GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ…

12 Eylül askeri darbesinden bir süre sonra 1961 Anayasası yürürlükten kaldırılmış ve iktidarı ele geçiren 5 üyeli Milli Güvenlik Konseyi feshettiği TBMM yerine oluşturduğu Danışma Meclisinde Prof Dr Orhan Aldıkaçtı başkanlığındaki Anayasa Komisyonuna yeni bir anayasa taslağı hazırlatmıştı. Eski anayasadaki pek çok özgürlüğü kaldıran ve EVET oyu verilmesi halinde, darbe lideri Kenan Evren’i de devlet başkanı seçen bir Anayasa taslağı halk oyuna sunulmadan önce devletin tüm olanakları kullanılmak suretiyle ülke genelinde yoğun bir ANAYASAYA EVET propagandası yürütülüyordu, anayasaya HAYIR kampanyası yapılması ise kesinlikle yasaktı.
O günlerde, sekreterim Ruhi Su isminde birinin telefonla beni aradığını bildirdi. Ahizeyi kulağıma götürdüğümde karşımda değerli dostum ünlü müzisyen Ruhi Su’yu buldum. Ruhi Bey Adana otogarında olduğunu, müsaitsem ziyaretime gelmek istediğini belirtti. Otogarda beklemesini, hemen gidip kendisini alacağımı bildirdim. Zaman kaybetmeden otogara gidip elinde valizi bir kenarda oturan üstadı buldum ve arabama alıp ofisime getirdim.
1912 yılında Van’da doğan, Rus işgali sırasında ailesini kaybeden, çocukluğunun büyük bir bölümünü evlatlık olarak verildiği yoksul bir ailede ve daha sonra da Adana Öksüzler Yurdu’nda (Darül Eytam) geçiren Ruhi Su, bir ara İstanbul’da askerî okullarda okumuş, ancak müzik sevgisi onu yeni arayışlara itmiş. Adana Öğretmen Okulu’nda okurken, Ankara’daki Müzik Öğretmen Okulu’na (Musiki Muallim Mektebi) girmeyi başarmış. Ardından, Ankara Devlet Konservatuvarının Şan bölümünü bitirerek müzik öğretmeni olmuş. İlk görevi Ankara Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde müzik öğretmenliği imiş. Ardından, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’na seçilmiş; daha sonra Konservatuvarın opera bölümünde okumuş ve Devlet Operası’nda tenor olarak görev almış. Ancak, Operada çalışırken, kendi deyimiyle ‘halkının geleceğini düşünme suçunu” işlediği için Operadan kovulmuş, yıllarca hapis yatmış, cezaevinden çıktıktan sonra uzun süre işsiz kalmış. Sonunda çok özel sesi ve tavrıyla türküler derleyip besteler yapmış, uzunçalar plaklar çıkarmış, sıkıntılı fakat onurlu bir sanatçı olarak yaşamını sürdürmekteydi
Kısa sohbetten sonra, Ruhi Su ziyaretinin sebebini anlatmaya başladı. O günlerde hazırlamakta olduğu Dadaloğlu uzunçaları nedeniyle Dadaloğlu’nun mensup olduğu Avşarları bulup Dadaloğlu ve müziği hakkında araştırma yapmak için İstanbul’dan bindiği otobüsle Kadirli’ye gitmiş. Otobüs otogarda durur durmaz otobüse çıkan bir jandarma yüzbaşısı Ruhi Su kim diye sormuş; Ruhi Bey yanıt verince de “Ben Kadirli İlçe Jandarma Komutanıyım, siz benimle geleceksiniz” demiş. Ruhi Su’yu askeri bir jipe bindirip makamına götüren komutan, beni Ankara’dan üstlerim aradı, sizin Anayasaya Hayır kampanyası yürütmek üzere Kadirli’ye gelmekte olduğunuzu bildirdi ve sizi otobüsten alıp ilk kalkacak otobüsle İstanbul’a geri göndermemi emretti demiş. Otobüsün kalkış saatine kadar Ruhi Beyi orada tutacağını ve ilk kalkacak otobüsle İstanbul’a geri göndereceğini bildirmiş. Ruhi Bey darbeci cuntanın hazırlattığı antidemokratik anayasaya red oyu vereceğini, ancak aleyhte herhangi bir kampanyanın içinde olmadığını belirtip, Kadirli’yi ziyaretinin gerçek sebebini anlatmaya çalışmışsa da, komutana dinletememiş. Ardından, Jandarma komutanı Ruhi beye, “Otobüs saatini beklerken sazını biraz tımbırdatıp türkü söyle de askerler eğlensin” deyince, Ruhi hoca “Ben türkülerimi kızgın saç üstünde göbek atarak söylerim. Sizde de kızgın saç olmadığına göre, izin verin şurada oturup otobüsün kalkış saatini bekleyim” yanıtını almış. İstanbul otobüsünün hareket saati yaklaşınca, komutan Ruhi Beyi tam teçhizatlı 2 jandarma eri eşliğinde otogara göndermiş.
Otobüs yolcu indirmek-bindirmek için Adana otogarında durunca, Ruhi Bey beni arayıp yardım istemeye karar vermiş. Dadaloğlu’nun torunlarından olan Buruklu Aşık Kul Mustafa dostumdu. Zaman zaman bir araya gelir deyişlerini dinlerdim.. Onu arayıp durumu izah ettikten sonra araba gönderip evinden aldırdım. Ruhi Beye her türlü yardımı yapmasını, onu Avşarların yaşlıları ve Dadaloğlu konusunda bilgisi olanlarla görüştürmesini, gerekli gördüğü bilgileri toplayıp derleyene kadar tüm zamanını Üstada ayırmasını rica ettim.
Ruhi Su ile Aşık Kul Mustafa 5-6 gün birlikte çalıştılar, köylere obalara gidip Avşar ulularıyla, ozanlarla görüştüler ve Ruhi Bey Dadaloğlu uzunçalar plağına almayı düşündüğü türküler ve deyişlerle ilgili bir yığın belge, bilgi ve öyküyü toplayıp İstanbul’a döndü ve uzun süre üzerinde çalıştığı son derlemesi olan Dadaloğlu uzunçalar plağını çıkardı.
Ruhi Su daha sonra prostat kanserine yakalandı, tedavi amacıyla yurt dışına çıkmak için ilgili makamlara defalarca başvurmasına karşın izin alamadı, göz göre göre ölüme mahkum edilen bu müzik dehası, gür sesli fikir adamı 20 Eylül 1985 tarihinde İstanbul’da Cerrahpaşa Hastanesi’nde hayata veda etti.
Hakkında Çukurova Üniversitesinde doktora tezi bile yazılan, eski bir karakucak güreş başpehlivanı da olan ünlü halk ozanı Aşık Kul Mustafa da 2006 yılında yaşama veda etti ve sebze üreticiliği yaparak yaşamını sürdürdüğü Buruk Köyünde toprağa verildi..
Her ikisini de saygıyla ve özlemle anıyorum ama ülkemizde düşünce ve ifade özgürlüğü o tarihlere kıyasla daha iyi mi diye sorarsanız, sizi mutlu edecek bir yanıt veremem maalesef.