10 saniyede top bana geldi. Savunma oyuncalarını geçerek golü attım. Maçtan sonra olaylar yaşandı. Soyunma odasında mahsur kaldık. Polislerin yardımıyla salondan çıkmıştık.  Dönemin Başkanı Ergin Es ile Turgut Haseki sahaya girerek beni kutladılar ve bana takımdan ayrı özel ödül vermişlerdi. İstanbul spor medyası beni çok severdi. Basketbolda her maçta aynı performans ile oynardım. İlginçtir bir gün Fenerbahçe formasıyla Paşabahçe ile oynuyoruz. 56-54 galip geldik ve maçta 28 sayı yaptım. Bir gazeteci “HÜSNÜ KÖTÜ OYNADI” manşet atmış. Hayli üzüldüm. Sonra gazeteciye sitem ettim. Özür dilemişti.

Bir de 1993-94 sezonunda Fenerbahçe olarak çok başarılı bir sezon geçirdik. Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı Efes Pilsen ile oynadık ve maçı kazandık. Kupayı dönemin Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel’in elinden almıştım. Boyumun uzunluğu nedeniyle espri yapmıştı. Bunu unutamıyorum.

 

 

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor