- Uluslararası Adana Lezzet Festivali geride kaldı.
Yaklaşık 650 bin kişinin gelmesi kentimizin dünya mutfağına armağan ettiği damak lezzetlerinin tanıtılması açısından önemli bir adım olarak yine öne çıktı.
Esnaf az da olma nefes aldı.
Yurttaşlar içinde bulunulan bohem durumdan biriz uzaklaştı.
Lafın özü lezzet festivali yine Adana’mıza yakıştı…
İlla ki eksikler, yanlışlar vardır; nitekim eleştiriler de oldu…
Bunları göğüslemek benim görevim değil ama Adana’daki bir etkinliğin direk “tu kaka “ gösterilmesine de karşı çıkarım…
Halkın içinde bulunduğu yoksulluk üzerinden lezzet festivalindeki bazı etkinliklerin eleştirilmesi biraz zorlama olmuş gibi !!!
Yoksul halk yığınlarının sorunlarına dikkat çekmek ve tedbir alınmasını istemek tabi ki çok değerli. Lakin bu eleştiri yapılırken hedefe festivalin konması bence abartı olmuş…
Neyse devam edelim…
Adana Gastronomi kenti olmaya çalışıyor.
Olur veya olmaz zaman gösterecek ama bizim damak lezzetimiz zaten tüm dünyada tanınıyor.
Sadece kebap değil, daha birçok yemeğimiz var.
İşte bütün bunların tanıtılması şimdi olmasa bile önümüzdeki yıllarda Adana’ya artı değer olarak dönecek…
Mevlana müritleriyle beraber “Sema” ederken içeriye bir sarhoş girmiş. Başlamış o da dönmeye…
Adamı kolundan tutup dışarıya atmaya çalışan müritleri, Mevlana durdurmuş…
“Biz, kim olursan ol gel demedik mi, işte geldi. Şarabı o içmiş, siz sarhoş olmuşsunuz” diye uyarıda bulunmuş müritlerine…
Adana Lezzet Festivali için onca harcanan emek, para ve enerji ne için yapıldı; daha fazla tanıtım ve daha güzel Adana için…
“Eee biz de Adana’ya gelin ciğerimizi yiyin” demedik mi?
650 bin insan da geldi, yedi içti eğlendi.
Şimdi kalkıp farklı yönlerden eleştirmek için zorlamanın bir gereği yok diye düşünüyorum…
